on bir

18K 1.7K 345
                                    

Dünkü mesajlarından sonra ona herhangi bir cevap verememiştim. Bir yanım doğru söylüyor dese de bir yanım beni kandırdığını düşünüyordu.

Kim bir insanı, yüzünü dahi bilmeden sevebilirdi ki?

Hâlâ söylediği sözleri idrak edemiyordum. Eğer dediği her kelime doğruysa beni gerçekten çok seviyordu. Ama doğru değilse... Diğer ihtimal her şeyin önünü kesiyordu.

Ona inanamazdım ki. En azından kim olduğunu hatırlasaydım inanabilirdim ama hatırlamıyordum.

"Anne sana bir şey soracağım." diye konuştum bir anda. Bilse bilse annem bilirdi. "Sor annem."

"Benim küçükken arkadaşım olan herkes hâlâ bizim mahallede mi? Taşınanlar oldu mu?" Annem soruma şaşırmıştı. Durduk yere bunu sormam garip gelmiş olmalıydı.

"Taşınanlar da oldu ama çoğu hâlâ bu mahallede." Kafamı salladım. Taşınanlar kimdi? Onları öğrenmeliydim.

"Benim çok yakın olduğum taşınan arkadaşım var mıydı peki?" Annem düşünceli bir şekilde birkaç saniye bekledi. "Semih vardı." Onu biliyordum zaten.

"Ondan başka yok muydu?" Annem kafasını iki yana salladı. "Varsa da hatırlamıyorum."

"Niye sordun?" Hadi bakalım cevap ver Sare. Dudaklarımı ıslatıp anneme baktım. "Çocukluk arkadaşlarımu düşünüyordum da." dedim. Yalan değildi. Şu an tüm çocukluk arkadaşlarımı düşünüyordum.

"Küçükken arkadaş olduğun bir çocuk vardı aslında. Ama ismini hatırlamıyorum." demesiyle gözlerim kocaman açıldı. "Anne kimdi o?"

O kadar heyecanlanmıştım ki bu tavrım annemi afallatmıştı. "Hatırlamıyorum Sare ama sen niye bu kadar meraklısın?" Sessiz kalarak geriye çekildim. Doğruyu söylesem kızardı. Yalan da söylemek istemiyordum.

Zil çaldığında kurtuldum ümidiyle hızla ayağa kalktım. Kapıya doğru gidip kapının deliğinden baktım. Kaan'ı görünce kapıyı yavaşça açtım. Kaan hemen eve girince de kapıyı kapatmıştım.

"Neredeydin sen?" diye sordum. Kaan bana bakıp elini uzattı ve saçlarımı karıştırdı. Eline vurarak uzaklaştım.

"Çocuklarlaydım. Semih'i çok özlemişiz ya." Kafamı salladım. "Belli çok özlediğin." Semih geldiğinden beri her gün dışarı çıkıyorlardı.

"Kıskandın mı sen?" deyip yanaklarımı sıkmaya başladığında ellerine vurdum. "Dayak istiyorsun sen."

Kaan beni kapının önünde bırakıp giderken ben de odama döndüm. Telefonumu elime aldım. Ondan mesaj bekliyordum.

Kendime inanamıyorum! Resmen ondan mesaj bekliyordum.

Dünden sonra sanki bana mesaj atmayacakmış gibiydi. Merakla beklemeye devam ettim.

Dün mahalleme geleceğini söylemişti. Acaba gelmiş miydi? Gelmişse bile beni görememişti. Hiç evden çıkmamıştım.

Kaç dakika geçti bilmiyorum ama her dakikada telefonuma bakıyordum. Mesaj atmıyordu.

Ben mi atmalıydım?

🌠

Sare mesaj atar mı sizce?

Atmalı mı yoksa atmamalı mı?

Ben triplenmedikçe yorum yapmıyorsunuz ya. Moodum bu...

 Moodum bu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kuran Kursu'nun Muhafızı | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin