"E genç adam söyle bakalım oğlumda gözün mü var?"Böyle ani bir soruyu ikimizde beklemiyorduk.
İkimizde öksürük krizine girmiştik. Annem ikimizede bir bardak su uzattı. Pekâlâ fazla açık sözlü oldu bu. Sakinleşmeye başladık. Annem hâlâ bize bakıyordu. Bakışlarımı mingiye çeviremiyordum. Masanın üstündeki bardağı tutan elini gördüm. Derin bir nefes aldı. Ve sandığımdan daha net bir sesle konuşmuştu.
"Hayır oğlunuzda gözüm yok."
Çünkü tamamen onunum. Annem hâlâ aynı şekilde duruyordu. Küçük bir tebbebsüm gördüm yüzünde.
"Yani çoktan benim oldu diyorsun."
Mingi nin gözleri şok içinde açıldı.
"Annne ne diyorsun?"
"Hayır öyle bir şey yok."
Dedi mingi. Annem arkasına yaslandı kollarını kavuşturdu.
"Baylar baylar sakin olun. Bu meseleyi yunho ile yalnız konuşmak istiyordum. Ama ikinizi tekrar ne zaman bir arada bulabilirim bilmiyorum."
Derin bir nefes aldı.
"Baban önce senle konuşmayı tercih etti. Ama ben ikinizle konuşmayı istedim. Şimdi bana her şeyi anlatın eksiksiz en başından. Öncelikle emin olmak için soruyorum bir ilişkiniz var mı? Anlamadım sanmayın. O morluklar ne kadar kapatmaya çalışsanda her şeyi apaçık görülüyordu yunho. "
Kalbimin atış sesi kulaklarımı patlatacaktı. Ellerimin titrediğini hissediyorum. Mingi bana baktı. Masanın altında duran elimi tuttu. Ve bakışlarındaki netlikle bana yardımcı oldu. Bunu anneme kendim söylemem daha mantıklı olurdu.
"Sana yalan söylemeyeceğimi biliyorsun. Ve bunu sana daha uygun bir anda yalnız söylemeyi isterdim. Ama bu ana denk geldi. Evet mingi ile bir ilişkim var aşk boyutunda. Ben ondan hoşlanıyorum."
Annem için pek bir şey değişmemiş gibiydi. Ama benim üstümden koca bir yük kalkmıştı. Mingi ye baktım. Tebessümüne karşılık bende tebessüm ettim. Annem aklındakileri toparlamış ve konuşmaya hazırlanıyordu.
"Bu netleştiğine göre devam edelim nasıl tanıştınız? Bunu bilmeye hakkım var dimi? Beni de anlamanızı istiyorum. Oğlumun bırakın bir erkekten hoşlanmasını daha bir kızla ilişkisini duymadım. Ve seni kendi evine çağırdığına göre ilişkiniz ciddi. Yani bir yandan oğlumun sevgilisi ile tanışmış oluyorum. Bunu yıllarca bekleyip farklı bir şekilde olmasını beklemiyordum. Size kızmıyorum. Bunu yapmaya hakkım yok. Önce gerçekten şaşırdım. Bunu beklemiyordum. Oğlum karşı cinsini sevmiyor diye onu evlatlıktan reddetmek çok mantıksız. Ve ben oğlumu anlamayı tercih ettim. Sevgisinin boyutunu vesaire. İnanıyorum ki birbirinizi severken tüm sorumluluğu almışsınızdır. Rahat olun ve anlatmaya başlayın. Heyecan verici bir durum."
Bu her ne kadar benim için mükmmel bir an olsada mingi için burukluğu olan bir an. Annemin sözleri bir nebzede olsa rahatlatmıştı beni. Derin bir nefes aldım. Mingi ise masanın altından elimi tutup kendisinin başlamak istediğini anlamıştım. Gözlerimi hafifçe kırptım. Boğazını temizledi. Ve başladı.
"Ben üç ay önce annemi bir trafik kazasında kaybettim. Ve yıkıldım ."
"Ahh başın sağ olsun."
Annemin gözlerinin dolduğunu gördüm. Bunu beklemiyordu.
"Sizde sağolun. Ve onu kaybettiğim ilk bir hafta kendime gelemedim. Annem ve bana ait olan bir karahindiba bahçesi var. Onu toprağa gömdükten sonra oraya gittim. Bayılmış gibi ağlıyordum. Bunu nasıl yapıyordum bilmiyorum ama zihnim bilincim her şeyim kapalıydı. Hiçbir şey duymuyor ve görmüyordum. Sonra yunho geldi. Beni nasıl buldu hiçbir fikrim yok. O kadar zaman geçmesine rağmen hâlâ sormadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑲𝒂𝒓𝒂𝒉𝒊𝒏𝒅𝒊𝒃𝒂 𝑺𝒂𝒓𝒂𝒃ı |Yunho-Mingi|
Ficción GeneralVe o çok sevdiğim ses tonu ile fısıldamıştı. "Bana sen lazımsın, bir bardakta karahindiba şarabı..." Fısıldarken gözlerimi kapatmıştım. Ve yutkunmama engel olamadım. Ve kulağımdan uzaklaşıp nefeslerini dudaklarıma vermişti. Ben hâlâ gözlerimi açma...