Bu bölümde ikizime gelsin küçük bir hediye öpüyorum yanaklarını koccaman 🤭🤭💗
beggiell 💋🍷
Utopia dinleyin çok güzel (':Üstünü giydirmek bana kaldı. Gerçekten tam tamına 1 saattir onunla kıyafet seçiyorduk. Tanrım benim sadece pantolonum tişört ve gömleğin vardı.
Bu kızın ise tüm bir şehre yetecek kıyafeti vardı. Etek pantolon tişört elbise ve daha takıları saymıyorum bile. En sonunda kıyafetini seçmiş. Ve saçları içinse bana yapmadığını bırakmamıştı. Bir saçı bağlamak neden bu kadar zor o tokayı bağlamak sudoku çözmekten daha zordu.
En sonunda hazırlanmıştı sıra bana gelmişti. Evet 10 dakika hazırlanmam sadece on dakika sürmüştü. Daha sonra elimden tutmuştu. İp almayı da unutmamıştı. Evet o salıncak yapılacaktı.
Önce beni ordan buraya sürüklemişti. Dondurma yemeye gittik. Evet değişmeyen tad çilek ben kakaolu alıp çimlerin üstünde oturup yemiştik. Dondurma bittikten sonra pamuk şeker almıştık.
Kabul ediyorum çok eğlenceliydi. Ve chin sun çok çok tatlıydı pamuk yerken. Bir paket fazladan alıp evde yiyeceğini söyledi. Bu kız deliydi, madem parka gelip salıncakta saklanacaktı neden benden salıncak istiyordu.
En sonunda el ele tutuşup yol boyunca yürümüştük. Yolda bana bakan kızların bakışlarını üstümde hissediyordum. Chin sun onlara deli oluyordu. Cidden bu kızın cinayet işleme potansiyelini düşnüyordum.
Arada ona sarılmaya merhaba tatlı kız diyen ya da seven kızlara ben kedi yavrusu değilim deyip ,ki bir kedi yavrusuydu, Patisindeki tırnakları gösteriyordu.
Yolda yürürken gördüğü baloncudan 3 tane balon aldırmıştı evde koleksiyonu olmasına rağmen.
Evet biri minyon biri unicorn diğeri prenses olan üç tane uçan balon almıştı. Daha sonra bir mağazaya girip bir tane tişört bir tane şapka aldırmıştı. Bir oyuncakçıya girip kendine boyundan büyük bir peluş unicorn aldırmıştı. Kız resmen beni sömürüyordu ve daha 4 yaşındaydı. Dolu ellerimle suratına baktım.
"Chin sun hadi eve gidelim. Salıncağı başka zamana bırakalım. Üstelik parkta salıncağa bindin. Ellerim dolu ve sen bana tum şehri gezdirdin. Hem ayrıca neden bu salıncağı bu kadar çok istiyorsun?"
Bacağıma yapıştı. Ve dolan gözleri ile bana baktı.
"Bir arkadaşım ağaçta sallanmanın çok güzel olduğunu söyledi. Nolur yapalım. Eğer yapmazsan bu aldığım her şeyi çöpe atarım."
Delirmiş bu dünyanın parasını verdik bunlara.
"Çok inatçısın düş önüme."
Ellerini çırptı. Ve yürümeye başladı. Ağaç olarak aklıma çınar ağacından başka bir şey gelmedi. Elimde eşyalarla çınar ağacına kadar yürüdük.
Chin sun ağacı görür görmez oraya koştu ve ağaca sarıldı.
"Bu çok güzel yaşasın hadi yunho çok ağaca ve kur salıncağı."
Bu kız ile ilgili tüm güzel iltifatları geri alıyorum. Eşyaları ağacın dibine bıraktım. Ve ağaca tırmandım boynuma ipi astım. Evet kaç yıldır ağaca tırmanmamıştım acaba.
İki üç beş...
Kaderde şimdi 21 yaşında ağaca tırmanmakta varmış. İpleri sıkıca bağladıktan sonra aşağı indim.
"Evet bitti güzellik ne düşünüyorsun? Bak oturacağım yeri bile yapatım."
Chin sun parlamış gözlerle bana bakıyordu. Ve kocaman sarıldı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑲𝒂𝒓𝒂𝒉𝒊𝒏𝒅𝒊𝒃𝒂 𝑺𝒂𝒓𝒂𝒃ı |Yunho-Mingi|
Narrativa generaleVe o çok sevdiğim ses tonu ile fısıldamıştı. "Bana sen lazımsın, bir bardakta karahindiba şarabı..." Fısıldarken gözlerimi kapatmıştım. Ve yutkunmama engel olamadım. Ve kulağımdan uzaklaşıp nefeslerini dudaklarıma vermişti. Ben hâlâ gözlerimi açma...