Uyandığımızda saate baktığımda 6 olduğunu görmemle yerimde doğruldum. Yoongi ve Bogum da uyanmıştı. Yeni taşlar, Yoongi'nin elindeydi.
"İseul, sendeki taşları bana ver."
Taşları ona uzattığımda aldı.
"Ne yapacaksın?" Dedim içimdeki merakıma yenik düşerken.
Cevap vermedi.
Bu sefer Bogum konuştu.
"Ne ara saat 6 oldu yah? 1 saat sonra işe gideceğiz. Ben evime gidip hazırlanıyorum."
"O zaman ben de kalkıyorum, işe geç kalmayayım ilk günden." Yoongi'ye bakarak güldüm. Yoongi sonunda sessizliğini bozarak konuştu.
"Ben de çıkıyorum. Çıkışta yine burada olun." Emir vermesi sinirlerimi bozarken, takım elbisesinin ceketini alıp evden çıktı.
Yoongi'den
Taşları yanıma alıp arabaya bindim. Acilen bu durumu çözmeliydim. Yeterince can sıkmaya başlamıştı. Gideceğim ilk yer ise tabii ki, babamın çalıştığı labaratuvardı. Babam bilim adamıydı. Annem ise bir doktor. Ikisini bir arada görmeyeli baya uzun zaman olmuştu. Araları pek yoktu, ama ayrı da değillerdi.
Laboratuvarın önüne geldiğimde arabayı park ettim ve binanın içerisine giriş yaptım. Beni tanıdıkları için pek de laf söylemedi görevliler. Babamın adının yazdığı kapıyı açtım ve geniş olan odanın içine girdim. Kendisini burada göremediğim için danışmaya ilerledim.
"Min Yeon Suk, nerede acaba?"
"Efendim, Min Yeon Suk yaklaşık 2 haftadır gelmiyor..."
"Nasıl yani?"
Görevli kız, cevap vermeden omuz silktiğinde sinirlenerek oradan uzaklaştım. Çıkışa doğru ilerlerken gözüm çarpraz salonda bulunan kapı ismine takıldı.
Labirent.
Bu da neydi şimdi? Bu, bizimle alakalı olabilir miydi? Etrafta insan var mı diye kolaçan ettikten hemen sonra fazla dikkat çekmeyerek kapının önüne gittim. Kapı kulpunu indirip açmaya çalıştığımda kapının kilitli olduğunu fark ettim. Birazdan gelip açarlar nasılsa...
Ama burada durmanın ve gizlenmenin bir yolu olmalıydı. Sanırım şu nöbetçi asistanı oyalayabilirdim. Belki de bu sayede, birkaç şey öğrenebilirdim.
"Selam." Kızın gözleri aniden parladı.
"Şey, merhaba."
"Nasılsın?"
"İyi de, şey siz Min Yoongi misiniz? Hani şu şirketin ortaklarından?"
Saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştıran kıza içten içe güldüm.
"Evet benim."
"Burada ne işiniz var ki?"
"Buraya bir tanıdığımı görmeye geldim. Acaba Min Yeon Suk neden 2 haftadır gelmiyor?"
Hemen dedikoducu kız tiplerine girdi. Ne beklenirdi ki zaten...
"Bay Min Yeon Suk, sevgilisi ile son zamanlarda tartışıyordu baya. 2 hafta önce de Bayan So Min, Bay Min Yeon Suk'a ihanet etmiş diyorlar. Bu yüzden 2 haftadır ikisi de gözükmüyorlar."
"Sevgilisi mi?"
"Ah evet, Park So Min. Benden duymuş olma ama, Bayan So Min eşinden yıllar önce ayrılmış. Bay Yeon Suk ise hâlâ evliymiş. Yasak ilişki yaşıyorlar yani. Ayy çok ayıp, değil mi?"
"Aynen, çok ayıp." Diye onayladım onu. Aklıma birden İseul'un anne ve babasının 10 sene önce ayrıldığı gelmişti. Aynı zamanda İseul'un da soyadı Park'tı.
Bu kadın İseul'un annesi olabilir miydi? Neden olmasın? Zaten onunla aynı rüyayı paylaşmamın başka nedeni olamazdı...
Karşımda bana gülümseyen kıza yapmacık bir gülümseme sundum.
"Peki şu labirent odası? Orası neden var?"
Elini dudaklarının üzerine götürüp 'sus' işareti yaptı. Etrafa kolaçan ettikten sonra kulağıma doğru eğildi.
"Oraya sadece seçili kişiler giriyor. Bilim adamları arasında her yıl düzenlenen "En Yaratıcı Buluş" yarışması için yapıldı. Fakat 1 ay önce bitmesine rağmen yine de yarışmaya sunulmadı. Bir sorun olduğu söyleniyor, ama kimse bilmiyor..."
"Hmm..."
"Evet, bak şimdi Profesör Kim girdi odaya."
Arkama döndüğümde içeri giren adamla hemen adımlarımı oraya yönlendirdim. Kızın arkadan adımı seslenmesini umursamadım bile. Kapanmak üzere olan kapıyı durdurdum ve içeriye girdim. Profesör aniden bana dönünce gözleri şaşkınlıktan büyüdü. Öylece kalakaldı.
"Şimdi, her şeyi bana anlatıyorsun."
Profesör hâlâ yerinde dururken, kelimemi bastırarak konuştum.
"En baştan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐈𝐧 𝐌𝐚𝐳𝐞「 MYG 」
FanfictionBu labirentten kurtuldum diyelim, peki ya kalbimdeki labirent? Oradaki labirentten nasıl kurtaracağım seni?