Not: resimde ki Hazan. İnşallah ilk yorumda gelir ilk defa doğu kültürünü kaleme alıyorum yanlışlarım affola. Bugün dört bölüm birden yolladım. Mlssmy
///Eve gelen misafir.///
İki gün sonra elinde hedie ile Soykan ağa'nın kızı Hazan konağa geldi.
Onu karşılayan Ezo hanım Didar ve Yelda vardı. Gerginlikle etrafına bakıp hazırladığı bahaneyi sundu.
"Ezo hanım Annem eşarbın hediye olduğunu duyunca teşekkür etmem gerektiğini söyledi." Elinde ki güzel hediye paketini uzattı. Ezo hanım gülümseyerek aldı.
"Aman kızım ne gerek vardı."
Yelda şaşkın ifadesi ile bir Hazan'a bir Didar'a bakıyordu.
Haklı mıydı acaba kardeşi? Bu güzel kız abisine mi vurulmuştu. İnanamayarak Didar'ı dürttü.
"Kız gerçek mi?"
Didar gülerek başını salladı.
"Hoş geldin"
Yelda da hemen ortama uyum sağladı.
"Hoş gelmişsin ne gerek vardı."
"Hoşbulduk"
Ezo kızı yanına çekerken soru yağmuruna tuttu.
"Annen nasıl Hazan kızım?"
"İyiler Ezo hanımağam evde tek kız sıkıldım. Annemde hediye mevzusunu duyunca arkadaş edinmeme ses etmedi."
Ezo güldü.
"Eşe eyi hatundur eyidir de çocuklarına çok korumacı. Benim kız da abisinin korkusuna çıkamıyordu dışarı. Allah'tan kardeşi geldi İstanbul'dan"
Gülümseyerek Didar'a baktı.
Yeni bilgiden dolayı Hazan bu sefer Didar'ı detaylı incelemeye başladı. Konuşmasından belliydi. Şive yoktu. O gün o ruh haliyle fark etmemişti bile.
"Hoş gelmişsin Mardin'e "
Didar gülümseyerek yanıtladı.
"Hoş bulduk. O gün abim Mardini gezdiriyordu bize "
Didar'ın oğlunu abi olarak kabul etmesi Ezo'yu sevindirmişti. Sanki kazanmış gibi hissediyordu. Asım'ın gözünde Miraç daha değerli olacaktı. Çünkü kızı ilk kendi oğlunu kabul etmişti. Babasından da önce.
Didar'ın maksadı farklıydı kıza biraz cesaret aşılamak istiyordu. Bunların arasını yaparsa Miraç belki ölümden de kaçardı. Sonuçta son kararı soykanlar vermişti.
"Hadi siz üç kız oturun konuşun benim işlerim var"
Ezo onları yalnız bıraktığı an Yelda hızla Hazan'ın koluna sarılıp çekti. Ani yakınlıkla neye uğradığını şaşıran Hazanı soruları ile daha da çok tedirgin etti.
"Kız Didar essah mı diyor. Abime mi yanıksın sen?"
Kızaran bozaran Hazan'ın imdadına Didar yetişti.
"Yelda bırak kızı zorlamayı baksana ne hale getirdin."
Yelda kıkırdayarak mindere oturup onuda yanına çekip oturttu.
"Böle güzel bir kızın abimi sevmesi inandırıcı değil Didar."
"Ne..neden?"
Derken buldu kendini Hazan.
Yelda ise çoktan başlamıştı bile "bir kere öküz sonra aşırı kıskanç ve odun onun neresini kim sevsin haklıydım dimi sevmiyorsun onu"
"O...öyle biri değil!"
Diye atladı Hazan. Bu sefer Didar gülerken Yelda şaşkınlıkla baktı.
"Ne gibi bir sevap işledi de seni kazandı bu mağara adamı?"
Hazan artık inkar etmenin geç olduğunu fark ederek başını eğdi. İlk geldiği dakika da onu çözmelerini beklemiyordu. Buraya belki Miraç hakkında bir şey duyar diye gelmişti ifşa olmuştu.
Didar iki genç kıza bakarken sessizce Çınarı çağırdı.
Koşarak ona yaklaşan çocuğun kulağına bir şeyler fısıldadı.
"Tamam mı ?"
"Tamam Didar" dedi Çınar ona abla demeyi reddediyordu.
Sevimli çocuk iki gün içinde ona çok yakınlaşmış herkesin sırrını ifşa etmişti. Önceki hayatında onunla konuşmadığı için pişman oldu Didar.
"Kız ne söyledin Çınar'a"
Didar gülerek Hazan'a baktı.
"Abime bizi dışarı götürmesi için haber yolladım. Ben Mardini henüz tam görmedim."
Hazan eli ayağına dolaşarak kalktı yerinden.
"O halde ben gidem"
Yelda kahkaha atıp kızın kolunu tutup çekti tekrar oturttu.
"Saçmalama kız Hazan. Abimle gezmeye senin için gidiyoruz son gün yaptıklarını unutmuş değiliz."
Didarda elinde olmadan iç çekti.
O adamın ne suçu vardı? Eve gelene kadar iki adam dövmeyi üç kişiyi de tehtit etmeyi başarmıştı Miraç.
Şimdi bu çocuğun nasıl olaylara karışabileceğini anlıyordu Didar.
Hazan meraklı bakışlarını Yelda'ya dikti. Miraç hakkında daha fazla şey duymak istiyordu.
"Ne yaptı ki?"
Yelda dertli bir hale geldi. "Kimse de bende ki abi gibi abi yoktur. Gelene kadar 2 adamı hastanelik etti üçünü de tehtitt etti. Arabaya kadar beş sokak yürüdük Hazan sen de hele eve kadar yürüseydik ne Mardin'in yarısına ne olurdu.?"
