İşte yine uyanmıştım. Oflayarak yorganımı üzerimden attım. Yanı başımda duran saate baktığımda daha 04.00 olduğunu gördüm. Her saat başı korkarak uyanıyordum. Belki de ailemden uzakta yaşamak bana göre değildi.
Gözlerimi sıkıca kapattım. Uyumak için yine hayaller kurmaya çalıştım ama hayır işte. Olmuyordu. Gözlerimi açmaya bile korkuyordum. Çünkü gözlerimi açtığımda sanki birini görecektim sanki odamda benden başka biri daha vardı.
Çarpan şimşekle kendime geldim. Saçmalama selin. Bu evde sadece sen varsın. Başka kimse yok. Sadece sen. Esen rüzgarla pencereme baktım. Açıktı! İyi ama ben onu yatmadan önce kapatmamış mıydım?
Kalbim öylesine hızlı atıyordu ki yerinden çıkacak dedikleri şeyi hissediyordum. Yavaşca yatağımdan kalkıp pencerenin önüne geldim ve elimden geldiğince hızlı bir şekilde camı örtüp yatağıma koştum.
Yıllardır hayalini kurduğum çocukluğum geçtiği şehre nihayet gelmiştim ama bu yaşadıklarım sanki geri dönmemi söylüyordu. İstemiyordum. Geri dönmek için çok geçti. Korkularımla yüzleşmem gerek. Her zaman yanımda ailem olamaz. Tıpkı şimdiki gibi. Gerekirse yarın bir polis çağırır evi arattırırım. Ama babamı haklı çıkarmam.
Buraya gelirken babam bana en fazla 4 ay verdi. Onlarsız en fazla 4 ay dayanabileceğimi düşündü. Ama görecek değil 4 ay 40 yıl onlarsız yaşayabilirim. Evet bir Aksu kızı olarak insanların yapamadığını yapıp onu ilk defa haksız çıkaracağım.
****
"sütlü latte istiyorum."
Hemen efendim. Elimdeki kağıda kadının isteğini not alıp mutfağa ilerledim. Şaşırdınız mı? Ah şaşırmayın. Babam sırf o haklı çıksın diye tüm kredi kartlarıma el koydu. Zaten benim onun parasına ihtiyacım yok! Evet Aksu ailesinin gözde kızı garsonluk yapıyor. Ne manşet ama!
Hazırladığım latteyle kadının yanına gitmeye başladım. Mutfak kapısının önündeki bedenle duraksadım. Yüzünü görmek neredeyse imkansızdı. Kafasına kapşonunu çekmiş ve sadece yere bakıyordu. Nedense bu adam tüylerimi tiken tiken yapıyordu. Hızla yanından geçip kadının istediğini verdim.
"Selin, dışarıda biri seni görmek istiyor."
"Allah Allah kimmiş?"
"Akraban olduğunu söyledi."
"Akrabam mı? İyi de hepsi İstanbul'da."
"Bilmiyorum artık."
"Tamam, saol."
Korku, yine tüm bedenimi etkisi altına alıyor. Ya o geldiyse?
Yavaş adımlarla dışarıya çıktım. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Daha fazla burada durmamak için içeriye doğru bir adım atmıştım ki belime dolanan kollar olduğum yerde durmamı sağladı."Beni özledin mi aşkım?"
Oydu. Gelmişti!"E-emir."
"Ta kendisi aşkım."
Kolları arasından çıkıp yüzüne baktım. Buraya kadar geldiğine inanamıyorum."Emir, ben senin aşkın değilim."
"Ya selin yine ne yaptım? Gönlünü almak için ne yapmam lazım canm?"
"Emir biz ayrıldık! Bitti! Neden anlamak istemiyorsun!"
"Sevdiğin çiçekleri almadığım için mi yapıyorsun böyle bir tanem?"
"Ya Emir ne olur rahat bırak artık beni ya. Biz seninle ayrılalı 3 ay oluyor ya. Anla artık bitti!" dedim ve ellerimi haraket ettirip onu sarsmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEŞİMDEKİ GÖLGE
AkcjaBazen peşinizde biri varmış gibi hissedersiniz. Bunu birine dediğinizde muhtemelen paronayak olduğunuzu söylerler. Ama ya gerçekten peşinizde biri varsa? -SELİN AKSU Koruyucu Meleği, ya da Selin'in değişiyle 'Mavi Gözlü Ejderhası' hayatına girdikt...