14.BÖLÜM

178 27 1
                                    

Soğuk, çok soğuktu. Ellerimi bir kez daha hareket ettirmek istedim ama nafile. Kıpırdayamıyordum. Kemiklerimde hissettiğim ağrılar acı çektiriyordu bana. ağlamak istiyordum, ağlayamıyordum. Bağırmak istiyordum, bağıramıyordum. Gözlerimi dahi açamıyordum.

Ölüm dedikleri bu olsa gerekti. Sanırım kerem beni gerçekten öldürmüştü ve şu an buz gibi toprağı üzerime atıyorlardı.

  Kulaklarıma sesler geliyordu ama anlamıyordum. Sanki başka bir dildi konuştukları. Ya da bendeydi sorun. Ölmedim ben demek istedim. Ölmedim... Duyuyorum sizi..

Bir hareketle araladım gözlerimi. Etrafıma bakındım. Şaşkınlıktan dona kalmıştım. Hayır ne mezar Ne de toprak vardı benim üstümde. Gözlerim bana oyun oynamıyorsa eğer, şu an gemideydim.

Karşımda duran iki adam yanıma yaklaştı

"Ξύπνησες" bir şeyler dedi ama anlamıyordum.

"kimsiniz siz? Ben neredeyim?"

"Férte to óchi Elliniká Sizoki "
(yunan değil, sizoki'yi getirin.)

Sadece bakıyordum onlara. Kısa bir süre sonra bir adam yaklaştı yanımıza aralarında bir şeyler konuştuktan sonra adam, yanıma oturdu.

"where are you from? Can you speak English?"
(nerelisin? İngilizce konuşabiliyor musun?)

Az buçuk ingilizcemle dediklerini anlamıştım.

" I from Turkey. Some..."

Lafımı kesti.

"Tamam o da olur."

Az buçuk Türkçesiyle bana baktı ve devam etti.

"Ben sizoki. Arkadaşlarım seni denizin kıyısında bulmuşlar. Baygınmışsın. Uçurumdan düştüğünü sanmışlar. Sen onlardan yardım istemişsin. Hatırlıyor musun?"

Yardım istemek mi? Uçurumdan düşmek mi?
Ne ara oldu bunlar?

Başımı hayır anlamında sallandım.

" Sana ne oldu? "

" Öldürceklerdi beni. Öldüm mü ben? "

Gülümsedi.

" Yaşıyorsun. "

Daha fazla beni zorlamak istemedi. Ayağa kalktı.

" Yunanistan'a gidiyoruz. Arkadaşlar da yunan. Ben kore'liyim ama iş için Yunanistan'a gidiyorum. Durum bu ki, sen de bizimle geliyorsun. Orda bi yolunu buluruz artık. "

" Yunanistan mıı? Ben ne ara..."

"Aç mısın?"

Cevap vermemi bile beklemeden gitti.

Kafamı toparlamaya çalıştım, hatırlamaya çalıştım.

"Kerem, ne duruyorsun sıksana kafama "
Aşağılık adi beni öldürmeden videoyu kapatmıştı. Amacı sarp'ı delirtmekti. Ve başarıyordu.
"Biz neredeyiz biliyor musun selin?"
"Bolu'dayız Allah'ın cezası."

Güldü.

"Selin, seni burda Hiç kimse bulamaz. Hiç kimse..."

"ne yani? Niye öldürmüyorsun beni niye?"

"Uçurumları sever misin?"
        

          ****.                     *****

Yoktu. Sonrası yoktu... O aşağılık bana ne yapmıştı?

PEŞİMDEKİ GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin