İlk defa derse giderken ayaklarım geri geri gidiyordu. Dün kızların konuşmasından sonra bu durum beni de düşündürmüştü.
Babam Uraz'ı önceden tanıyordu. Uraz'ın babası da Kaan ile beni.
Ve Uraz tek yaşıyordu.
Belki de kızlar abartmıştı ama ister istemez bu konu aklıma kazınmıştı. Fakültede Uraz'ı görmekten korkuyordum. Gerçekten korkuyordum. Bu yüzden de ayaklarım geri geri gidiyordu.
Fakülteden içeri girdiğimde gözlerimi etrafta gezdirdim. Tanıdık bir yüz göremeiştim.
Dersliğime gitmek üzere sol tarafa saptığımda ne olduğunu anlayamadan kendimi geri dönmüş bir halde bulmuştum. Tamamen refleksif bir hareketti.
Onu görmüştüm ve direkt arkamı dönmüştü. Uraz beni görmüşse bana selam vereceğine emindim.
Diğer taraftan dolanırım düşüncesiyle ileriye doğru birkaç adım attım. Yolumu uzatacaktım ama önemli değildi. Onunla konuşmak istemiyordum.
Anonim ve Uraz...
Birbirlerine benzer bir özellikleri var mıydı sahiden? Bilmiyordum ki.
Derin bir nefes alıp merdivenleri indim ve diğer tarafa doğru yürümeye başladım.
"Sare." İsmimin seslenilmesiyle yerimde durup arkamı döndüm. Bana seslenen kişi sınıfımdan birisiydi.
"Efendim." dedim ona dönerek. "Yardım eder misin?" Derken yerdeki kitapları gösterdi.
"Bizim kitaplar mı?" diye sordum. Bu kadar kitabı sınıfa taşımak gerçekten zor olacaktı.
"Erkeklerden yardım isteseydik keşke." dediğinde ona doğru gittim. Eğilerek kitapların bir kısmını kucağıma aldım.
"Götürürüz ya." diye mırıldandım. O da kalan kitapları alınca birkaç adım attık. "Şuradan gidelim, o yol çok uzun." dediğinde nefesimi tuttum.
Kaçtığım yola geri dönüyordum.
Ona başımı sallayıp indiğim merdivenleri tek tek çıktım. Kitaplar her adımımda daha da ağırlaşıyordu resmen.
"Kollarım kopacak şimdi." diye konuştuğunda ona hak verdim. Kenardaki masalara doğru gidip kucağımdaki kitapları bıraktım.
"Biz bunları taşıyamayız." diye konuştum. Az önce taşıyacağımızı düşünsem de gerçekten çok ağırlardı.
"Sen burada dur, ben sınıftan birkaç erkek toplayıp geleyim." derken o da kitapları bırakmıştı. Ona başımı salladığımda gitti.
Arkasından bakıp derin bir nefes aldım. Uraz hâlâ bu kattaysa az sonra onunla karşılaşabşlirdik.
Stresle dudaklarımı ısırarak beklemeye devam ettim. Bir yandan da yerimde sallanıyordum.
"Sare." Arkamdan gelen sesle sıçrayarak oraya döndüm. "Korkuttum mu?" diyerek bana yaklaştı.
Allah'ım bugün onunla karşılaşmasam ne vardı?
Onda olan bakışlarımı önüme çevirdim. "Neyi bekliyorsun burada?" diye sordu. Daha yeni ona cevap vermeme rağmen konuşmaya devam ediyordu.
"Sınıfa şu kitaplar taşınacak da." diye konuştuğumda arkamdan yanıma geldi. "Sen mi talıyacaksın?" diye şaşırarak sordu.
"Hayır." dedim. Yüzüne bakmadan kitaplara bakmaya devam ediyordum.
"Seni rahatsız mı ediyorum?" demesiyle başım ona doğru döndü. Rahatsız olduğumdan değildi. Şüphelenmiş olmam beni korkutuyordu.
Neden korkuyordum ki? O ise ne olacaktı?
"Nereden çıkardın bunu?" diyebildim. Omuzlarının oynadığını gördüm. "Şu an çok gergin duruyorsun da o yüzden."
Soluğumu vererek ona baktım. "Sana bir şey sorabilir miyim?" diye konuştum. Sadece bir soru soracaktım. Hiç olmazsa aklımdaki şüphe giderdi.
"Sor, tabii." diye konuştu. Surat ifadesini görebilmek için başımı biraz kaldırdım.
"Senin kedin var mı?"
🌠
Sarecim bebeğim, anonimse söyler mi sana bunu?
Bugünlük bu kadar bölüm yeteeer
Yorum yapıp yıldızları parlatalım lütfen
Ve hikayeyi beğeneceğini düşündüğünüz kişiler vsrsa şuraya etiketlder misiniz
Görüşürüüüüz ❤
Yorumlar 200'ü geçtiğinde ben:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuran Kursu'nun Muhafızı | texting
Short Story0545.......: Annem her kış Kuran Kursu'na giderdi 0545.......: Beni de yanında götürürdü 0545.......: Oraya gitmeyi hiç sevmezdim 0545.......: Sonra sen beni yanına çağırmıştın 0545.......: Seni de annen getirmişti 0545.......: Onlar hocayla Kuran o...