Primelphas’ın söyledikleri imkânsıza yakındı ama başka çare de yok gibi görünüyordu. Kağıda kutuyu sakladığı yeri çizmişti ve benden de direkt çizdiği yeri görmemi istiyordu. Kağıda tüm detaylar çizilmişti. Yine de orayı görebileceğimden emin değildim. İyice pekiştirmem gerekiyordu ama yine de mümkün olabilir miydi bilmiyordum. Bu beni deli gibi korkutmuştu. Mike amca odadan çıktığında birbirimize endişeyle bakıyorduk.
-“Emma, sana asla zarar gelmesini istemiyorum. O yüzden bunu yapmak istemezsen anlarım.” Elimi tutuyordu.
-“Tehlikeli olduğunu biliyorum.” dedim elimi yumuşak dokunuşlarla okşarken ve içimdeki arzuyu bir tarafa koyarak sözüme devam ettim:
-“Bunu yapmak zorundayız değil mi?” diye sordum.
Cevap vermedi. Onun yerine elimin iç kısmını nazikçe çevirip masum bir öpücük kondurmuştu. Kasıklarımın gerildiğini hissediyordum. Elimi öpmeye devam ediyordu. Biri içeri girip bizi böyle görse artık umurumda bile olmazdı. Şuan tek düşünebildiğim onunla olmaktı. Vücudunu bana biraz daha yaklaştırdı. Artık nefesinin sıcaklığını hissedecek kadar yakınımdaydı. Serbest olan elimle çenesindeki sakalları okşamaya başladım.
-“Emma.” diye fısıldadı Primelphas.
-“Efendim?” dedim bende fısıldayarak.
-“Bende bıraktığın etkiyi bir bilsen... Sana karşı nasıl böyle hissedebiliyorum anlamıyorum ama bu muhteşem bir his.”
-“Öyle mi?” dedim gülerek.
Birden dudağıma doğru eğildi ve öptü. Nasıl başarıyordu? Kalbimin hızlanmasını, arzu ve tutkuyu, ona karşı oluşan doluluk hissini – ve bu mükemmel bir his – nasıl başarıyordu bende onu anlamıyordum. Gittikçe daha sert daha şehvetli öpüyordu. Elini, boynuma ve oradan da göğsüme götürerek nazik bir şekilde okşamaya başladı. Kapının gıcırtısıyla aniden birbirimizden ayrıldık.
Lütfen Mike amca olmasın.
-“Seni pis yalancı.” diyerek içeri girdi Ann.
Şükürler olsun.
Elindekileri içecekleri bırakarak tekrar kapıya yöneldi. Primelphas’ı yiyecekmiş gibi bakıyordu. Ondan nefret ettiğini belli etmekte ödül alabilirdi.
-“Seninle konuşsak iyi olacak.” dedi bana ters ters bakarak. Açıklamama fırsat bile vermeden kapıyı hızla suratımıza çarpıp çıktı.
Ann çıkınca Primelphas ile birbirimize baktık. İkimizde dayanamayıp kahkaha attık. Gözlerimden yaş gelene kadar güldükten sonra yüzü birden ciddileşen Primelphas karşısında bende kendimi toparlayarak yatağın üstündeki peçeteye odaklandım.
Bu zor olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya Ötesi Aşk
Fiksi IlmiahArkadaşlar öncelikler merhaba :D Bu benim ilk bilim kurgu hikayem. O yüzden hatalarım özellikle kurgu hataları olabilir. Şimdiden özür dilerim. Dört beş ay önce bir rüya gördüm ve oradan yola çıkarak bu hikayeyi yazdım. Tabi kurgulayarak... Bakalım...