En başından beri

280 33 58
                                    


"Ha?"


Hepsi şokla beraber yalpalarken Erza açıkladı: "Eşler birbirine tanıklık yapmaya zorlanamaz."

Laxus bulmaca çözercesine anlamaya çalışıyordu. Yoğunlaştığında gözleri istemsizce kısıldı, hukuk hakkında bildiği çok az olsa da bir şeyler oturmaya başlamıştı zihninde.



"Baş şüpheli sensin. Jellal ise olayın tek tanığı olarak senin hakkında sorular sorduklarında konuşmayı reddedecek. Yani bir bilinmezliğe atacaksınız onları." Mira da Laxus'tan farksız şekilde olayı hemen kavradı. Böylece Erza'yı tamamlamıştı:


"Bu yüzden başka kanıt olup olmadığını sordun, değil mi? Ortadaki tek şüpheyi de ortadan kaldırırsanız şüpheli olmaktan çıkarsız ve dava düşer. Bu, olay sırasında orada olduğunuzu kanıtlayamamaları gibi bir şey..."

Erza, onların dediklerini başıyla onaylamakla yetindi. Evin tüm her yeri kaplayan camlarından dışarıyı seyrederken bu boğuk sessizlik onu geriyordu. Dayanamadı sonunda ve boğazının ağrısını umursamadan sesini yükseltti: "Bilmiyorum tamam mı?" Derin bir nefes verip saçını topladığı tokayı çıkardı. Gür saçları omuzlarına düşerken gözünü kapatan birkaç teli hırçınca kulağının arkasına sıkıştırmıştı.

Belki de bunu hiç söylememeliydi? Peki Jellal ne derdi? Bu konuda tek bir söz bile etmeyenin Jellal'den başkası olmadığını fark etti o anda. Şimdi iyice telaşlanmıştı. "Bunu kesinlikle söylememeliydim." dedi kendine.


Ancak tam o sırada safir saçlının ona yaklaştığını gördü. Her şeye tezat, çok sakin duruyordu.


"Olabilir."

Erza'nın büyüyen göz bebekleri ona döndüğünde kısaca bakıştılar. Laxus ise aralarına girip bakışmalarını kesti. Aralarındaki çekimi bastırıp onları birbirlerinden uzaklaştırmıştı, "Durun, durun... Fazla acele ediyorsunuz."


Jellal bir şeyler söylenmeye yeltense de Laxus onu kolundan kavrayıp bir kenara çekti. Yalnızca onun duyabileceği bir sesle "Bunu yapacak mısınız cidden?" demişti.


Mira'da benzer hareketlerle Erza'yı iteleyip uzaklaştırdığında önce sert bakışlarla süzdü onu. Ani bir hareketle dostuna sarıldığında ise ışıldayan mavileri yüzünü aydınlatıyordu. Erza'yı yanaklarından sıkıp omuzlarından sarstı heyecanla. "Bu senden duyduğum en güzel fikir olabilir." Birkaç defa olduğu yerde zıpladı. Gülümsemesi tüm yüzüne yayılırken yanakları hafifçe kızarmıştı.


"Ay, evlen gitsin."


Laxus ise parmaklarını sarı saçları arasından stresle geçiriyordu, "Evlenmekten bahsediyorum burada. Ne kadar ciddi bir iş olduğunu tekrarlayayım mı?" Bu ikisinin ilişkilerinden hiçbir kuşku duymasa da olayların hızlı gelişmesinden endişeliydi. Gerçi ne önemi vardı ki? Jellal Fernandes dünden hazır görünüyordu. İçinden "Beni hiç dinlemedi bile." diye hırsla söylendi.



Jellal, Laxus'un önünden çekilip biraz uzaklaşmıştı. Konuşmalarını kendi isteğiyle sonlandırdığında, çıt bile çıkarmadan sadece Mira ile konuşan Erza'da dolandırdı gözlerini. İlk karşılaşmalarına kadar tüm her şeyi hatırlıyordu. Zihni onunla geçirdiği her anda bir kayıt makinesine dönüşüyordu sanki. Film şeridini aratmaz hâlde her şey hafızasına mıh gibi kazılıydı. Tüm o diyaloglar, kıyafetindeki küçük bir detay, bütün beden ifadeleri... Bunları unutmaktan asla korkmuyordu. Çünkü biliyordu ki ne zaman bunlara ulaşmaya çalışsa, zihninin içinden bir kayıdı geri sarar gibi onu ordan çekip alabilirdi.


AvukatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin