Uzun zamandır kapatılmıştım. Yüzyıllar süren, uzun bir süreç. Beni zorla soktukları ve üzerime gümüşten çaktıkları çiviler yüzünden çıkamadığım tabuttan kavuşmuştum özgürlüğüme.
Ölüme. Öldürmeye.
Aynı zamanda anıyordum onu, dudaklarıma peydahlanmış gülümsememin tek sahibini.
"Efendi Kim, sizi görmek büyük şeref."
"Kimsin sen ölümlü?"
"Ailem size hizmet etmişti. Son yıllarda güçsüzlükten derin bir uykudaydınız efendim, sizi sakladıkları mağaradan bulup çıkardım ve çivileri söküp size kan verdim."
Bedenimdeki gücün sebebi buydu demek ki.
"İki yüz elli yıldır kapatılmıştınız efendim. Büyük büyük dedelerim hizmet ederdi size. "
" Hangi soydansın sen? "
" Junglardan gelmeyim efendim. "
" Adın, Hoseok? "
" Oha, nerden bildiniz? "
" Aptal, kolyende adın yazıyor."
Kahkaha atıp yataktan kalktım.
" Bu arada büyük dedenin kopyası gibisin. Karşımda bir an sanki HoNa'yı gördüm gibi oldum. "
Elimi omzuna koyduğumda yerinde kas katı kesildi.
" Hey, sakin ol küçük. Safkanım ben, insan kanı içmem. Ayrıca seni sevdim, öldürmek istemem. Ve bana Hyung diyebilirsin, tanımadıklarıma kasıntı rolü yapmaya bayılırım. "
Dudaklarını gülmemek için birbirine bastırdığında kafasını yere eğdi.
"Bak Hoseok, iki yüz elli yıldır sikik gibi kapatılmışım. Kendime bir arkadaş buldum derken benden kendini esirgeme lütfen. Vampir olanları tekrar bulana kadar bana katlanmak zorundasın."
"O zaman sonsuza kadar beraberiz Hyung."
"O da ne demek?"
"Sizden başka vampir yok. Hepsi yakıldı. Sadece sizi ibret olsun diye çivileyip bir mağaraya kapattılar. Demonio'yu bile alt ettik demekti bu."
"Tanrım, bana iblis demekten neden vazgeçmediler ki? Ben şeytan değilim?"
"Ölümsüzlük insana ve ya insana benzeyen hiçbir canlıya ait değildi Hyung. Sizi, yani vampirleri insan kılığına girmiş şeytan yerine koyuyorlardı. Çünkü onları ısırdığınızda derilerine bulaşan zehriniz cehennem kazanlarında yanmakla eşdeğerdi. O yakıcı acı da sizin şeytan olmanızın en büyük kanıtıydı kendilerine göre. "
" Vay, etkilendim. Araştırıp gelmişsin. "
Gerçekten kafa dengi bir çocuktu. Arkadaşlığımızı sonsuzlukla müjdelendirmek isterdim.
" Seni gerçekten sevdim Hoseok. Arkadaşların var mı? Ya da ne bileyim, benim ne olduğumu bilen falan? Biraz kasıntılık yapıp insanları korkutmak istiyorum. "
" Tanrım, delisin sen."
Gülmeye başladığında kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Anında gülmeyi kesti ve yerinde kıpırdandı.
" Bak, beni arkadaşın olarak görsene. Başka bir arkadaşın sana böyle bakınca rahatsız mı oluyorsun? "
" Hayır, daha çok gülüp onu çileden çıkarıyorum. "
"Daha çok gül ve beni çileden çıkarmaya çalış, aslında deneme çünkü çok sabırlı bir insanımdır. İroniyi anladın değil mi, insanım dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wizard×Taekook ✓
Fanfiction" Dóiteáin Krallığı'nın tek prensi Kim Taehyung. Anne ve babası yakılarak öldürüldükten kısa bir süre sonra tahta çıkmıştır ve ülkeyi layığıyla yönetmiştir. Bir prenses yerine, soylu olmayan, yoksul bir erkekle evlenmiştir. Kim Jeongguk, tarihin gör...
