Salonda bir toplantı yapmaya karar verdik. Olayı anlattım.
"Raja'nın söylediğine göre dev bir ölü sürüsü buraya doğru geliyor ve kaçmak için 24 saatten az zamanımız var. Çok daha az. Beraber karar almak daha iyi olur diye düşünüyorum. Evde kalmayı tercih edersek sürü burayı terk edene kadar evden çıkamayız. Fakat bu kadar basit değil. Bir şehir dolusu ölü önlerine çıkan her şeyi yıkacak güçte olacak. Bu hepimizin sonu olabilir."Susan: "Peki nereye gideceğiz?"
Hakan: "Erzağımız yok."
Raja: "İlaçlar ve kurşunlar da bitmek üzere."Çok fazla baskı hissediyordum.
Benden 20 yaş kadar büyük ve tecrübeli olduğu için Conan'ın açıklamasına izin verdim. Kafasındaki balıkçı tipi şapkayı hafif eğip:"Tartışmak için ne yazık ki zaman yok. Burdan hemen gitmeliyiz. Eğer şimdi yola çıkarsak ve şanslıysak yolumuzun üzerinde eczane, market ya da av dükkanı bulabiliriz. Kimler bizimle?"
Conan elini kaldırdı. Benim ellerim zaten havadaydı. Burada kalmak akıl kârı değildi. Susan gitmenin tehlikeli olduğunu düşünüyordu. Tarafını belli etti. Annem koşmayı bırakın yürümekte zorlandığı için evden çıkmak istemiyordu. İkiye iki. Hakan ,kalırsak sonumuzun ne olacağını tahmin edebiliyordu. Elini kaldırdı.
Raja: "Benim buraya geldiğim arabanın benzini tükendi. Şu an tek arabayla bu kadar kişi nereye kadar gidebiliriz? Kalmak daha iyi bir fikir olabilir."
Şimdi oylar üçe üçtü. Oy verecek başka kimse kalmamıştı.
Jenny: "Ben de oy vermek istiyorum. Babam bizi bu yazlığa getirmiş olmasa o sürünün içinde biz de olabilirdik. Annemi yeni kaybettim ve bunun için babamı suçladım. Ama babam ve annem bizi korumak, o ölüleri temizlemek için dışarı çıkmışlardı. Eğer annem Laura burada olsaydı, o da bunu isterdi eminim. Ona haksızlık etmemeliyim."
Bana baktı
J: "Seni seviyorum baba."
Ona sarıldım. Jenny'nin oyuyla gitmek için hazırlanmaya başladık.
"Herkes evde işe yarar ne varsa çantasına doldursun. İşe yaramayacak şeyleri yük etmemeliyiz. Buna dikkat edin."Hakan'a döndüm.
"Hakan. Haberlerde bu şeylerin başladığını gördüğüm an seni arayıp arabana erzak ve yedek benzin koymanı söylemiştim. Hatırlıyor musun?"
Hakan: "Evet Murat , anneni yazlığa getirmemi ve benzin de almamı söylemiştin."Konuşma sırasında biraz duraksadım. Herkesin yüzündeki korku dikkatimi dağıtmıştı.
"İşte o benzini Raja'nın arabasına doldurmanızı istiyorum. Raja ve sen bunu yaparken Conan sizi uzaktan koruyacak. Onun atışlarına güvenebilirsin. Tek seferde hedefi tutturuyor."
Conan, Raja ve Hakan bunları yaparken annemin odadan gelen sesini duydum. Ağlıyordu. Nedenini biliyordum. Yapamayacağını düşünüyordu. Burada kalamayız.
Herkes hazır. Arabalara koşacağız. Normal zamanda çevrede en fazla 3 4 ölü dolaşıyorsa da bu sayı şimdi iki katına çıkmıştı. Anlaşılan sürü çok yakındaydı.
Gidiyoruz!Hakan'ın arabasının lastikleri patlamış olmasa daha kolay olabilirdi çünkü Raja'nın arabası biraz uzaktaydı. Bu yüzden yakındaki arabaya -yani benim arabama- sürücü olarak ben bindim. Yanımdaki koltuğa annemi aldım. Koşmaya çalışırken başındaki yazmayı düşürmüştü. Çantasındaki yedek örtüsünü başına yerleştirdi. Arka koltukta ise kızım ve Raja. İkisi abi kardeş gibi oturmuş el ele tutuşmuşlardı. Raja , Jenny'yi rahatlatmak için ona tekerlemeler söylüyordu. Hint aksanından dolayı anlaşılması zordu.
Arkadaki arabaya Hakan sürücü olarak gitti. Yanına Susan ve arka koltukta Conan. İki arabada da birer silah vardı. İlkinde Raja ikincisinde Conan silahları tutuyorlardı. Yola çıktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİLA
Misteri / ThrillerBirbirinden oldukça farklı insanların birlik olup yaşayan ölülere karşı ayakta kalma mücadelesi... Bu hikayede başrol yok. Herkes ölüm tehlikesi altında