Lütfen yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın.
İyi okumalar...--------------
" Ben... beni sevmeyen, bana inanmayan, beni istemeyen birinin yanında durmak istemiyorum. " Kalbim öyle bir cız etti ki.
Yaklaşık 10 saniye bakıştıktan sonra devam ettim.
"Onur... "
" Sus da şu merdivene otur." Dedim lafı değiştirmek için.
Onur , beni dinleyip merdivene oturunca ben de onun yanına oturdum. Cebindeki selpağı çıkardım . Onur 'un suratındaki kurumuş kanları silmeye çalıştım ama silinmiyordu işte, kurumuştu . Birden ayağa kalktım.
" Bekle beni geleceğim." dedim. Yangın merdivenlerinden çıktım. Kantine koşup iki şişe su , bir bardak kahve , bir tane karışık tost aldım.
Revire de uğrayıp tentürdiyot ve pamuk rica ettim. Tekrar koşarak yangın merdivenine gidip kapıyı açtım.
Onur tek başına orda oturuyordu. Ben de hemen onun yanına oturdum. Ona suyun 1 şişesini , tostu ve kahveyi uzattım. Onur cüzdanını açıp bana aldıklarımın parasını uzattı.
" Onu yerine koy almayacağımı biliyorsun. " dedim. Sonra Onur 'a kahvesinden bir yudum aldırdım. Tostundan verdim. Onu kendi ellerimle besledim.
Onur, beni izlerken ben selpağı su ile ıslattım, ıslak selpak ile Onur 'un yüzünü sildikten sonra tentürdiyot ile yüzüne pansuman yaptım . Kahvesinden son yudumunu da verdikten sonra tostunun da son parçasını da verdim.
" Bana bunu neden yapıyorsun " dedi Onur, üzgün bir ses tonu vardı.
" Çünkü benim yüzümden bu hale geldin." Dedim. Benden beklediği cevabın bu olmadığını biliyordum. Telefonum çaldı, arayan Selindi. Açtım.
" Aynen yangın merdivenindeyiz... tamam kapıya çıkıyorum... çok teşekkür ettiğimi söyle... onunkini de revire götür sen ver onun yanına da uğrıycam zaten... tekrar çok sağol... tamam çıkıyorum şimdi hadi bye " dedim. Telefonu kapatıp Onur 'a döndüm.
" Hemen gidip geliyorum."
"Tamam. "
Kafamı sallayıp kapıyı açtım, koridora çıktım. Gözlerim Nazlı ile Selin 'i arıyordu .
Koridora biraz göz attıktan sonra onları buldum. Hemen yanlarına koştum. Ellerinden bir poşeti aldım." Kızlar bunu da revire götürün tamam mı? ben zaten onun yanına da gideceğim. Hadi ben gidiyorum." Kızlar kafasını sallayıp ellerindeki diğer poşeti de revire götürdüler.
Poşetlerin içinde bir t shirt bir de pantolan vardı. Selin 'in ricası üzerine Oktay öğle arasında hemen gidip almıştı. Kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtım.
" Ben geldim . Bak sana kıyafet getirdim . Ben şimdi buraları toplayıp gidicem sen de bir yerde bunları giy. Tamam mı?" Çöpleri ve ortalığı toplayıp tam kapıdan çıkacaktım ki Onur elimden tuttu .
" Ne oldu ? Bir şeye mi ihtiyacın var ? Söyle hemen getireyim ." Diye atıldım.
" Niye bana annem gibi davranıyorsun ?" Dedi sesinde üzüntü mü var onun?
"Kız olduğum için olabilir mi? " dedim gülümseyerek.
"Benim bir sürü sevgilim , arkadaşım oldu ama hiç biri böyle davranmadı bana... ya benimle param için ya da birlikte olabilmek için birlikte oldular... ama sen bırak birlikte olmayı benimle arkadaş bile olmuyorsun ."
