Hermione Harry'e baştan sona her şeyi anlatmış ve artık içi rahat hissediyordu. Harry ise Draco'ya iyice ısınmış gibi görünüyordu.
"Desene baş düşmanımız artık baş tacımızla sevgili." Dedi Harry. Hermione'nin hoşuna gitmiş olsa da Harry'nin omzuna yumruk attı. "Aah, öyle ama!" Dedi Harry.
"Daha ortada öyle bir şey yok." Dedi Hermione ciddi bir şekilde. Harry ise kaşlarını kaldırarak başını anlarmışcasına salladı.
"Sanırım bunu Ron ve diğerlerine söylemeliyiz." Dedi Harry'de ciddi bir hal alarak. Hermione Harry bile karşıt bir cevap vermemişken Ron'un anlayışla karşılayacağını düşünüyordu.
"Şimdilik sadece Ron'a söylesek." Dedi Hermione. Daha diğerlerine söylemek istediğinden emin değildi. Ve bu bilgi yayılsın istemiyordu.
"Tabi, sen nasıl istersen." Dedi Harry ve ayağa kalktı. Sonra elini Hermione'ye uzattı ve onu da yerinden kaldırdı.
Hermione şimdi daha rahat hissediyordu ama hala Draco'ya karşı kendinin bir cevabı yoktu. Evet Draco ona herhangi bir soru da bulunmamıştı ama Hermione bu öpücüğü kendi içinde cevaplandırmaya çalışıyordu.
Harry ile aralarında dalga geçerek atışırken binaya doğru yol aldırlar.
•
Draco öpücüğün etkisinden çıkmış, iksir odasında dört dönüyordu. Fotoğraf gitmişti. Odanın hiç bir yerinde yoktu. Sonra aklına gelen bir düşünce ile fotoğrafın aslında olması gereken sayfayı açıp masa lambasının altına koydu ve asasını deftere doğrulttu.
Tahmin ettiği gibi defterin üzerinde bir çok parmak izi belirdi. Hermione defterde bu sayfayı görmüştü ve fotoğrafı da almıştı.
Sıkıntıyla defteri kapatarak iksir odasından çıktı.
Hermione ise Harry'nin zoru ile biraz kafasının dağılması için derslere girmişti. Ama hiç bir derste Draco'yu görememek onu daha çok streslendirmişti.
Ama bir yandan da ondan kaçmak, görünmemek istiyordu. Ondan utanıyor olabilir miydi? Evet belki...
•
Olayın üzerinden iki gün geçmişti. Hermione Draco'dan kaçıyor, neredeyse hiç konuşmuyorlardı. Draco'nun ise bu duruma fazlasıyla canı sıkılıyordu. Neden bu kadar dengesiz davrandığını anlayamıyordu. Hermione'nin kendisine olan duygularını bir türlü çözemiyordu.
Ama ona zaman vermek en iyisiydi. Bunca sene düşmanlarken böyle davranması doğaldı sonuçta. Ama yine de Draco'nun bu duruma morali bozuluyordu.
Acaba onunla konuşmalı mıydı? Belki fikirlerini toparlamasına yardımcı olabilirdi.
"Ahh, git ve onunla konuş seni aptal!" Diye kendine söylendi ve ortak salondan ayrılıp Hermione'yi aramaya başladı.
Hogsmeade'in arkasındaki sahilde yapması gereken bir kaç işi olduğu için saat bir hayli geç olmuştu. Bu yüzden Hermione odasında olmalıydı. Bu yüzden adımlarını yatakhaneye çevirdi.
Filch'ten saklanarak odanın kapısına doğru ilerledi. Sonra geçenlerde Harry, Ron ve Hermione aralarında konuşurken duyduğu şeyi hatırladı. Hermione'nin oda arkadaşı 1 hafta boyunca Hogwarts'da olmayacaktı. Yani odada Hermione ile rahatca konuşabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Help | Dramione
FanfictionSavaştan sonra Draco kendini anlam veremediği, ama ona iyi gelen duygular içinde bulur. (Hayran kurgudur, savaştan önce ve sonra Ron ve Hermione arasında bir şey yaşanmamıştır.)