Bölüm 13

52 7 1
                                    

-“Mükemmel.” diye bağırdım.

Televizyonun altındaki üniteyi açtığımda küçük kutudaki iğne ve iplikleri gördüm. Koşarak ocağı açtım ve ipliği iğneye geçirdikten sonra ocağın üzerinde bir süre beklettim. Mike amca iksiri yapmaya başlamıştı bile. İçine ne koyduğunu bile bilmiyordum ama kokusu felaketti. İğne iyice ısındıktan sonra koşarak Primelphas’ın yanına gittim. Yatakta kıvranıyordu. Yanına oturarak kanların tekrar akmaya başladığı yaraya baktım. Bunu yapabileceğimden emin olamasam da yapmak zorundaydım. Tekrar yaranın etrafını temizledim ve derin bir nefes alarak iğneyi Primelphas’ın derisine batırdım. Primelphas’ın acı dolu çığlıkları kulaklarımı tırmalıyordu. İğneyi deriye her batırışımda haykırmamak için başını yastığa gömüyordu. Yaptığım şey steril değildi ve Primelphas her an mikrop alabilirdi ama buna mecburdum. Kolunu nihayet diktikten sonra sıra bacağına gelmişti. Yara bacağının iç kısmındaydı. Aynı işlemi bacağına da uyguladım. Primelphas artık kendinden geçmiş bir haldeydi. Bayılması an meselesiydi. En sonunda işlemi tamamladıktan sonra Primelphas’a acıları biraz da olsa dinsin diye ağrı kesici içirdim. İlacı zorla içerek gözlerini kapattı. Bir süre yanında kaldım. İlacın etkisiyle biraz daha rahatlamış görünüyordu. Dinlenmesi için dışarı çıkacağım sırada Mike amca odaya girdi. Elindeki kabın içinde hazırladığı siyah renkteki iksirle – Ah Tanrım! Berbat bir kokusu vardı. –Primelphas’ın yanına oturdu ve yaralarına yavaşça sürmeye başladı. Gözlerini hiç açmayan Primelphas’ın kaşlarını çattığını ve inlediğini görebiliyordum. İksiri sürdükten sonra beyaz bezle etrafını sardı.

-“İyi olacak.” dedi bana bakarak.

 Başımla onayladım. Konuşmaya gücüm kalmamıştı. Tüm kanlı havluları ve diğer eşyaları toplayıp dışarı çıkarken de Mike amca sırtımı sıvazlayıp:

-“İyi iş çıkardın hayatım. Şimdi sende dinlensen iyi olur.”

Başımı yana eğerek tebessüm ettim. Bir süre birbirimize baktık. Ağlamamak için kendimi zor tutsam da yine de gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Bana sımsıkı sarıldıktan sonra beni bir kol boyu mesafede tutarak:

-“Üzülme artık.” diyebildi. Mike amca da babam gibi duygularını pek belli edemeyen bir insandı. – insanhayvan, şekilveren – O, benim Mike amcamdı işte ve gerisi hiç önemli değildi.

Elimdekileri aldı.

-“Ben bunları temizlerim. Hadi sende dinlen biraz.”

-“Tamam.” diyebildim sadece ve yatmak için salona girdim. Koltuğa uzandım. Ne kadar yorgun olduğumu o zaman anladım. Tüm kaslarım gerilmişti. Rahatlamaya ihtiyacım vardı ve bunun tek çaresi uyumaktı ama yapamazdım. Uyumak bana yasaktı. Sadece gözlerimi dinlendirmem yeterliydi. O yüzden gözlerimi yavaşça kapattım ama düşündüğüm ilk şey Primelphas oldu. Uyanmadan önce keskin bir şey gördüğümü hatırladım. Gözlerimi hızla açtım. Ah! Demek ona bıçakla saldırmışlardı. Peki ya uyandığımda yanımda o olmasaydı. Ya planım işe yaramasaydı. O zaman her şey daha korkunç bir hal alırdı. Düşünmek bile istemiyordum. Yerimden kalkıp Primelphas’ın yanına gittim. Usulca yatağın kenarına oturdum. Acaba uyuyor mu diye düşünmeden edemedim. Bu tehlikeli miydi? Onu uyandırmam gerekiyor muydu? O, bir şekilverendi ve şekilverenler uyumazdı. Uyusalar bile rüya göreceklerini hiç sanmıyordum. Gerçi şu anda dünyayla etkileşim halindeydi. Yine de rüya göreceğini sanmıyordum. Ya da uyuduğunu...

Çok yavaş hareket ediyordum. Elimi yavaşça saçlarına götürdüm. Terliydi. Ne kadar da insana benziyordu. Üzerimdeki etkisine kendim bile inanamıyordum. Tanrım! İnsan bile değildi. İnsan çok benzeyen bir şekilveren. Bunu birine anlatsam herhalde kafayı yediğimi düşünürdü. İsteyen istediğini düşünebilirdi. Tek bildiğim bir şey varsa o da... Birden Mike amcanın yalnız olduğu geldi aklıma. Düşüncelerimden sıyrılarak yerimden kalktım. Primelphas’ın dudağının köşesinden öperek odadan ayrıldım.

Mike amcanın endişeli yüzü dikkatimi çeken ilk şeydi. Kanepede oturuyordu. Düşünceli hali, beni görünce hemen değişerek yerini yapay gülümsemesine bıraktı. Bende gülmeye çalışarak ama pek de başarılı olamayarak yanındaki tek koltuğa kendimi bıraktım.

-“Endişelenme. Prime iyi olacak.”

-“İyi olacak.” diye tekrar ettim.

Rüya Ötesi AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin