Saat sabahın 7 sine doğru yaklaşırken Draco uyandı ve bir daha uyku tutmadı. Odanın içinde dolanmaya başladı biraz. Sonra üstünü giyinip defterini cebine attı ve mektup yollamak için Baykuşhane'ye doğru yola koyuldu.
Yolda giderken Hermonie'yi gördü ve keyifle "Bu sene daha bir aptalsın öyle değil mi Granger?" Diye seslendi. Hermione hızla arkasını dönüp asasını Draco'nun boynuna doğru ittirdi. Öfkeyle soluyordu ama kavga edecek havası yoktu. Draco mesajı almış gibi geriye doğru adımladı ve yoluna devam etti.
Baykuşhane'ye vardığında mektubunu verip kahvaltı salonuna doğru yürümeye başladı.
Hermione ise çoktan kahvaltı salonuna varmış Harry ve Ron un bugünkü quidditch müsabakası hakkında konuşuyordu.
"İkiniz bu maçta iyi iş çıkartabileceğinizi düşünüyor musunuz? Günlerdir sadece satranç oynuyorsunuz çocuklar"
Harry sırıtarak "Ben zaten doğuştan yetenekliyim bence çalışmama gerek yok" dediRon Harry'nin alnını açarak "Bundan bende de olsa benim de çalışmam gerekmezdi" diyerek yara izini gösterdi. Hepsi neşeyle gülerken içeriye baykuşlar doluştu. Hermione kahvaltısını ederken bir baykuş tam yanında durdu.
"Hermione sanırım sana" dedi Harry. Hermione şaşkınlıkla "Ne?" Diyebildi sadece. Yanına baktığında bir baykuş gagasında mektupla bekliyordu. Kuştan mektubu alıp yavaşça açmaya başladı. İyi de ona kim mektup gönderebilirdi ki?
Mektubu tamamen açtığında okumaya başladı
"Aptal dediğim için özür dilerim."
M.
Hermione şaşkınlıkla mektubu 4 kere okudu. Sonra shyliterin masasına doğru baktı ve Draco ile göz göze geldi.
Draco kahvaltı masasına oturduktan 10 dakika sonra baykuşlar gelmişti bile.
Tüm mektuplar dağıtıldıktan sonra Draco merakla kafasını kaldırdı ve gözleri Hermione'nin gözleriyle buluştu. Sorar gözlerle Draco'ya bakıyordu.
Draco eliyle ensesini hafifçe kaşıyarak önüne döndü ve yemeğine devam etti. Acaba Granger bu mektuba sevinmişmiydi. Emin değildi ama gülümsedi sonra bir anda gülümsemesi yüzünde soldu. Hermione yerinde değildi.
Harry ve Ron merakla Hermione'nin mektubuna doğru uzandı lar. Ama Hermione mektubu bir anda kendine doğru çekti ve katladı.
Ron "Ne oldu Hermione kimdenmiş?" Dedi
Hermione "Hi-hiiç önemli bir şey değil" diyerek kahvaltısını yarım bırakarak masasan kalktı ve bahçeye doğru ilerledi.Köşeye bir yere oturdu. Nefes almaya ihtiyacı var gibi hissediyordu. Draco neden böyle bir mektup göndermişti?
Hermione'den bu kadar nefret ederken şimdi aptal dediği için özür mü diliyordu? Bu gerçekten inanılmazdı. Ellerini yüzünde kapatarak dizlerine yaslandı ve düşünmeye başladı.
Ama bir anda yanında hissettiği sıcaklıkla ürperdi ve ellerini açıp yanına baktı.
Draco normal bir yüz ifadesi ile Hermione'ye bakıyordu "Ne oldu Granger?" Diye sordu tek kaşını kaldırarak.
Hermione yüzünün yandığını hissediyordu. Sanki içinde birisi bir ateş yakmış gibiydi. Draco kaşlarını çatarak bakıyordu. Sonra eğilerek elini Hermione'nin alnına götürdü "Sen yanıyorsun, hastane kanadına götürmemi ister misin?" Dedi endişeyle.
Hermione bir anda kendini geri çekti ve "Hayır gayet iyiyim." Dedi ve ayağa kalktı.
Tam ilerlerken bileğinde hissettiği kuvvetle geriye çekildi ve ilerleyemedi.
Draco onu bileğinden kavramış öylece suratına bakıyordu. Hermione soran gözlerle baktı. "Bir yere mi gidiyorsun Granger?"
Hermione bileğini zorlayıp gitmeye yeltendi ama Draco daha kuvvetli tutuyordu. "Maçtan sonra Astronomi kulesine gel" dedikten sonra elini gevşetti.
Hermione sinirle kolunu çekti ve "Çok beklersin Malfoy" diyerek binaya ilerledi arkasından duyduğu ses onun kalbinin boğazında atmasına sebep olmuştu
"Bekleyeceğim Granger."
Buraya instagram hesabımı bırakıveriyorum takipleşelim ^^ @gizemkrncbsgl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Help | Dramione
FanfictionSavaştan sonra Draco kendini anlam veremediği, ama ona iyi gelen duygular içinde bulur. (Hayran kurgudur, savaştan önce ve sonra Ron ve Hermione arasında bir şey yaşanmamıştır.)