Yıkılmadık Yan Yattık
Sare: Yanıma gelir misiniz?
Sare: Ben iyi değilim
My Rose: Ne oldu
My Rose: Kötü bir şey mi var
Öykümcüm: Ay korkutma bizi
Çekirdek: Sare ne oldu kuzum
Sare: Yazmak istemiyorum
Sare: Gelin de anlatayım
My Rose: Ben kapınıza geldim bile
Öykümcüm: Hemen geliyorum ben de
Çekirdek: Geliyorum
Telefonumu yanıma bırakıp yastığıma sarıldım. Dün akşamdan beri iyi değildim. Kalbimde bir sızı vardı.
Daha birkaç gündür tanıdığım insanı kaybettim diye canımın bu denli yanması çok saçmaydı. Ama yanıyordu işte.
Belki de kalbim onu hatırlıyordu. Küçükken onu o kadar çok seviyorsam kalbimin hatırlaması gerekirdi.
Peki aklım neden hatırlamıyordu? Nasıl silip atabilmiştim onu? Çok küçüğüm diye miydi? Hiç hatırlamıyordum. Ona dair tek bir şey hatırlamıyordum.
"Bilmiyorum ki kızım. Dün girdi odasına ağzını da bıçak açmıyor." Annemin sesini duyunca gözlerimi sildim. Usul usul gözlerimden yaş akuyordu.
"Yoksa bu kız birisine âşık mı oldu?" Annemin endişeli sesine buruk bir şekilde tebessüm ettim. Bunda bu kadar üzülmüşsem birisine âşık olup ayrılsam ne hâle gelirdim kim bilir...
"Tamam Şerife teyze, ben bir konuşayım onunla." Gül'ün sesiydi bu. Kapım usulca aralandığında yastığımdan başımı kaldırmadan gözlerimi kapıya çevirdim. Beni görür görmez hızla yanıma gelmişti.
"Güzelim ne bu halin?" deyip beni omuzlarımdan tutup kaldırdı. "Gül, ben çok kötü hissediyorum." deyip kollarımı ona sardım. Gül de kollarını bana sardı.
Sessizce gözlerimi kapatarak ona sarılmaya devam ettim. Biraz sonra kapım tekrar açıldı. İkisinin de geldiğini bana sarılan kollardan anladım.
"Yapmam gerekeni yaptım. Konuşmuyorum onunla." diye konuşarak geriye çekildim. Çiğdem elini uzatıp göz altlarımı sildi.
"Bu seni niye bu kadar üzdü Sare'm? O kadar mı alışmıştın?" diye sorduğunda usulca kafamı salladım. Alıştığımın ben bile farkında değildim ki.
"12 gün boyunca her gün bana mesaj attı. Bana beni anlattı. Bana duyduğu sevgiyi anlattı. Öyle çocuksu bir neşeye sahipti ki... Her ne kadar ona soğuk davransam da doğru düzgün cevap vermesem de ona çok alışmıştım." Bir anda hıçkırdım. "Şimdi onu sonsuza dek kaybettim."
Çiğdem beni kendisine doğru çekip göğsüne yatırdı. "Öyle deme Sare." deyip başımdan öptü. "Belki şimdi gitti ama çok daha güzel bir gelişe hazırlanıyordur. Bunu bilemeyiz. Hem bak ne kadar çok seviyormuş seni. O seni bırakıp gitmez."
Çiğdem dedikleriyle bana umut aşılıyordu. Bunu yapmamalıydı. "Böyle konuşma." dedim sessizce.
"Onu hatırladın mı Sare? Niye bu kadar üzüldün, ben anlayamıyorum." diye konuştu Öykü. Ben de anlayamıyordum. Bu kadar üzülmemin mantıklı hiçbir yanı yoktu.
"Bilmiyorum Öykü. Kalbimde bir acı hissediyorum. Sanki nefesim yetmiyor gibi." derken kocaman bir soluk çektim içime.
Çiğdem'in göğsünden uzaklaşırken hepsinin de gözlerine tekrar baktım.
"Tekrar gelir mi bana?" diye umutla sordum. Oysaki az önce bana umut verici şeyler söylemesinler istiyordum.
🌠
Yola texting yazmak için çıktım ama iş normal hikaye yazmaya döndü...
Yorumlar az olduğu için bölümleri hızlı atmadığımı belirtmek isterim.
Bu arada Çekirdek diye kayıtlı olan Çiğdem. İzmir'lilerin çekirdeğe çiğdem demesiyle alakalı szmsmxösöş aralarında bir şaka...
Neyse bakmayın random attığıma Sare'yle Anonim'in acısını ben de hissediyorum.
Aferin İlayda sana! Eğlenmek için hikaye yazıyorum de, yine acıya, kedere bağla. Tebrikler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuran Kursu'nun Muhafızı | texting
Historia Corta0545.......: Annem her kış Kuran Kursu'na giderdi 0545.......: Beni de yanında götürürdü 0545.......: Oraya gitmeyi hiç sevmezdim 0545.......: Sonra sen beni yanına çağırmıştın 0545.......: Seni de annen getirmişti 0545.......: Onlar hocayla Kuran o...