Sıradan bir müşteri

239 37 47
                                    


Erza, şirketten elinde buketiyle çıktığında birçok meslektaşının ona doğru düşen meraklı bakışlarını umursamadı bile. Elbette tüm şirketi dolaşan o gülleri herkes tanıyordu. Kızıl saçlı kadının elleri arasında son bulmuş olması da ilgilerini çekmiş olsa gerek bakışlarını gizlememişlerdi. Kan kırmızısı gül goncaları, kızıl saç telleri arasında kaybolması gerekirken ışıldıyorlardı.




Hızlı adımlarla şirketin kapılarından çıktı. Kendini dışarı attığında bile ivmesini kaybetmedi. Normalde ilk iş gününü burda sonlandırmayı beklerken şaşırtıcı bir gelişme onu adeta vurmuştu. Lucy'nin getirdiği haber ile tüm algıları açılırken duyduğu sözler zihninde belirdi:



"İlk müşterin ile görüşmen bir saat sonra."



 
Siyah çantasını eliyle sıkarken o gerginliği yansıtan bir yürüyüş hakimdi hareketlerine. Adımlarını dışarı çıktığı anda arabasına doğru çevirdi. Lucy ise arkasında koşturarak ona yetişmeye uğraşıyordu,


"Görüşeceğin firma ile ilgili dediklerimi hatırlıyorsun değil mi? Bilgilerini, dosyasını?" Lucy bunu neden sorduğunu dahi bilmiyordu. Erza ona bakışlarını çevirdiğinde "Zaten hatırlıyorsun." diye mırıldanmıştı. Dayanamadı, tekrar söze girdi:



"Bu firmayı daha önce hiç duymamıştım. Dosyadaki bilgiler de çok eksik üstelik. Keşke biraz daha zamanımız olsaydı araştırmak için."




Erza, ona yetişmeye çalışan Lucy'i dinlerken arabasına ulaşmıştı. Buketini incitmek istemez gibi onu zarifçe aracın yan koltuğuna bıraktı, ardından şoför koltuğuna yerleşti. Gitmeden önce Lucy'nin sesi onu bir kez daha durdurdu. Arabaya doğru yaklaşmıştı, "Erza, bu iş hakkında iyi olmayan düşüncelerim var. Ne olduğunu bilmiyorum ama..." Arkadaşının yanında olmaya çalışıyordu bu endişeli tavırlarla:


"Dikkatli ol."


Haklıydı. Erza bir anda üstüne çullanan işleri ve önüne bıraktıkları, oldukça eksik müşteri dosyasını düşündü. Lucy'nin tepkisiyle kanının şimdiden ısındığı bu hallerine tebessüm etti sadece. "Farkındayım." Başıyla onayladı bir kez daha eminliğini belli ederken.




Lucy ile yollarını ayırdığında, emin olmak adına navigasyonunu açtı. Hiç tereddüt etmeden müşteri ile görüşmesinin belirlendiği yere dikti gözlerini. Navigasyonda beliren konuma dikkat edince buranın bir muhit olduğunu anlamıştı. Onu düşündüren nokta ise şehirden oldukça uzağa düşüyor olmasıydı. Ormanlık alanda bir araziydi belki de. Başından beri sıkıntı diye bağıran sezgilerini daha mantık açısından çözemediği olaylarla susturuyordu.




Bu görüşmenin diğerlerinden farklı olacağını hatırladı tekrar. O davaya atanan avukat olmaya alışıktı hep. Şu ana kadar önüne gelen herkes, direkt onun müvekkili hâline gelirken şimdi görüşeceği kişide bunun olması kendine bağlıydı. "Şirkete kazandırmam gereken bir müşteri ha?" diye geçirdi içinden.


Edindiği o kısıtlı bilgilere göre oldukça varlıklı olan girişimci bir firmaydı. Bu sektöre yeni girmiş, genç bir firma olsa da potansiyelinin yüksek olduğu kesindi. Fabrikalarının sayısını arttırırlarken bir süredir işin hukuki kısmını halledecek birilerini arıyorlardı. Birçok hukuk ofisi, bu talih kuşunu kovalamaya uğraşıyordu şüphesiz. Erza ise şirketinin bayrağını taşıyarak bu görüşmeyi yapacak avukatlardan sadece biriydi. Hoş, tüm gerginliğine rağmen güzel idare ediyordu.




Konuma ulaştığında, aracın arkasından çantasını alıp hemen çıktı. Buraya gelene kadar son birkaç kilometrede tek bir yerleşim yeri bile görememişti. Bu tenhalık onu iyice gererken aklından geçirdiklerinin yoğunluğuyla etrafını incelemesi biraz zaman aldı.

AvukatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin