"Sonunda gelebildiniz!"
Yoongi ve Bogum sonunda eve geldiklerinde sahte bir sitem ile konuştum. Artık şu labirente girmek ve en kısa zamanda kurtulmak istiyorum!
"Geldik işte, uzatma." Yoongi yine, buzdolabılığını konuştururken Bogum samimi bir gülümseme ile konuştu.
"Biraz işimiz uzadı. Hadi uyuyalım da, şu labirente girelim."
"Olur." Dedim ben de gülümseyerek. Karşılıklı bulunan çift koltuklara birine ben, diğerine de Bogum uzanırken, tekli koltuğa Yoongi kurulmuştu. Gözlerimi kapatmadan önce Yoongi'nin sesini işittim.
"Taşları getirmeyi unutma."
Kucağımda olan taşlara baktım.
"Yanımdalar."
"İyi."
🖤💭
"Herkes burada mı?" Yoongi ve Bogum'u görünce derin bir nefes aldım. Aynı anda gelmiştik. Elimde hâlâ olan taşlara gülümseyerek ilerlemeye başladık.
"Bugün yeni bir taş bulabilir miyiz sizce?" İkisine yönelttiğim soruya Bogum omuz silkerken, Yoongi cevapladı.
"Bulabiliriz bence. Daha dikkatli olmalıyız ama."
Kafamı salladığımda bir şey demeden yürümeye başladık. Bogum aklındaki soruları teker teker sıralamaya başladı.
"Bizi buraya kim hapsetti yah? Hayır yani, neden biz? Tamam, ben ve İseul yakın arkadaşız ama, Yoongi ne alaka?"
Ona cevap vereceğim sıra, Yoongi araya girdi.
"Farkındaysan ben ve İseul buradaydık, senden önce. Sen her şeye burnunu sokmasaydın, labirent olayını öğrenmeyecektin. Böylelikle burada da olmayacaktın."
"Sen-"
Bogum'un kolunu tutarak onu sakinleştirdim. "Sakin ol." Fısıldayınca biraz da olsa kendini dizginlemeyi başarmıştı. Az ilerimizde yürümeye devam eden Yoongi'ye koşar adımlarla yetiştim. Bogum hemen arkamızdaydı.
"Biraz kibar olmayı denesen?"
Ciddi misin, der gibi baktı. Ciddi olduğumu anlayınca da çarpık bir gülümseme sundu.
"Arkadaşın saçma sapan konuşmalar yapmasa, gayet de kibar biriyim aslında." Kaşlarını kaldırarak konuştuğunda gözlerimi devirdim.
"Ne kibarsın ama..."
"Bir şey mi dedin?"
"Yok, bir şey demedim."
"İyi." Aramızdaki diyalog bitince ikimiz de sustuk. Bogum hemen yanımda duruyordu. Etrafa dikkatlice bakmaya başladım. Bu taşlara gizlenmiş harflerden daha fazlası olması lazımdı.
Labirent bize, bir mesaj vermek istiyordu. Bir ipuçu. Bu da demek oluyor ki, bize yardım eden birileri vardı. Aklıma gelen şeyle hemen Yoongi'ye döndüm.
"Yoongi sence, bu taşları kim buraya koyuyor?"
"Bizi buraya hapis edenler koymadıkları kesin..." Yoongi aniden duraksayınca Bogum lafa girdi.
"Bize yardım etmek isteyen birileri var!"
"Ben de öyle düşünüyorum." Diyerek onayladım onu.
"Şu an sessiz olun, bizi dinliyorlardır büyük ihtimalle. Bunu yarın konuşuruz."
"Olur."
"Haklısın." Elimdeki taşlara bakınca derin bir of çektim. Bu Yoongi'nin de dikkatini çektiğinde bana baktı ve gözlerini sıkıca yumup açtı. Sakin ol, der gibi...
Ona gülümseyince, önüne döndü aniden. Bu adamı cidden anlamıyordum. Bogum'a baktığımda bizden biraz daha uzaklaştığını gördüğümde bağırdım.
"Bogum, uzaklaşma!" Beni duymadığı için bir daha bağırdım.
"Bogum!"
Koşarak onun yanına gitmeye çalıştığımda ayağıma takılan şeyle yere düşmem bir oldu. Acıyla kıvranırken, Yoongi koşarak yanıma geldi. Aynı zamanda da Bogum koşarak yanıma geliyordu.
"İyi misin?" Yoongi'nin sorduğu soruya karşılık olarak kafamı sallarken, Bogum endişeli bir şekilde ayağıma baktı.
"Çok acıyor mu?"
"Hayır, sadece biraz." Cevabım onu memnun etmişe benzemiyordu.
"Bu da ne?" Yoongi eline aldığı taşa bakıyordu. Ellerimden düşmüş olmalı. Bize doğru döndürdüğünde bunun yeni bir taş olduğu kesindi.
"Yeni bir taş..." diye mırıldandı Bogum.
"Aynı zamanda yeni bir harf!" Heyecanla konuştuğumda Yoongi kaşlarını çattı.
"Bir sorunumuz var."
"Ne?"
"Ne?" Bogum ile aynı anda konuşunca gözlerimize baktı. Daha sonra da, elindeki taşa.
"Bu harf "V" fakat ters çevirince "S" oluyor. Buralarda bir taş daha olması lazım..." Ayağa kalkıp etrafta dolaştı. Bu da ne demek oluyordu? Biraz daha ilerleyince tahmin ettiği gibi, bir taş daha bulmuştu. Bize endişeli gözlerle baktığında, yanımıza doğru geldi. Yere düşürdüğüm taşları alıp yan yana dizdi.
"LO (V) (S) E" Teker teker harfleri okurken, ikisini ayrı ayrı okudu bu sefer.
"LOSE, LOVE" Hâlâ anlamazken, kısa bir küfür etti ve açıklamasını yaptı.
"LOSE, kaybetmek... LOVE, aşk..."
"Bu da ne demek? Neler oluyor Tanrı Aşkına!" Bogum sinirli bir şekilde konuşurken ben de konuşmaya katıldım.
"Yani tek bir harfle bütün anlam değişiyor mu?"
Çan çalarken Yoongi gözlerimin içine bakarak konuştu.
"İki tercihimiz var, ya aşk... ya da kayıp etmek... Ama bunu öğrenmek için diğer taşları bulmamız lazım..."
Sıkıntıyla nefes alıp verdim. Her şey daha yeni başlıyordu...
🖤💭
Bölüm sonu yorumlarınız?
Sizce gidişat nasıl?
Seviliyorsunuz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐈𝐧 𝐌𝐚𝐳𝐞「 MYG 」
FanficBu labirentten kurtuldum diyelim, peki ya kalbimdeki labirent? Oradaki labirentten nasıl kurtaracağım seni?