Dedi Onur. İçime öküz oturmuş gibiydi . Ne diyeceğimi düşünüyordum." Bana anneni , arkadaşlarını , sevgililerini anlatmak zorunda değilsin hatta anlatma çünkü 10 saniye sonra hayatından çıkacağım.. ve çıkıyorum . Kendine iyi bak. " dedim. Kapıyı açıp revire doğru ilerledim. Onur çok berbat bir hale gelmişti ama yapmak zorundayım.
Revire girdim. Can yatakta oturmuş , sarılı burnunu tutuyodu. Benim içeri girdiğimi gördüğü gibi ayağa kalktı. Onu omuzundan tutup 'kalkma' der gibi ittim. Yanına, yatağa oturdum.
" Çok acıyor mu? " dedim. Can 'ın burnunu göstererek.
" Hayır artık acımıyor sen geldin ya.." dedi Can ve devam etti.
" Bak Nehir dün söylediklerini çok düşündüm. Sen haklıydın. Sen bana bir arkadaş olarak güvendin ama ben senin güvenini boşa çıkardım . Senden son bir şans istiyorum . Sana söz veriyorum artık düşüncelerim arkadaşlıktan ileri olmayacak. Ne dersin? Bana bir şans vericek misin?" Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilmiyordum.
" Madem artık hislerini kapatıcaksın normal arkadaş olacağız, tamam o zaman. "Dedim sonra elimi Can 'a uzattım.
" Anlaştık. " dedi Can . Sonra Can 'dan Onur adına özür diledim. Sohbet ettik.
Revirden çıktım ve Selinlerle buluşmak istedim. Elimi ceketimin cebine att- Telefonum yok!
Bugün revire gittim, orada olamaz. Kantine gittim, orada da olamaz. Yangın merdivenlerine gittim. Tabii ya olsa olsa orada olur. Yangın merdivenlerine doğru ilerledim . Kapıyı açtım. Onur orada oturmuş içki içiyor! hemen atladım.
" O-Onur...bu halin ne? Ne yapıyorsun?biri görücek zaten benim yüzümden disipline gittin şimdi kesin okuldan atarlar." Dedim telaşla elinden şişeyi alırken.
"Bana kimse hiçbir şey yapamaz , zarar veremez... senin haricinde. " dedi.
" Ne?!.. b-ben sana zarar mı veriyorum?" Dedim yanına oturarak.
" Hem de herkesten çok. " bu cümle içimi yakmıştı.
" B-ben bilmiyordum çok özür dilerim... ama ben sana ne yaptım ki? " Dedim şaşkınlıkla. Ama gerçekten de ben Onur 'a ne yaptım ki?
" İşte sorun da bu... bana hiçbir şey yapmıyorsun , beni görmüyorsun , beni duymuyorsun. "
" Onur bu konuyu sonra konuşalım... sen ayıkken." dedim telefonumu ararken.
" Bunu mu arıyorsun ? " dedi Onur cebinden telefonumu çıkararırken.
" Evet, onu arıyorum. Bunun sen de ne işi var?" Onur telefonumu bana uzattı.
" Tekrar gel bana diye cebinden aldım..."
--------------
Merhaba! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Birkaç gündür kesintisiz dinlediğim şarkıyı sizlere de duyurmak istedim.
Bugün yine yine ve yine Onur 'a üzüldük. Bu çocuğun yüzü gülmeyecek mi ?
Ve yine Çiğdemsiz bir bölüm asdfghjkl.Tekrar gel bana... sizce Nehir tekrar gelir mi?
Hikayemi beğendiyseniz oy (vote), yorum atmayı ve beni takip etmeyi unutmayın.
Kendinize iyi bakın. Seviliyorsunuz. Bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu S.O.N
Teen Fiction- Sen ve ben bir papatyayız Nehir. Sen papatyanın yaprakları ben ise gövdesiyim. Kimse seni benden koparamaz.-