37.Bölüm

1.7K 101 52
                                    

♥ Oy ve yorumlarınızı bekliyorum! İyi okumalar. :3

●▀ Son 3 bölüm! :3

Medya:  Dylan ve polis arabası ஐ Styles_2010 ♥

“Doktor mu?” diye mırıldandım kendi kendime. Dylan doktor muydu? Hem de o hastanede? Yok canım! Heaven beni duymuş olacak ki, konuşmasına devam etti. “Evet, hani hastalandığında ve Zayn zehirlendiğinde…” duraksadı. “Orada bize yardım eden, ama daha sonra Harry’den dayak yiyen doktordu.” Gözleri sorgular gibi bana bakıyordu. Hala neler olduğunu anlayamıyordum. “Hatırlasana Selena, sen kanlar içinde yere yığılmıştın ve o seni kucağına alarak odana geri götürdü!” diye haykırdı, bana hatırlatmayı denerken. Hayır, hatırlamıyordum… “Bize yardım ettiyse, neden Harry’den dayak yedi ki?” diye sordum şaşkınca. Haksız mıydım?

“O…” diye başladı cümlesine Heaven. Ama devam ettiremeyeceği başından belliydi. Elleriyle oynamaya başladı sıkıntıyla. Tanrım.. Neler oluyor? “O Zayn’i zehirledi, Selena.” Diye içeri girdi Demi. Ne? Dylan, Zayn’i mı zehirlenmişti? “Ne?” diye haykırdım. Sesim gerektiğinden fazla çıkmıştı. “Sakin ol Selena, Harry onu benzetti.” Dedi Demi beni sakinleştirmek için. “Hem bak, Zayn’de iyi durumda. Yakında Küçük Malik’te aranıza gelecek ve-“ sözünü kestim. “Umurumda değil! O bizim hayatımızı mahvetti!” saçlarımı çekiştirdim.

Bu olamazdı, Dylan bu kadar kötü biri olamazdı. “O-onu öldüreceğim. Evet, bunu yapacağım.” Diye mırıldandım kendi kendime. Soğuk havaya ve karnımdaki küçük mücevhere aldırmadan dışarı çıktım. Çiçekler kapının önündeki eşiğe bırakılmıştı. Onlara kıyamasam da, hızla tekme attım. Ona ait ve bana onu hatırlatan hiçbir şeyi görmek, duymak ve bilmek istemiyordum. Onun iyi biri olduğunu düşünmeye başlarken, Zayn’i zehirlediğini öğrenmiştim ve şimdi ise onu bitirecektim. Hayatımızdan tamamen def edilecekti. Artık bitmişti, onun yüzünü görmeyecektim. “Selena! Dur, lütfen!” arkamdan Heaven’ın sesini duydum. Ardından durmam için bağıran Demi’nin sesini de; “Selena! Bu halde koşamazsın, bu çok tehlikeli! Lütfen, artık dur!” Hiçbirini umursamayacaktım.

Harry’nin Ağzından;

“Ahah, sen çok sapık birisin Hazz.” Diye güldü Louis. “Biliyorum dostum, ama Heaven’ın mükemmel vücudu beni böyle düşüncelere sürüklüyor.” Diye güldüm bende. “Peki, tek sorun onun bunları bilmemesi.” Diye kıkırdadı Zayn. “Ahah, evet. Bir bilse-“ Sözlerim, çalan telefonla kesildi. “Hey, o arıyor.” Diye susturdum çocukları. “İyi insan lafın üstüne gelirmiş.” Diye güldü Niall. “Lafın mı üstüne gelir, yoksa Harry’nin mi, bilemedim.” Dedi Louis ve herkes kahkahaya boğuldu. Susmaları için işaret yaptım, ama susmadılar.

Tek çare olarak başka bir odaya geçtim ve sevgilimle rahatça konuşmayı istedim. Onunla konuşmalarımızı duymalarını istemiyordum, onlar bizim için özeldi. Kapıyı arkamdan kapattım ve yüzümdeki sırıtışla telefona cevap verdim. “Bebeğim..” diye açtım telefonu. O bunu çok seviyordu. “Harry.” sesi telaşlıydı. Sanki metrelerce koşmuş ve yorulmuş gibi çıkıyordu. Yüzüm aniden soldu ve endişelenmiş bir hal aldı. “Heaven, iyi misin?” diye sordum hemen. “B-ben iyiyim Harry, sorun bende değil.” Dedi derin nefesleri arasından. “Ne oldu o halde, bebeğim?” dedim yumuşak bir ses tonuyla. Onu rahatlatmasını umdum, sanırım işe yaramıştı. “Selena.” Dedi nefesini geri vererek. “O çıldırdı.” Sesi ağlamaklı geliyordu. “N-neden?” diye sordum. “Dylan sanırım..

O çocuk bugün eve geldi. Selena ona gitmesini söyledi ve kapıyı yüzüne kapattı. Ardından biz onu tanıdığımızı ve onun Zayn’i zehirlediğini söyleyince, onu öldüreceğim diye bağırdı ve bir yere gidiyor. Demi peşinden koşarak onu durdurmaya çalışıyor, ama duracak gibi değil.” Gözyaşlarının aktığını hissedebiliyordum. Tanrım, o ağlamamalı. “Tamam bebeğim, sakin ol.” Dedim ve nefesini geri verdim. “Onu takip edebildiğiniz kadar edin, ben buradan bir korumamızı göndereceğim. Ama dikkat edin, benden başka kimsenin haberi olmasın, tamam mı?” diye tembihledim.

