B-04 ➰ Chanbaek

Ep 19 Anne sütü gibi (M)i?

"Chanyeoool sonsuza kadar orada saklanamazsın." Karanlık ses bana seslendiğinde titreyip telefona daha sıkı sarıldım.

"D.o lütfen yardım et. Bu gidişle beni de yiyecek!!" Baek'in gazabından korkup kendimi banyoya kitlemiştim. Tanrım onun bu halleri beni korkutuyordu.

"Chanyeol benim ne yapmamı bekliyorsun . Bu sizin özel meseleniz ve ayrıca onun ve bebeğinin senin özüne ihtiyacı var."

"İyide korkuyorum."

"Korkunun ecele faydası yok Chanyeol . Git ve onunla yüzleş. Dıt-dıt-dıt-dıııt-"

"D.o hayır kapama! Lanet!"

"Babacık bebeğin çok acıktı. Hadi ama !"

Korkuyla kapıya yaklaşıp yavaşça anahtarı çevirdim.En az bir kedi kadar en ufak sesi duyma kapasitesine sahip olan 'canavar Baek' kapının kolunu indirmeme kalmadan hızlıca kapıyı açmıştı. Kızıl gözler aç bir şekilde bana bakarken bir gün bu gözlerle yüzleşmem gerektiğini biliyordum. Ama nasıl yüzleşeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"Sonunda." Kızılların etkisi ile gezegenlerindeki savaş mutantları kadar güçlü olan B-04 beni bir anda kolumdan sürükleyip banyodan çıkarmış ve tabiri caizse yatağa bildiğin fırlatmıştı.

"Baek bak bunu dostça halledebiliriz-"

"Kapa çeneni!" Diyerek beni sırt üstü çevirip bileklerimi hologramından aldığını düşündüğüm bir aletle yatak başlığına bağlamıştı. Daha ne olduğunu anlamadan altımdaki pantolomun boxer ile çekildiğini hissetmiştim. Kendini tek tuşta çıplak bırakırken üzerimdeki tişörtü yırtıp atmıştı.

Elleri önce tenimde arsızca gezerek her tarafı okşamış daha sonra bana yaklaşıp dilini dudaklarıma sürtüp dudaklarımı ıslatmıştı. Nasıl sevişileceğini iyi biliyordu. Çok yakın olduğumuz için her nefes aldığımda o enfes kokusu burnuma dolup afrodizyak etkisi yaratırken elleri aletimi okşuyordu. Bu gidişle dokunmadan gelecektim.

Dudaklarını dudaklarıma sürtüp tam karşılık verecekken geri çekiliyordu. Benimle oynuyordu ve bu hoşuna gidiyordu. En sonunda başımı iyice öne eğip dudaklarımı onun dudaklarına bastırdığımda karşılık almış ve bu oyunun bittiğine mutlu olmuştum. Az daha devam etseydik bağlı olan bileklerimi kıpırdatmama bile izin vermeyen o aleti eritip ona sertçe çakacaktım.

Önce tadına vara vara alt dudağımı emerken, bende onun üst dudağını emmekle meşguldüm, o an aletimin ucuna baş parmağını bastırmasıyla derin bir çığlığı basmıştım ve o fırsatla uzun dili sıcak mağaramı kesfetmeye çıkmıştı.

Dili dilimle dans ediyor , ağzımda boydan boya geziyordu. Soğuk metal yığını için , sıcak ve yumuşak olmam çok hoşuna gidiyordu. Uzun bir süre dudaklarımı ayırmadan beni öptüğünde insan olduğum aklına gelmiş olmalı ki nefes almam için daracık bir alan bıraktı aramızda.

Kızıl gözleri derin nefes alarak incelediğimde beni önce süzmüş, sonra ensemi tutup canımı yakacak şekilde boynumu açarak hassas olan bölgemi dişlediğinde bir inleme daha koymuştum. Dili boydan boya boynumda gezip onun reçel tadının aksine tuzlu tadı almış ve dişlemediği yer bırakmamıştı. Hatta bir yeri önce kanatıp sonra kanımı emdiğinde nasıl bir saykopesle sevgili olduğumu düşünüyordum. Meraktan kanımın tadına bakmıştı.

Sonunda acıdan sızlayan boynumu rahat bırakıp beyaz tenimde ıslak bir yol çizip köprücük kemiklerime geldiğinde durdu. Öyle güzel emiyordu ki sanki onun için bir yiyecektim de benim her tarafım için ayrı ilgi gösteriyordu.

Bir eli göğüs uçlarımı kopartırcasına çekerken bir eli aletimle uğraşıyor , kızıllarını benim yıldızlarımdan bir an bile çekmiyordu. Bedenimde tadına varabileceği her yeri emdiğinde ,ki buna bacağım hatta ayaklarım bile dahildi, geri çekildi ve uzun , ince parmakları önce ağzında ıslatıp deliğine konumlandırdı.