Bölüm 9

86 8 0
                                    

Başlangıcını ve sonunu bilmediğim karanlık bir yolda yürüyorduk. Hiçbir şey göremiyordum. Sanki karanlık tüm bedenimi sarmış gibiydi. Acaba sadece benim rüyam mı karanlıktı yoksa uyuyan herkesin rüyası böyle karanlık mı diye düşündüm.  Eğer öyleyse bu korkunç bir şeydi. Rüya görememek...

-“Nereye gittiğimizi nereden biliyorsun?” diye fısıldadım kulağına doğru.

-“Güçlerimin olduğunu ve buranın benim evim olduğunu unuttun sanırım.”

Sorduğuma pişman oldum. Haklıydı. Yine...

-“Sakın elimi bırakayım deme.”

-“Tamam.” dedim. Elimi sıkı sıkı tuttuğunu o anda fark ettim.

Ne yani yanlışlıkla elini bıraksam beni bulamayacak mıydı? Sanmıyorum, tabi ki de bulabilirdi. Her neyse...

Bir süre boşlukta ilerledik. Bir durup bir hızlanan Primelphas’a ayak uydurmak zor olsa da en sonunda dengeyi sağlamıştım.

-“Az kaldı.” dedi sessizce. Arkasında korkuyla ilerlerken bir yandan da onun varlığı sakin kalmamı sağlıyordu. Kısa sürede ona böyle duygular beslediğime inanamıyordum. Karanlığın arasından gelen ses beni kendime getirdi. Primelphas elimi hafifçe sıkarken diğer eliyle omzundan tutup arkasına doğru ittirdi.

-“Ne oldu?” diye fısıldadım.

-“Sessiz ol.” dedi. Sesindeki tedirginlik fark edilmeyecek gibi değildi.

Karanlığın içinden gözü kör edici bir ışık belirdi. Işığa alışmak için bir müddet gözlerimi kıstım. Primelphas ise bir şeyler mırıldanıyordu ama anlayamamıştım. Karşımdakileri ancak ışığın gözlerim üzerindeki etkisi azaldığı zaman seçebilmiştim. Her yerde şekilveren –insanhayvan, her ne ise – vardı. Hızla etrafımızı sarmaya başladılar. Primelphas bana dönerek:

-“Koş.” Diye bağırdı. Birden koşmaya başladık. Ellerimiz ayrılınca karanlıkta nereye gideceğimi bilememiştim.

-“Primelphas.” diye bağırmaya başladım.

Uğultu kulaklarımda yankılandı. Şekilverenlerin sesleri her yerdeydi. Bir tek Primelphas ses vermiyordu. Koşuyordum. Işık kaybolmuştu ve ben karanlıkta nereye gittiğimi bilmeden delice koşuyordum. Ne Primelphas'ın ne de diğerlerinin hızlarına yetişmem imkansızdı. Boşa kürek çekiyordum. Her nasılsa beni yakalayacaklardı. Sadece kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynuyorlardı. Her yerde olduklarını biliyordum.

Uyanmaya çalış Emma.

Şekilverenleri gördüğümden beri tek düşünebildiğim uyanmaktı fakat bir türlü yapamıyordum. Uyanmamı engelleyen bir şey vardı sanki. Karanlıkta yine bir ışık belirdi ve aniden durmama sebep olan birini görmüştüm: Şahin kadın... Auguralis...

Rüya Ötesi AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin