Son gücümle tekrar ayağa kalktım fakat yılan o kadar hızlıydı ki; beni kuyruğuyla yakalayarak kadına dönüşen Şahinin yanına götürdü.
-"Bizden kaçacağını mı sanıyordun?" tıslayarak gülüyordu yılan.
-"Kes sesini Xpyle. Senin yüzünden buradayız zaten."
Yılan adam birden sustu. Kadın bana doğru yaklaştı. Yüzümü sanki iğrenç bir varlıkmışım gibi süzdü. Kendi çok güzelmiş gibi. Siyah saçları uzundu ve teni bembeyazdı. Aslında güzel sayılabilirdi yüzündeki çirkin yara olmasaydı. Alnının sol kenarından başlayarak çenesine kadar uzanan yara, güzel sayılabilecek yüzünü çirkinleştirmişti. Kadına dönüşmesine rağmen kanatları hala arkasındaydı. Yılan daha çirkindi. Kısa boyluydu. Saçlarını kazıtmıştı ve anlamsız bir dövme yaptırmıştı. Yüzünde yara yoktu ama ikiye ayrık olan simsiyah dili vardı. Yılan adam. O da şahin gibi tam olarak insana dönüşmemişti. Arkasındaki kuyruk, onu iyice çekilmez bir "şey" yapıyordu.
-"Kimsiniz siz?" dedim korktuğumu saklayarak.
-"Biz kim miyiz?" gülme sırası kadındaydı. Gülüşü bir süre karanlıkta yankılandı. Sonra birden ciddileşerek:
-"Yani sen şimdi yüzümdeki yaranın senin eserin olduğunu hatırlamıyorsun öyle mi?"
-"Efendim?" dedim şaşkınlıkla.
Nasıl olabilir?
-"Bana bak seni sinsi şeytan. Bizi uğraştırma. Kutuyu ver gidelim."
-"Kutu mu, ne kutusu?"
Korkmaya başlamıştım iyice. Benim bu insan yaratıklarla ne işim olabilirdi?
-"Ya kutuyu bize verirsin, ya da seni şuracıkta öldürürüm."
-"Kutudan haberim yok benim."
-"Tamam, öyle olsun. O zaman bizde kutuyu Primelephas'dan alırız. Kızı gördüğümüze göre o da artık ortaya çıkacaktır. Öldürebilirsin."
Yılana dönerek işaret verdi ve kanatlarını açtı. Büyük bir gürültüyle tekrar Şahin oldu. Uçarak oradan uzaklaştı. Arkasından bakan yılan aniden bana döndü ve ağzını kocaman açtı ve bana doğru yaklaştı. Avazım çıktığı kadar bağırdım... Bağırdım... Bağırdım...
Yataktan sıçrayarak uyandım. Vücudumun her bir zerresi titriyordu. Her yerim ter içindeydi. Gözlerimden akan gözyaşları ne kadar korktuğumun kanıtı gibiydiler. Doğruldum, kendime gelmeye çalıştım.
Sadece bir rüya... Korkunç bir kâbus...
Yataktan kalktım ve mutfağa gittim. Bir bardak su içtim ve rüyanın etkisinden çıkmaya çabaladım. O kadar gerçekti ki... Titreyerek su içtiğim sırada arkamdan birinin geçtiğini hissettim. Ani bir hareketle arkamı döndüm ama kimseyi göremedim. Tuhaf bir hisse kapıldım. Gördüğüm rüyanın etkisiydi sanırım. Yatağıma uzandığımda bir müddet uyuyamadım. Gözlerim tavana kilitlendi. Uyumak istemiyordum. Benzer bir kâbus göreceğimden korkuyordum fakat bir süre sonra gözlerim uykuya yenik düştüler. Daha fazla dayanamayarak uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya Ötesi Aşk
Ciencia FicciónArkadaşlar öncelikler merhaba :D Bu benim ilk bilim kurgu hikayem. O yüzden hatalarım özellikle kurgu hataları olabilir. Şimdiden özür dilerim. Dört beş ay önce bir rüya gördüm ve oradan yola çıkarak bu hikayeyi yazdım. Tabi kurgulayarak... Bakalım...