“Tamam…” diye fısıldadı telefonun ahizesine. Tam kapatacakken onu durdurdum. “Heaven.” “Mmm?” diye mırıldandı, konuşmama devam etmemi beklerken. “Kendine dikkat et, seni seviyorum.” yüzüm kızarmıştı, ellerimle oynuyordum. Hem de ben. Cevap vermeden önce gülümsediğini hissettim. Ardından güzel sesini bana bahşetti. “Seni seviyorum.” Telefonu kapattım ve çocukların yanına geldim. Onların yanında, özellikle Zayn’in yanında, hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok zordu. Onlar beni çok iyi tanıyorlardı ve belli etmek istemediğim bir şey olduğunu anlayacaklardı. Ama bunu belli etmemeye özen göstermeliydim. Heaven’a söz verdiğim gibi; bunu bizden başka kimse bilmeyecekti. Bilmemeliydi. Tanrım, bana yardım et. Hayır, Selena’ya yardım et. Hayır, hayır. Selena, Heaven, Demi, Zayn ve bize yardım et. Âmin…

Selena’nın Ağzından;

Dylan’ın hala kaldığını tahmin ettiğim evine hızla gittim. Demi ve Heaven beni takip etmekten vazgeçmemişlerdi. Sokaktakiler bize deliymişiz gibi bakıyorlardı, umursamadım çünkü şuanda delirmiş durumdaydım ve aklım, Dylan’ı öldürmekten başka hiçbir şeye çalışmıyordu. O her ne şekilde olursa olsun, sonunda her ne olacaksa olsun öldürecektim. Artık bıkmıştım ve bugün, burada onu hayatımızdan yok edecektim. Evet, bunu yapacaktım. Her ne olursa olsun. “Aç kapıyı!” diye bağırdım, ellerim kapıyı yumruklarken. “Selena, dur!” diye bağırdı arkamdan Heaven. Artık güçsüz düşmüştü ve durmamı istiyordu. Ama hayır, yapmayacaktım. Durmayacaktım. Asla. “Aç şu kapıyı, seni lanet olası göt!” diye tekrar bağırdım. Tam bir kez daha yumruk atacakken, kapıyı açtı. Elim havada kalmıştı. Demi ve Heaven yanıma gelip beni kendilerine çektiler ve korumaya çalıştılar. “Ah Selena, sana böyle kelimeler yakışmıyor, tatlım.” Diye sırıttı. “Bana tatlım deme.” Diye tehdit ettim. “Zayn’e ne yaptığını biliyorum.” Dedim soğukkanlılıkla.

“Demek öyle.” Sırıtmasına devam etti. “Ya onun sikik dostunun bana ne yaptığını biliyor musun?!” diye bağırdı ardından. Aniden ruh değişimi geçirmişti sanki. Harry’yi ve onu dövmesini kast ediyordu. Bu sefer, Heaven sevgilisine yapılan hakarete sessiz kalamadı. Dylan’a bağırmaya ve onu terslemeye başladı. “Kes sesini! Bunu hak etmiştin!” diye bağırdı. “Heaven, sakin ol. Onun için sesini boşa harcamaya değmez.”Dedi Demi soğukkanlılıkla. “Ya, demek öyle Bayan Lovato. Benimle birlikte olmak için söylediğin o sözlere ne demeli, o halde?” dedi Dylan, imalı bir şekilde. Demi onunla birlikte mi olmak istemişti? Tanrım… “O zaman Nick’den yeni ayrılmıştım ve teselliye ihtiyacım vardı. Ama şimdi bunun boşuna olduğunu anlıyorum.” Diye devam etti Demi soğukkanlılığına. “Ve düşündüm de, sen tam bir yalancı ahmaksın.”

Dylan bu söze sinirlenmişti. Demi’nin üstüne doğru yürüdü. Onu arkama aldım ve bir adım geri gitmesine neden oldum. Benim arkadaşıma zarar veremezdi. Asla, buna asla izin vermezdim. Onu iteleyebildiğim kadar iteledim. Güçsüzdüm ve gücüm sadece bu kadarına yetmişti.

“Ondan uzak dur, o haklı.” Dedim ciddi bir şekilde. “Ne sorunun varsa, onu benle hallet, demeyi çok isterdim. Ama sorunu olan benim, Dylan O’brien. Sen bittin, biliyorsun değil mi?” kötü adamlar gibi gülümsedim. Bu onu biraz olsun korkutabilirdi. “Ahah, nasıl bitmiş olabilirim acaba?” dedi alayla. “Hayatın sona erecek Dylan, artık bu dünyada olmayacaksın.” “Bunu o korkak sevgilin Zayn mi, yoksa kıvırcık kafa Harry mi yapacak?” diye güldü. “Onların isimlerini pis ağzına alma!” diye bağırdı Heaven ve onu tüm gücüyle iteledi.

Dylan fazlasıyla sinirlenmişti. Kendini tökezlediği yerden kaldırdı ve Heaven’a sinirli bakışlar attı. Harry şuan burada olsaydı, Heaven’a yaptığı hareketlerden dolayı onu öldürebilirdi. Tabii, Zayn ve Niall’da. Heaven korktuğunu belli etmemek adına karşısında dimdik durdu. Dylan ona tam vuracakken, havada kalan eli, başka biri tarafından yakalandı. 

“Dylan O’brien? Zorla tecavüzden dolayı tutuklusunuz.” 

Sevgilim Bir Şarkıcı!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin