-“Tanrım, insan olamayacak kadar yakışıklı. Kim bu adam?” yüzündeki sinsi gülümsemeyi görmemiş gibi davrandım.
-“Yoksa benden habersiz sevgili mi buldun?”
Sorusu üzerine kısa süreli şok yaşadım. Ann kaç zamandır görmediğin dostuna ilk soracağın soru bu muydu yani?
-“Saçmalama Ann.” diyebildim.
-“Ahh... Üzüldüm.” dedi. Alaycı ifadesi olmasa gerçekten üzüldüğünü düşünebilirdim. Ciddi bir ifadeyle ona baktım. Nasıl anlatmalıydım? Söylemeli miydim? o benim en yakın arkadaşımdı. O kadar yorulmuştum ki her şeyi anlatma ihtiyacıyla konuşmaya başladım:
-“Bak Ann, inanmayabilirsin ama Primelphas bir şekilveren. Yani rüyalarımıza şekil veriyor. Biliyor musun babam da bir şekilverenmiş ama annemi görünce işler değişmiş. Kuralları çiğneyerek bir insana aşık olmuş. Kendini de iksir dedikleri bir şeyle insana dönüştürerek bu dünyaya geçiş yapmış. Şimdi diğerleri yani diğer şekilverenler hem babamdan öç almak için hem de dünyaya geçebilmek için bizim peşimizdeler. Babam dışarı çıkamasınlar diye büyü yapmış. Hafızalarını da silerek büyüyü bir kutuya yerleştirmiş. Yerini de sadece içerdeki yakışıklı biliyor. Ama bir çatlak oluştu. Şimdilik iki tane şekilveren geçiş yapabiliyor bu dünyaya hem de iksire gerek kalmadan ama diğerlerinin geçiş yapması an meselesi. Hafızalarını kazanmaları için kutuya ihtiyaçları var. Auguralis diye bir şekilveren, gerçi gerçek ismi bu değil, her neyse babamdan intikam almak için beni öldürmek istiyor. O yüzden tehlikedeyiz. Bak, anlamadığını ya da sana saçma geldiğini biliyorum ama en yakın arkadaşımsın ve sana anlatmam gerekiyordu.”
Ann beni bir kol boyu mesafesinde tutarak sarsıyordu.
-“Hey, Emma. İyi misin? Kim olduğunu söylemeyecek misin?”
Lanet olsun!
Ona her şeyi anlatmayı dilerdim ama yapamazdım. Yapmamalıydım. Bu bana bile hala mantık dışı gelirken, ona kim bilir nasıl etki ederdi. Onun yerine hiç istemesem de yalan söylemek zorunda kaldım:
-“Primelphas benim iş yerimden bir arkadaşım ve ımm... – ne demeliyim? – kötü işlere bulaşmış – kötü işler mi? – kötü adamlar da onu bu hale getirmiş. O da benden yardım istedi ve şimdi bende senden yardım istiyorum.”
Yüzüme telaşlı ve şaşkın ifadeyle bakıyordu.
-“Nasıl kötü işlere?” dedi.
Evet, Emma. Nasıl kötü işlere anlat bakalım?
-“Aaa, şey... Uyuşturucu.”
Uyuşturucu mu? Çok yaratıcısın Emma.
-“Ne? Emma, sen delirdin mi? bir uyuşturucu bağımlısı ve satıcısına nasıl yardım edersin. Polis burayı bulursa hepimizi hapse tıkar. Bunları hiç düşündün mü acaba?” Ellerini saçlarının arasına sokarak deli gibi odada gezinmeye başladı.
Aferin Emma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya Ötesi Aşk
Ciencia FicciónArkadaşlar öncelikler merhaba :D Bu benim ilk bilim kurgu hikayem. O yüzden hatalarım özellikle kurgu hataları olabilir. Şimdiden özür dilerim. Dört beş ay önce bir rüya gördüm ve oradan yola çıkarak bu hikayeyi yazdım. Tabi kurgulayarak... Bakalım...