elli dört

13.9K 1.3K 280
                                    

Dildâr: Sare, gelmiyor musun?

Sare: Geldim geldim

Sare: İniyorum şimdi

Otobüsten inip okula doğru yürümeye başladım. Uraz'la her gün fakülteye birlikte giriyorduk. Bazen otobüste buluşuyor bazense okul önünde buluşuyorduk.

Atkımı geriye atarak dikkatli adımlarla yürüdüm. Yerler kaygandı. Biraz daha türüdükten sonra merdivenlerin önünde beni bekleyen Uraz'ı gördüm.

Adımlarımı biraz hızlandırarak ona doğru gittim. Ayağım kaydığında korkuyla kendimi dengeledim. Uraz bana doğru gelmeye başlamıştı.

Yanıma gelince elimden tutarak beni kendisine doğru çekti. "Düşecektin." diye sessizce azarladığında ona baktım. Atkımı boynuma doğru indirip ağzımı açığa çıkardım.

"Sana da merhaba." diye konuştum. Uraz beni fakülteye doğru çevirdi. "İçeride konuşalım, çok soğuk." dediğinde koluna tutunarak yürümeye başladım.

Kar yağmamıştı ama yerler dondu. Sabahın erken saatleri olduğundan olmalıydı.

"Bugün nişanımızın ikinci ayı." diye konuştuğumda bana doğru baktı. "Rol mü değiştirdik biz? Sen mi gün sayıyorsun artık?" dediğinde gülerek başımı koluna doğru değdirdim.

"Uğraşma benimle." diye konuştum. Ona alışmıştım. Hem de öyle çok alışmıştım ki, birkaç saat konuşmasam evin içinde herkese çatıyordum.

"Dersin kaçta senin?" diye sorduğumda bana baktı. "Bir saat var daha." dediğinde başımı salladım. Fakülteye girmiştik. Dersimin olacağı derslik bu kattaydı. "Ama benim dersim 10 dakika sonra." diye konuştum.

Uraz renkli gözleriyle bana bakıp usulca başını salladı. "Biliyorum." Kolundan ayrılarak tamamen ona döndüm. "Keşke erken gelmeseydin. Ne yapacaksın şimdi?" diye konuştum.

Sağ elimi tutarak gülümsedi. "Bir şey olmaz otururum." Ben de ona gülümsedim.

"Dersten sonra hemen gidecek misin?" diye sordum bu kez. Aslında birlikte vakit geçirmek istiyordum. "Bir yerlere gideriz diye düşünmüştüm ama?" diye sorguyla konuşunca memnuniyetle kafamı salladım.

"Ben de öyle düşünmüştüm." Uraz içten bir şekilde gülümseyerek elimi bıraktı. "Buyurun dersinize gidin hanımefendi." diye konuştu. Her zamanki gibi elini uzatarak sınıfımın olduğu tarafı göstermişti. Bu hareketine bayılıyordum.

"Görüşmek üzere beyefendi." deyip önünden yavaşça geçip gittim. Sınıfa girip bir yere oturduktan sonra çantamdan defterimi çıkardım.

Resmen sırıtmaktan dudaklarım ağrıyordu. İki aydır böyle olsam da nikahtan sonra daha mutluydum. Yani yaklaşık bir buçuk aydır. Ona yakın olmak beni çok mutlu ediyordu.

Hoca gelene kadar telefonumu çıkardım. Elbette grupta mesajlar vardı.

Dikkat Evli Var!

Öykümcüm: Bu saatte okul mu olur ya

Öykümcüm: 08.20 olacağaına 20.08 olsun işte

Öykümcüm: Bıktım valla bıktım

My Rose: Üf bugün benim dersim de erken

My Rose: 09.00 da

Öykümcüm: Ulan ona da razıyım be

Öykümcüm: 7 de kalkıp hazırlanıyorum

Öykümcüm: Bıktım

My Rose: Aynı yollardan geçtim...

Sare: Ben de derslikteyim şu an

Sare: O kadar da kötü değil erken uyanmak

Öykümcüm: BİZİM SENİN GİBİ KAVUŞMAK İSTEDİĞİMİZ NİŞANLIMIZ YOK

Öykümcüm: PARDON KOCAMIZ!

Sare: Aynı görümce gibisin var ya

Sare: Uraz'ın kardeşi olsan sana katlanamazdım xosmzsmxmxm

My Rose: Sahi Uraz'ın kardeşi var mı?

Sare: No

My Rose: Kavuştun mu eşine

Sare: Hehehehe

Sare: Az önce yanındaydım

Öykümcüm: Allah'ım şu evreye gelmek istiyorum artık

Öykümcüm: Ağlıcaaam

Öykümcüm: Bizim sınıfta bir çocuk var

Öykümcüm: İsmi Bahadır

Öykümcüm: Ya malın teki vallahi

Öykümcüm: Sınıfa girdiğinden beri şarkı söylüyor

Öykümcüm: Şimdi patlatcam kafasına

Sare: Patlat xbdbzbsxbx

My Rose: Sakin ol küçük adam

My Rose: Kaan'a söyle o patlatsın

Öykümcüm: Kaan da kesin beni dinler ha xjdnxlskxmdd

Sare: Benim selamımı söyle

Öykümcüm: O zaman hiç yapmaz

My Rose: D0rU

My Rose: Çiğdem uyuyor mu ki

Öykümcüm: Çiğdem'e bile özeniyorum şu an

Öykümcüm: Kesin uyuyordur...

Öykümcüm: Ağlamaya gidiyorum by

Sare: By

My Rose: By

🌠

Bahadır hoş geldin annem xksmxmxmx

Öykü'yle Bahadır'ı benzetiyor musunuz?

(Bahadır Gece Şarkım textingimden bir karakter.)

Sınır: 150 Vote

Kuran Kursu'nun Muhafızı | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin