Sare: Beni unutman zorlaşır.
Sare: Kendine bunu yapma.
Sensizliğe alışmam zorlaşır. Bana bunu yapma.
Başıma Bela: Bunu nereden çıkardın
Başıma Bela: Ben sana böyle mi göründüm
Başıma Bela: Seni unutmaya çalıştığımı falan mı düşünüyorsun
Başıma Bela: Şaka mı yapıyorsun Sare
Sare: Senin için en iyisi bu olur.
Başıma Bela: Tamam Sare.
Başıma Bela: Sağ ol. İyi günler.
Yürümeye devam ederken onunla mesajlaşıyordum. Bir anda kabullenmesiyle duraksadım.
Yine onun kalbini üzmüştüm.
Bu zaten en iyi yaptığım işti...
Derin bir nefes aldım. Onun istediği şeyleri kabul edemezdim. Sadece bir kelimeden bahsediyordu evet, ama olmazdı. Ben onu aklımdan atmak için uğtaşıyordum. Kabul edemezdim.
Sahile ulaşmıştım. Gözlerim Çiğdem'i aramaya başladığında onu ileride denize bakarken gördüm. Ona doğru gitmeye başladım.
Yanına ukaşınca onun gibi denize baktım. Birkaç dakika ne o konuştu ne de ben. En sonunda ağzımı açtım.
"Anonimle konuştum." Başı bana döndü. "Az önce." diye ekledim. Ona baktığımda gözlerini kocaman ayırmıştı.
"İki aydan sonra mı?" Kafamı salladım. "Yolda kedisini buldum. Bırakıp gelemedim buraya. Ona mesaj attım. İyi ki de atmışım. Kedisi kaybolmuş."
Çiğdem gözlerini kocaman açmaya devam etti. "O zaman almaya geldiğinde görmüşsündür." Kafamı iki yana salladım.
"Kedisini orada bir yere bıraktım. Az sonra gelip alacak." Çiğdem kafasını salladı usulca. Gözleri eski haline dönmüştü.
"Onunla konuşmak sana iyi gelmemiştir." diye konuştuğunda denize döndüm. İyi gelip gelmemesi hakkında hiçbir fikrim yoktu aslında.
Her şey yalnız kaldığımda anlaşılırdı.
"Bana bir teklifte bulundu."
"Evlenme teklifi mi? N'olur kabul ettim de." Ona bakarken ister istemez güldüm. Bir anda evlenme teklifine nasıl gelmişti olay?
"Yuh ama Çiğdem." dediğimde omuzlarını silkti. "Ne bileyim ben ya. Başka ne teklif edebilir?"
"Ayda bir kez bana mesaj atmak istiyor. Sırf nasıl olduğumu benden öğrenmek için." Çiğdem bir anda gülümseyerek başını yana eğdi. "Ya ama çok tatlı değil mi?"
Öyle.
"Kabul ettin mi?" Kafamı iki yana salladım. "Niye salak mısın sen?" Sinirle söylendiğinde kaşlarımı çattım. "Ona tekrar alışamam Çiğdem."
Çiğdem elini uzatıp kolumu çimdikledi. "Sen salaksın valla. Bu çocuk zaten seni bırakmaz. Sen de daha yüzünü görmeden ne kadar çok bağlandın ona. Eh sen de bırakmazsın yani. Ne var ayda bir kez mesaj atsa da çocuğa iyiyim desen. Zaten önünde sonunda evleneceksiniz. Bundan daha iyi birisini mi bulacaksın?"
Çiğdem'in anonimi bu denli benimseyip savunması beni çok şaşırtmıştı. Dediklerinde doğruluk payının olması ise daha da şaşırtıcı bir şeydi.
"Bilemezsin Çiğdem. Beni seviyor diye onunla evlencek değilim. Belki de ben başkasına âşık olacağım."
"Kesin yaşanır bu." diyerek benden uzaklaştı ve yürümeye başladı. Arkasından düşünceli bir şekilde ben de yürüdüm.
Boş yere mi unutmak için çabalıyordum acaba?
Çiğdem boş bir bank bulup oturduğunda ben de yanına gidip oturdum.
"Sen onu bu kadar seviyor muydun Çiğdem?" diye sordum ona dönerek. Kızlar desteklerken Çiğdem her zaman yalancı olduğunu söylüyordu.
"Senin şu bir aydaki halinden sonra onun arkasında olmaktan başka çarem yok. Sen onsuzken mutlusun. Bilmem farkında mısın ama onunla konuşurken, onunla tanışmadan önceki hallerinden bile daha mutluydun." Çiğdem'in dedikleriyle derin bir nefes aldım.
"Ben aslında onunla en başından beri tanışıyordum." dedim. Çiğdem dediklerime burun kıvırdı. "Hatırlamadıktan sonra..."
Derin bir iç çektim. Ne yapacağımı bilemiyordum.
🌠
Çiğdem'e katılıyor musunuz?
Yorum yapıp yıldız bırakmayı unutmayalım.
Buraya bir adet Sare ve ona aşkla bakan Çiğdem bırakıp kaçıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuran Kursu'nun Muhafızı | texting
Short Story0545.......: Annem her kış Kuran Kursu'na giderdi 0545.......: Beni de yanında götürürdü 0545.......: Oraya gitmeyi hiç sevmezdim 0545.......: Sonra sen beni yanına çağırmıştın 0545.......: Seni de annen getirmişti 0545.......: Onlar hocayla Kuran o...