Okulun internet sitesini hackleyecek kadar cesurdum, evet. Ama seni sevecek cesareti kendimde bulamıyorum, Taehyung.
Yarı Texting, Kim Taehyung.
2020, iSedna
Yuki Sınava girmeden önce de çok yorgun gözüküyordun, sana seslensem de beni duymadın...
Üzgünüm miniğim, düşünmem gereken çok şey var ve bu beni yoruyor...
Sınavım da idare ederdi.
Yuki İdare eder mi? Benim iğrenç geçti!
Yuki Ayrıca ne zamandır konuşmuyoruz, neler oldu?
Gerçekten konuşacak halde değilim, ama anlatacağım...
Yuki Aslında Chae, ben bir şey söylemek için mesaj attım sana...
Yuki Ama duyduğunda üzülmeyeceğine söz ver.
Neymiş o?
Yuki Taehyung'u bugün çiçek alırken görmüşler, annesinin çiçeklere alerjisi var...
Yuki Başka öyle akrabası da olmadığı için..
Yuki Herkes sevgilisi olduğunu konuşuyor.
Çiçek mi almış?
Yuki Bak cidden belki başka bir şeydir, lütfen üzülme.
Neden üzüleyim ki, şimdi keyfim yerine bile geldi!
Yuki Nasıl ya, ne demek bu?
Çiçekler bana geliyor Yuki.
Yuki SİZ ÇIKIYOR MUSUNUZ? (12.54)
Yuki Nereye gittin?! (13.02)
Yuki Bana cevap vermen lazım! (13.14)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Episode; 26
Güzel sevdiğinden güzelim
(13.16)
Üzerime giydiğim turuncu rengi elbise ve uçları kendinden dalgalı olan kahverengi saçlarımın köprücüklerimden süzülmesini izlemiş, yüzüme de bir gülümseme yerleştirmiştim.
Gerçekten güzel hissetmeye başlamıştım, özellikle de Taehyung'un aniden ettiği iltifatlardan sonra.
Belki de beni güzel sevdiğini hissettiğimden kendimi çok güzel hissediyordum. Hem ruhuma, hem kalbime iyi gelmişti.
"Hoşgeldiniz efendim."
Hizmetçinin sesini duyduktan sonra mutlulukla ilerlemiş, Taehyung'un geldiğini umarak koridora geçmiştim fakat görmeyi umduğum kişiyi görmemiştim, üstelik o kişiyi görmek isteyeceğim son halinde görmüştüm.
Dağılmış gömlek ve saçlar, yırtılmış kravat ve baygın bakışlarıyla o adamı görmüştüm, Taehyung'un amcasını.
Bana yüzündeki korkutucu ifadeyle bakarken saygıyla eğilip selam vermiş, ardından odama dönmüştüm ki tekrar bana seslenmişti o kulak tırmalayıcı ses.
"Küçük hanım, ceketimi yerine asmama yardım eder misin?"
Bu hareketi beni şüphelendirmiş, korkuyla ilerlemiştim yanına. Sarhoş olduğunu düşündüğümden çok yaklaşmamaya özen göstersem de alkol kokmaması dikkatimi çekmişti. Elinden ceketini almıştım ki eliyle ensemi sertçe kavramış, odasına fırlatmış ve kapısını kilitlemişti.
"Ne yapıy-"
"Kimsin sen?!"
Ne olduğunu soramadan yüzüme yediğim tokatla yere savrulmuş, dengemi sağlamaya çalışarak ayağa tekrar kalkmaya çalışmıştım fakat yediğim diğer bir darbe buna engel olmuştu.
"Küçük hanım diyordum bir de, sihirli parmak çıktı!"
Şaşkınlıkla elimi kanayan dudağımdan çekmiş, adamın yüzüne doğru bakmıştım ki bu onu daha da sinirlendirmiş olacak, karnıma tekme atmıştı.
"Evimize kadar girdin, Taehyung ile o saçma planın başarılı olsun diye odamdan belleği aldın..."
Karnımı tutup yerde öksürürken adamın elinin boğazıma gitmesiyle bir anda havalanmış, sırtım soğuk duvarla büyük bir sertlikle buluşmuştu.
"Söyle bana, bellek nerede?"
Nefes alamadığımdan ağzımı açıp tek bir kelime edemiyor, sadece bırakması için ittirmeye çalışıyordum ama şuan ayaklarım havadayken bir yerden kuvvet alamıyordum.
"Söyle dedim sana, nerede o bellek?!"
Ayaklarımı duvara çarpsam da kimsenin ilgisini çekememiş, istediğim sesi çıkaramamıştım çünkü nefesim git gide daralmaktaydı, onunla orantılı olarak vücumdaki kuvvet de azalıyordu.
"Efendim, bellek burada."
Ne ara geldiğini fark etmediğim adam belleği uzattığında sonunda yerle buluşmuş, öksürerek derin nefesler almaya çalışmıştım.
"Götür şunu da odasına, Taehyung sakın görmesin bu halde!"
Birden bacağımın altından dolanan kollarla beraber havalanmış, boğazımdaki o acıyla beraber bilincimi yitirmemek için çabalamıştım.
Gözüm belleğe kaydığında öylece bakmış, içimdeki gülme hissini bastırarak büyük bir şevkle tükürmüştüm o adamın yüzüne.
Adam sinirle bana dönecekken odadan çıkmış, benim odama gidiyorduk ki merdivenlerden çıkan Taehyung, o gür sesiyle bağırmıştı.
