Durdum ve hayretler içinde etrafı incelemeye başladım. Uzun , direklere benzeyen ancak kahverengi ve kabuk örmüş şekli damarlara benzeyen , uçlarında yeşil ,garip, metal gibi ince ancak yumuşak olan şeyi inceledim. Üzerinde turuncu bir cisim vardi. Masmavi olan göğü ve üzerinde bir ressamın yaptığı çizim gibi nasıl asılı durduğunu bilmediğim cisimleri inceledim . Yerde ki kahverengi yumuşak olan cismi , ve küçük , otsu , yeşil cismi.
Orada gezmeye devam ederken küçük , çok küçük bir ev gördüm . Bizim evlerimiz metalden ve kocamandı ancak bu küçücüktü. İçine iki kişinin zor sığacağı şekildeydi. İnsanlar burada nasıl yaşıyordu ? Sonra içinden biri çıktı. Bu bizim gezegendeki dinozor başlı şeylerden çok farklıydı . Siyaha çalan kahverengi kıllı kürkü, yukarı doğru uzanan sivri kulakları ve çok sivri dişleri ile bana bakıyordu.
"Hav ! Hav!"
Bu hangi insan lehçesiydi. Beni 18 farklı insan dilini anlayıp konuşabilecek şekilde dizayn etmişlerdi . Ancak tek dediği "Hav." olan bu yaratığın ne dediğini anlayamıyorum. Sahibim o muydu?
Evet , evet o olmalı . Yanıma gelip kuyruğunu sallaması o olduğunu gösteriyordu . Vücudumdan yayılan metalik, hoş kokunun onu cezbettiğini anlayabiliyordum. Üzerime zıplayıp dengemi kaybetmeme ve yere düşmeme sebep olurken üzerime çıkıp yüzümü yalamaya başlamıştı .Bu gıdıklıyordu . Bu yalamalar bana beni düzen yaratıkları hatırlatıyordu. Yoksa!
Ne! Hemen şimdi yapmak mı istiyordu yani ? Ah hadi ama daha yeni gelmiştim! Söylene söylene üstümü çıkartırken çoktan cinsel uzvu ortaya çıkmıştı. Hatta bu uzuyor muydu , bana mı öyle geliyordu?
Domalıp önünde dururken hırlamaları vahşileşmiş ve vajınamı yalamaya başlamıştı.Sonra da hırlayarak üzerime atmamış ve beni düzmeye başlamıştı. Ancak bu ç-çok farklıydı. O bölgesi sıcacıktı ve daha yumuşaktı. Deliğimi parçalamıyor ve enseme küçük dil darbeleri atıyordu. Darbelerini biraz olsun hızlandırdığında geldiğini anlamış ve içimden çıktığında üzerimi tekrar giyinmiştim.
Bu garipti . Bir bebek dinozor başlıklı beni düzmüş gibi hissettim ve gün boyu enerjisi hiç bitmeyen ve benimle sürekli oynayan sahibimle (!) eğlenmiştim.
Ancak bir anda ışıklar yok olmuştu .Korkuyla etrafa baktım , ışıkları kim söndürmüştü ? Gökyüzü kapkaranlıktı !! Bir istila ya da bir saldırıda mıydık diye düşünürken Bembeyaz ışıltılı gezegen çıktı karşıma. Kocamandı ve çok güzeldi... Ve de çok uzakta olduğu için küçücük kalan parlayan o yıldızların oluşturduğu güzel manzaraya dalarken sahibimin sesi ile kendime gelip zar zor sığdığım kulübeye girmiştik.
Dünya güzeldi... Ve her gün böyle olacaksa burada kalmaya alışabilirdim.
"Chan! Light'a mamasını verdin mi?"
"Hayır anne! Unuttum, hemen veriyorum!"
Esneyerek yataktan çıktım ve üzerime bir tişört geçirdiğim gibi soluğu Light' ın kulübesinde aldım. Her yer buram buram şeftali kokuyordu bu koku çok güzeldi ancak bu kokunun yanında farklı , ayırt edilebilir ve çok güzel kokan bir koku daha alıyordum. Lotus ve Yasemen çiçeğini andıran bu kokunun nereden geldiğini merak ederek kulübenin kapısını açtığımda içeride Light'ın yanında iki büklüm yatan kişiyi görünce çığlığı bastım. Sarı saçlı , sivri ve pürüzsüz çene hattına sahip ve çok da güzel olduğunu düşündüğüm bir oğlan (?) küçük mırıltılar çıkararak Light'nin yanında iki-büklüm uyuyordu. Ve fark ettim de o güzel koku ondan geliyordu. Bu da kimdi böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B-04 ➰ Chanbaek
Fiksi IlmiahExo Planette ki insanlar , yarı insan-yarı robotlar , mutantlar , özel savaş robotları ve siması bile aklınıza gelmeyecek Exo planet yaratıklarının her türlü kişisel ihtiyacını gidermek ve onları motive etmek amacıyla üretilip piyasaya sürülen B-04...