Ek bölüm ★

2.4K 117 43
                                    

★✌ ☮  

Merhaba okuyucularım! Sizi seviyorum! Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin.haroldmadnessx'e teşekküler.xx 

Düğün çok güzel ilerliyordu. Hiçbir kötü olay ya da hiçbir olumsuz olay çıkmamıştı. Etrafa gülücükler saçarak gezen kızımı gördüm ve yanına doğru gülümseyerek küçük adımlar atmaya başladım. Tam ona ulaşacakken, bir adam tarafından kızımın havalandığını gördüm. Biri onu kucağına alıyordu. Kaşlarımı çattım ve hızla ona doğru yürümeye başladım. Kızımı kucağına alan adamı kolundan tuttum ve hızla çevirdim. Ve şaşırıp kalmam, bir oldu.
Zayn kolunu elimden kurtardı ve elini yüzüme koydu.


“Bebeğim, iyi misin?” diye sordu.
“B-ben- ben i-iyiyim.” Diye kekeledim.
Zayn, Zaylena’nın alnına küçük bir öpücük bıraktı ve onu çağıran Niall ve Demi’ye doğru koşmaya başladı. Takılıp düşecek diye, onlara ulaşana kadar endişeli gözlerle onu izlemiştim. Neyse ki bir sorun olmadan ulaştı ve Niall’ın kucağına atladı. Demi yüzüne öpücükler yerleştirirken, Niall onun elini ısırdı ve Zaylena küçük bir çığlık attı. Ben onların bu haline gülümsedim. Zayn’in elini yanağımda tekrar hissetmemle ona döndüm.
“Bir sorun mu var, Selena?” diye sordu kaşlarını çatarak.
“Hayır, neden?”
“Az önceki hareketin… Bilemiyorum.” Dedi anlamaya çalışarak.
“Ben… Hayır, bir sorun yok. Üzerini değiştirmişsin ve seni tanıyamadım. Zaylena’ya ilgi gösterince, başka birisi sandım ve korktum.” Sahiden, o neden kıyafetlerini değiştirmişti? Sanki aklımı okumuş gibi cevap verdi.


“Niall heyecandan yemek yerken üzerime döktü. Tanrım, onun heyecanını görmeliydin.” Diye sırıttı.
“Neyse ki Demi’de öyle bir şey olmadı.” Diye güldüm, o da güldü.
Beni kolları arasına çekti ve güven verici bir şekilde sarıldı. Kollarımı hemen beline sardım ve yeni kıyafetiyle, yeni parfüm kokusunu içime çektim. O her şekilde, her haliyle, her yerde ve her zaman mükemmeldi ve bu mükemmelliğini kaybedeceğini sanmıyordum. Mükemmellik bence kalıcıdır ve benim kocamda kalacağı ve asla kaybolmayacağı kesin. Sorun şu ki; ben onun kadar mükemmel değilim ve bir gün onun kadar güzel olmadığımdan dolayı beni bırakabilir. Bundan çok korkuyorum.
“Seni asla bırakmam.” Dedi, yine aklımı okumuştu sanki. Gözlerimi kaldırıp ona baktım.
“Asla bırakma.” Dedim ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. “Seni çok seviyorum.”
“Bende seni.” Dedi ve saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu.
Kollarından ayrıldım ve beni sürüklemek için tuttuğu elime baktım. İlerideki masaya çekti ve beni hemen yanındaki sandalyeye oturttu. Ona daha yakın olmam için sandalyeden tutarak beni çekti. Düşmemek için ona tutundum, bu halimin çok sevimli olduğunu söyleyerek, kıkırdadı. Onun bu haline güldüm ve ellerimizi kenetledim. Ondan asla ama asla ayrılmak istemiyordum. En son isteyeceğim, hatta ve hatta hiç istemeyeceğim şeydi; ondan ayrılmak.
“Selena?” dedi bir süre sonra.


“Mmm?” mırıldandım göğsüne doğru. Derince nefesini geri verdi ve yüzümü görmek için kımıldadı.
“Bugün sende tuhaf bir şey var.” Dedi gözlerimin içine bakarak.
“N-nasıl bir şey?” dedim, nedensizde sesim titriyordu. Ya da nedeni var mıydı?
“Bilmiyorum, ama sanki korkuyormuşsun gibi.” dedi ve bakışlarını benden kaçırdı.
“B-bir şey y-yok.” Kekelemekten nefret ediyordum!
“Selena.” Dedi net bir şekilde, gayet ciddiydi.
“B-ben…” ne diyeceğimi bilmiyordum, ama başka şansım yoktu. Tek bir nefeste söylemek en iyisiydi. “Korkuyorum, Zayn. Her an Dylan çıkıp gelecek ve kötü bir şey olacak diye çok korkuyorum. Ondan nefret ediyorum ve hayatımızı bir kere daha mahvetmesinden korkuyorum. Korkuyorum, çünkü hayatımız çok zor ve hiçbir zaman kolaylaşmayacak. Zayn, tekrar onu görmekten korkuyorum. Çok korkuyorum…” gözümden yaşlar süzüldüğünü, Zayn parmaklarıyla silince anladım. Beni tekrar göğsüne çekti ve sakinleştirmeye çalıştı.
“Şşş, geçti bebeğim, geçti.” Dedi nazikçe saçlarımı okşarken. “O pislik artık hayatımızda yok ve biz çok çok mutlu olacağız, tamam mı? Onu düşünmeyi bırak.” Dedi, kafamı kaldırıp yüzüne baktım. “Bak,” dedi kızımızı göstererek. “Bizim bir kızımız var ve dostlarımız çevremizde. Korkma. Ben hep yanındayım ve hep yanında kalacağım. Seni asla bırakmam, sana aşığım.”
“Seni seviyorum.” dedim ve kollarımı boynuna sardım. Beni sıkıca kendine çekti ve kollarını sıkıca bana sardı.

