Adamın umutla bakan gözlerinin içerisine baktı. Birden hastalığı gözünün önüne gelmişti. Eğer evlenirslerse yapamayacakalarını düşünmüştü gözleri dolu halde kaçmayı tercih etmişti.
N:Sen çok özel bir insansın ama ben sana hiç bir şey veremem. Ben seni haketmiyorum.
Yavaş adımlarla arkasını dönüp göz yaşlarıyla gidiyordu. Tahir ise ayağa kalktı ve elindeki yüzüğe bakmıştı arkasını dönünce giden Nefes'i gördü.
Kadının buna hazır olmadığını düşünmüştü...
Böyle hayal etmemişti aslında...
Kadın güçlükle arkasını dönmüştü bu sefer daha içten bakmıştı ona. Bunca yapılmış hazırlık ve adamın yüzündeki hayal kırıklığı. Onu böyle harabe bir şekilde bırakmaya içi el vermezdi.
Göz yaşları eşliğinde koşarak ona doğru ilerlemişti. Kucağına atlayıp dudaklarını dudaklarıyla birleştirmişti. Adam kadının belini düşmesin diye sıkıca kavramıştı.
Anın şoku ile karşılık veremezken kadın sanki kırk yıldır hasretmiş gibi öpüyordu. İkiside farketmeden ağlıyordu aslında.
Dudakları birbirinden ayrılınca burunlarını birbirine yaslayıp derin soluklar almaya başlamışlardı.
N:Seni seviyorum çok seviyorum.
T:Ben daha çok seviyorum.Adam kadını kucağından indirdiğinde kadın onun elinden tutmuştu.
N:Evet evlenirim seninle.
Adam hüzünlü bir şekilde gülümsemiş kutunun içerisinden çıkardığı yüzüğü kadının yüzük parmağına takmıştı. Birbirlerine sıkıca sarılarak bunu kutlamışlardı.
N:Ama bir şartım var.
T:Ne şartı?
N:Eğer olmazsa...Yani yapamayacağımızı düşünürsem ayrılacağız...
T:Nefes deme öyle birtanem.
N:Lütfen Tahir.Kadın ellerini adamın yanaklarına koymuştu.
N:Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun ama şöyle düşün sen bir kuşsunözgürlüğe uçan masmavi gökyüzünün kusursuz bir varlığısın ben ise denizde belirli bir yer içinde yaşamaya çalışan bir balık. Sen uçmak istersin bağlı kalamazsın bana. Ben unuturum belirli bir hayatım var onun dışına çıkamam. İstemesem de unuturum. Sen sürekli bana bağlı kalamazsın. Kuş ile balığı aynı yerde tutamazsın.
Bir ay sonra...
Bir ay içerisinde çok şey yaşanmıştı. Kimi zaman güzel günler kimi zaman acı veren hüzünlü günler yaşamışlardı. Kadın istemeyerek hastalığı kabullenememiş çevresine özellikle Tahir'e kimi zaman sözleriyle kimi zaman davranışları ve tavrıyla üzmüş, kalp kırmıştı. Bazı günler çok güzel geçiriyordu hastalığı kabulleniyor Tahirle zaman geçirmek istiyordu. Bu süreçte Tahir çok yıpranmıştı üzüldüğü zamanlar olsa bile asla vazgeçmemişti çünkü biliyordu içinde bir yerlerde onu sevdiğini.
Bugün abisi yüzünden onun yanına henüz gidememişti. Nefes hayatına girdiğinden beri işleri de boşlamış tüm vaktini Nefes için harcamıştı.
M:Ula gitmiyorsun bir yere yeter yav! Kaç haftadır tüm yükü ben sırtladım böyle olmaz Tahir! Burası bizim ekmek teknemiz işi boşalmak yok artık.
T:Abi.
M:Ne lan ne? Ben her sabah buraya nasıl geliyorsam sende geleceksin.
T:Elimden geleni yapıyorum.
M:Yapmıyorsun işleri çok boşladın! Bir haftada sadece iki gün gelirsin bir kaç saat durup gidersin. Aklı başında adamsın kendine çeki düzen ver.Mustafa başından gidince adam sessizce kollarını geminin tırnaklarına yaslamış öylece denize bakıyordu. Şimdi olsa koşarak Nefes'in yanına giderdi. Mustafa'da haklıydı buradaki tüm yük onun omuzlarındaydı ve onunda bir ailesi vardı. O kadar dalmıştı ki telefonun çalma sesiyle bir an irkilmişti. Pantolonun cebinden çıkardığı telefonun ekranına baktı Nefes arıyordu. Her zaman ki heyecan ile açmıştı telefonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Günüm Sen
FanfictionKadın artık hergün aynı güne hapsolmuş bir şekilde yaşayacaktı ama bundan haberi bile olmayacaktı. Ya bir gün karşısına bir adam çıkarsa onu haps olduğu günden çekip çıkarırsa... Yıllardır aşkı arayan adam sonunda onu bulur. Aşması gereken tek sorun...