Sare: Evde misin
Dildâr: Başka nerede olabilirim
Sare: Tamam
Sare: Geliyorum
Dildâr: NEEE
Dildâr: Gerçekten miii
Sare: Bugün yasak yok biliyorsun
Sare: Seni görmek istiyorum
Sare: Aslında hâlâ korkuyorum ama
Sare: Çok özledim
Dildâr: GEL GEL GEL
Dildâr: Çabuk gel lütfen
Dildâr: Heyecandan bayılacağım şimdi
Sare: Biraz sonra yanındayım
Dildâr: ❤
Durduğum yerden hareketlendim. Annemden izin almıştım. Uraz'ın yanına gideceğimi biliyordu.
Üzerimi düzeltip çantamı alırken annem yanıma geldi. "Al bunları da götür, çocuğum neler yiyordur yazık." derken elime bir poşet tutturdu.
"Anne bu ne?" diye sordum. "Yaprak sarması, mantı falan koydum. Önceden bize geliyordu içim rahat ediyordu. Şimdi evde bir başına ne yiyordur, yazık." derken bayağı üzülmüşe benziyordu annem.
"Anne, Uraz çok iyi yemek yapıyor." diye konuştum suratına bakarak. "Olsun olsun. Mantı açacak değil ya. Götür de yesin." dediğinde güldüm. Annemdeki damat sevgisi beni öldürecekti.
"İleride gelinine de böyle ilgili olacak mısın acaba?" diye sorduğumda güldü. "Seversem neden olmayayım." diye konuştu. Zaten annem sevmezse vay haline.
"Hadi buzları çözülmeden götür şunları." deyip kapıyı açtığıda kapıya doğru döndüm. "Selamımı söyle."
Kapıdan çıkıp anneme başımı salladım. Sonra yürümeye başladım. Aylar sonra dışarıda olmak garipti. Yüzümdeki maske rahatsız etse de Uraz'a gittiğim için hiçbir şey umurumda değildi.
Evden uzaklaştıktan sonra sağa doğru dönmüştüm ki karşımda görmek istemediğim birisini gördüm. Semih de beni görmüştü.
Kızlar Semih için ilk aşkım diyorlardı ama ben Semih'e ortaokula giderken âşıktım. Ona da aşk denirse tabii. Sanki Uraz bunu duysa üzülürmüş gibi hissediyordum.
Mecburen Semih'in olduğu yere doğru yürümeye başladım. Burası onların evinin önüydü. "Sana yasak yok muydu?" deyip güldüğünde yüzüne tepkisizce baktım.
"Bugün serbest." dedim. Semih ellerime baktı. Sonra da geri bama döndü. "Bu arada nişanlanmışsın tebrik ederim." dediğinde kafamı salladım. "Teşekkür ederim."
Semi kafasını benim gibi salladı. "İyi günler." deyip yanından ayrıldım. Kötü birisi değildi ama gereksiz bir şekilde birileriyle konuşmaktan hoşlanmıyordum.
Biraz daha yürüdükten sonra Uraz'ım evine yaklaşmıştım. Aslında uzak değildi ama hava sıcak olduğu için oldukça yorulmuştum. Biraz sonra apartmanı gördüm.
Apartmandan içeri girince keyifsizce nefesimi verdim. Bu kadar merdiveni kim çıkacaktı? "Yukarıda Uraz beni bekliyor." diye teselli ettim kendimi. Uraz'ın taktiğiydi bu.
Katları tek tek çıkarken Öykü'ye uğramayı düşünsem de önce Uraz'ı görmek istiyordum.
Biraz sonra en üst kata çıktım. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Çok beklemeden kapı açılmıştı.
Özlediğim yüzünü canlı bir şekilde görünce kocaman gülümsedim. "Yıllar sonra görüşüyoruz sanki." diye fısıldadım.
"Hoş geldin." deyip kenara çekildi Uraz. İçeriye doğru girdim. Elimdeki poşetle mutfağa girdim. "Annem sana yiyecek bir şeyler gönderdi." diye konuşurken ağzımdaki maskeyi çıkardım.
"Sare hadi sarılalım." demesiyle gülerek ona döndüm. "Korona var olmaz." diye konuştum. Uraz suratını asarken ona arkamı dönüp ellerimi yıkamaya başladım.
Yıkayıp havluya sildikten sonra geri Uraz'a döndüm. Uraz asık suratıyla bana bakıyordu. Minik minik ona doğru adımladım.
"Uraz." dedim ismini biraz uzatarak. Başını sol tarafa doğru çevirdi. "Küstüm ben sana." diye konuştu. Bu çocuksu halleri çok hoşuma gidiyordu.
"Ben de tam sana sarılacaktım. Küstüysen kabul etmezsin." dememle kafasını bana çevirdi. "Dalga mı geçiyorsun benimle?"
"Ellerimi yıkamadan sarılmak istememiştim." dediğimde Uraz arkasını dönerek mutfaktan çıktı.
"Şimdi de ben sarılmıyorum."
🌠
Uraz Uraz Uraz... ❤
Sanırım en minnoş oğlum Uraz ya. Aslında Anıl da olabilir. Ama yok yok, Uraz. ❤
Sınır: 165 Vote
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuran Kursu'nun Muhafızı | texting
Kurzgeschichten0545.......: Annem her kış Kuran Kursu'na giderdi 0545.......: Beni de yanında götürürdü 0545.......: Oraya gitmeyi hiç sevmezdim 0545.......: Sonra sen beni yanına çağırmıştın 0545.......: Seni de annen getirmişti 0545.......: Onlar hocayla Kuran o...