Heaven'in Ağzından:


Kalabalık ortamda Harry’yi aradım. Karnımdaki Küçük Styles hiçte rahat durmuyordu ve benim ona ihtiyacım vardı. Neden bu kadar hareketli olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Acaba Harry de böyle hareketli miydi diye düşündüm. Bunu, onu bulunca soracaktım. Ama önce onu bulmam ve beni yalnız bıraktığı için küçük bir hesap sormam gerekti. Ah, bu mükemmel, yakışıklı ve tapılası Styles hangi cehennemdeydi?!
Biraz ilerledim ve düğünün çıkış kapısına kadar geldim. Başımı yan tarafa çevirerek Harry’yi aradım, yoktu. Biraz daha ilerledim ve Harry’yi gördüm. Aslında, Harry mi emin değildim. Çünkü karşısında bir kızla konuşarak gülüyordu. Hatta kahkaha atıyordu. Onu, benimleyken böyle kahkaha atarken hiç görmemiştim. Bu kız kimdi ki, Harry’yi böylesine güldürüyordu? Kalbimin acıdığını hissettim ve buradan hemen uzaklaşmak istedim. Tam gidecektim ki, Harry beni gördü ve seslenerek yanına gelmemi istedi. Ona hayır anlamında başımı salladığımda, bana doğru gelmeye başladı. Elimden tuttu ve konuştuğu- kahkaha attığı kızın yanına getirdi. Tanrım, sevdiğim adam bu kadar acıması ve düşük biri olamazdı, değil mi?
“Gemma, bu Heaven. Bebeğimin annesi.” Dedi ve beni yakınına çektikten sonra alnıma küçük bir öpücük kondurdu. Zorla sırıttım ve başımla selam verdim.
“Merhaba Heaven, ne zamandır seninle tanışmak istiyordum.” Dedi ve gülümsedi. “Ben Harry’nin kız kardeşi.” Dedi ve elini uzattı.
İşte o an, Harry hakkında ne kadar yanlış düşündüğümü ve onu aslında gerektiği kadar iyi tanımadığımı anladım. O an kendime kızmaktan başka bir şey yapmadım. Lanet olsun ki, ben iğrenç biriydim. Sevdiğim adamın, beni seven adamın, beni aldattığını düşünecek kadar ben düşük ve acımasız bir insandım aslında.


Demi’nin Ağzından;

Niall, Zaylena’yı kucağına almış konuşuyordu. Onlar çok tatlı görünüyorlardı ve bu hallerine gülümsemeden edemedim. Düğüne gelen davetlilerle konuşmayı bitirdim ve yeni kocamın ve en yakın arkadaşımın kızının yanına gittim. Niall ve Zaylena beni gördüğünde gülümsedi. Eğilip Niall’ın dudaklarına ve Zaylena’nın ise yanaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Yanlarındaki sandalyeye oturdum ve onları izledim. Niall kesinlikle mükemmel bir baba olacaktı.
“Senin çocuklara karşı bu kadar ilgili olduğunu bilmiyordum.” Diye sırıttım Niall’a.
“Aşkım, ben çocukları çok severim. Özellikle, Nando’s’a benzeyenleri!” dedi bir yırtıcı hayvanmış gibi ve Zaylena’yı yermiş gibi yaptı. Onların kahkahaları kulaklarımda çınlarken gülmeden edemedim.
“Tamam, ama o bir insan, bebeğim. Onu yiyemezsin.” Diye güldüm Zaylena’yı onun kucağından çekerken.
“Ama o çok tatlı ve ben açım!” dedi yine aynı şekilde. Zaylena küçük kahkahalarını serbest bıraktı ve Niall’dan korkmuşçasına bana sarıldı. Onu kollarım arasına aldım.
“Gidip Nando’s ye, Nialler.” Diye tersledim onu şakasına. Hepimiz güldük.
“Belki de bizde evlenmeden önce çocuk yapmalıydık, ha?” dedi bir süre sonra. Dediği şeyle yanaklarım kızardı, çok utanmıştım.
“S-sözlerine dikkat et, bebeğim.” Dedim Zaylena’yı kastederek. Güldü. İrlanda aksanlı kahkahasını duymak bir zevkti. Nasıl mükemmel olduğu hakkında en ufak bir açıklamam bile yoktu.
Onu seviyordum.
Onu çok seviyordum.
Ve asla vazgeçmeyecektim. Asla.

Sevgilim Bir Şarkıcı!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin