Okulun internet sitesini hackleyecek kadar cesurdum, evet. Ama seni sevecek cesareti kendimde bulamıyorum, Taehyung.
Yarı Texting, Kim Taehyung.
2020, iSedna
Tae Bunu sana sormam gerek, hasta değil misin sen?
Tae Sadece seni yoklamak istemiştim ve yakalandınız bayan!
Ama son bir sınav kaldı ve ona iyi çalışmam gerek...
Tae Biraz hava almak ister misin, otlanırsın falan?
Tae Aish... İnat etme de uyu, yaraların daha iyileşmedi.
Tae Ve hala bana ne olduğunu anlatmadın.
Sana anlatacağımı söyledim, biraz sabırlı ol lütfen..
Tae Peki peki, zorlama yok.
Tae Ama biraz daha uyanık kalırsan uyuman için zorlayacağım!
Yah, sende uyanıksın!
Tae Ben senden büyüğüm küçük hanım, senin büyümeye ihtiyacın var ㅋㅋㅋ
Komik.
Tae Kapını açsana.
Açmayacağım.
Tae Açmazsan kapıyı yumruklar, tüm evi uyandırırım!
Açıyorum, bir şey yapma sakın!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Episode; 28
Güzelliğin, hediyesiydi.
(00.47)
Elimdeki telefonu bıraktıktan sonra saçımı düzeltmiş, gözlüklerimi çıkardıktan sonra kapıyı açmıştım. Taehyung ile aynı evde olmamıza rağmen görüşemiyorduk ve son iki gün içinde onu ilk görüşümdü.
"Hey-"
Daha cümlemi bitirmeden bana sarılmış, ayağıyla kapıyı kapattıktan sonra kollarını sıklaştırıp iyice sarmıştı yememekten incecik kalan belimi.
"Seni özledim.."
Gülümseyip kollarımı bende sararken ne zaman anlayıp bana kızacağını aklımdan geçirdiğim an Taehyung kaşları çatık haliyle kollarını belimde tutarken geriye çekilmiş, o sert ifadesiyle yüzüme bakıp kalın ve bir o kadar da çekici sesiyle konuşmuştu.
"Niye bu kadar zayıfladın sen, belin incecik olmuş..?"
"Canım istemiyordu, bende yemedim... Hem zayıf olunca güzel gözükürüm belki..."
Söylediğim cümleyle kaşlarını iyice çatmış, içimi biraz ürküten tavrıyla yüzüme eğilmişti.
"Ne kadar güzel olduğunun farkında değil misin?"
Gülümsemiş, elimi Taehyung'un yanağına yerleştirdikten sonra yüzüne en samimi bakışlarımı göndermiştim.
"Doğruyu biliyorum, böyle yapmana gerek yok-"
Kalbimin tam üzerine yerleştirdiği uzun parmakları bir an içimde bir şeylerin hareketlenmesine neden olurken Taehyung durmamış, iyice yaklaşmış ve kulağıma fısıldamıştı.
"Kalbine aşık oldum ben, güzelliğin hediyesiydi."
Ağzından dökülen her sözcüğün fısıltıyla çıkması ve güldüğünü belli eden o hafif mırıltı kulaklarımda yankılanırken ben nasıl bu kadar etkilendiğimi sorguluyor, sesimi çıkartamıyordum.
Geri çekilip dudağıma uzandığında öpmek istesem de aklıma gelenle kaşlarımı çatmış, işaret parmağımı dudağının üzerine yerleştirip istemsizce sinirli çıkan sesimle konuşmuştum.
"Neden bana yıl dönümü partisinden bahsetmedin..?"
Taehyung bunu beklemiyor olacak ki ilk nereden duyduğumu soracak bir ifade takınmış, ardından tahmin etmenin çok zor olmayacağı aklına gelmiş olmalı ki yutkunmuş, gülümseyerek tatlı tatlı konuşmaya başlamıştı.
"Ama ben öylesine gidip gelecektim, ondan söylemedim yoksa söylerdim!"
"Benden utanıyor musun?"
Taehyung duyduğu an kaşlarını çatmış, hızlıca reddetmişti.
"Saçmalama Chaewon, tabii ki hayır."
Yüzümdeki düz ifadenin yerini hüzün alırken Taehyung eğilip benimle aynı hizaya gelmiş, o sert ve kalın ses tonuyla konuşmuştu.
"Benimle partiye geliyorsun, konu tartışmaya kapalı."
İtiraz edecek ifademi gördüğünde eklediği son cümlenin ardından Taehyung'dan beklemediğim bir şekilde beni kendine çekip gözlerini dudaklarıma kaydırdığında yanağından öperek kıkırdamıştım.
Fakat o agresif bir tavırla dudaklarıma yapıştığında kalp atışlarımı sonuna kadar hissetmiştim.