Hazan iç çekti yarasına biri tuz basmış gibi.
"Bende senden farklı değilim ki abim beni hiç dışarı çıkarmıyor ondan gizli anam gönderiyor. En azından senin abin gezdiriyor."
"Gördünüz mü ne kadar anlayışlı abi olduğumu?"
Arkadan gelen erkek sesiyle üç kız da sıçradı.
Didar ve Yelda gelene bakarken Hazan heyecandan yüzünü dönemedi arkaya. Tek kelime edemiyordu Miraç'ı görünce.
Miraç iki kızın onun arkasından atmasından dolayı hoşnutsuz bir şekilde konuştu.
"Babam şirkete çağırdı. Sizde beni iyice şoförünüz bellediniz.." dedi sözlerine daha da devam edecekti ama gelen misafirin o günkü kız olduğunu görünce sustu. Kız dolu dolu yeşil gözlerini ona dikmiş ağladı ağlayacak gibi duruyordu.
Ne demişti şimdi ? Kendisi bu kadar kötü birimiydi?
Didar, Miraç'ın yüzüne yansıyan duyguları çok net görmüştü. Bir hayat yaşamanın avantajıydı bu.
"Miraç abim sen sonuç ta farklı bir abisin."
"Nasıl bir abiymişim?" Diyerek çapkın bir bakış attı Miraç yeni kız kardeşine.
"Anlayışlı kardeşlerini düşünen bir abi.."
İltifatlarını kesen Yelda oldu. Didar'a uydu o da.
"Aynen aynen benim abim Mardin'de bir tanedir"
İkisi de kıkırdarken Hazan özlem dolu bakışlarla Miraç'ı izledi.
"İyi tamam" dedi Miraç bu ikisinin karıştırdığı şeyi az çok anlamıştı. Konuşmalarını duymasa anlamazdı ama .. gözleri sessizce ona bakan kıza kaydı. Utançla kafasını eğdi kız. Güzeldi bu kız. Gözleri özellikle farklı bir başkaydı. Ona bakışı da bir başkaydı. Kaşlarını çatsa ağlayacak gibi duran kızı kızdırma isteğine engel olamadı.
"Hediyeyi ben verdim karşılığını annem aldı bu ne iştir."
Kıza doğrudan bakıp konuşurken Hazan heyecanla kendini açıklamaya çalıştı.
"Anam izin vermezdi. Ona Yelda verdi dedim yoksa demezdim.." üçlünün gülen yüzleri kıpkırmızı yaptı esmer tenine rağmen yüzünü.
Onunla dalga mı geçiyordu? Dolu dolu gözlerinden yaş aktı akacaktı.
Miraç gür bir kahkaha atarken konuştu.
"E be güzelim uğraşıyordum senle "
Arkasını dönüp üçlüyü ardında bıraktı.
"Bir saat sadece sonra şirkete gideceğim hızlı hazırlanın."
"Tamam abi!"
Yelda heyecanla bağırdı.
Didar'ın kolunu sevinçle çekiştirip Hazala göz kırptı.
"Kız ne şanslıyım ben ayda yılda bir çıkardım anca ne iyi oldu geldiğin"
Didar da güldü. Kıpkırmızı suratla oturan Hazan hala Miraç'ın sözlerinin etkisindeydi.
Ona güzelim demişti değil mi?
Yanlış duymadı!
Evet güzelim dedi.
Ne de hoş gülüyordu sevdiği.
"Az bak kız yiyip bitircen abimi"
"Hazan Miraç gideli çok oldu"
İki kardeşin sözleri ona hiç yardımcı olmuyordu. Utançtan başını nereye sokacağını düşünüyordu Hazan.
İçten içe iyi biliyordu ama. Bilse daha önce gelirdi Yelda'ya.
İki kızıda çok sevdi. Gelin gelse bu eve üçü bir ne de iyi anlaşırdı. Hayallere dalmışken Yelda'nın kahkahasını duydu.
"Ay didar ilahi sen ilk bakışta nasıl anladın diye merak ediyordum. Meğer herşey ortada da ben dikkat etmemişim."Didar'la birlikte üç kız gülerek arabaya geçtiler. Başlarında o gün aldığı eşarplar vardı.
Gelişi güzel atmıştı kafasına Didar kayıp duruyordu Eşarp oflayip pufladı.
"Alışkın değilsin sen?" Dedi Hazan ikinci defa sesini duymuştu Miraç'ta bu sayede. Kızın gözleri kadar güzel bir sesi de vardı.
"Evet İstanbul'dan geleli üç dört gün oldu."
Hazan merakla sordu.
"Naptın İstanbul'da?"
Yelda ön koltukta olduğu için sohbete dahil olamadı. Miraç'ta arka koltukta ki sohbeti dinliyordu.
Didar sanki başkasının yaşamını anlatıyormuş gibi gülümsedi.
"Annemle İstanbul'da yaşıyordum. Annem bir hafta önce vefat etti. Babamı öğrendim. Mardin'e geldim işte."
Hazan annesinin ölümünü duyunca anlamaya çalışarak Didar'a baktı.
Asım bey babasıydı o halde Ezo Didar'ın üvey annesiydi. Yani...
"Çok özür dilerim hatırlatmak yaranı deşmek istemedim."
Panikle atıldı.
Didar kumadan olma kızı mıydı? O halde çok mu acı çekmişti?
Didar acı bir tebessümle konuyu değiştirdi.
"Mardin'de kardeşlerim varmış işte Yelda gibi güzel bir kız kardeşim yakışıklı bir abim oldu."
Yelda ortamı dağıtmak için eşlik etti.
"Aman çınarı unutma Didar"
Didar kahkaha attı.
Miraç da sevgi dolu bir küfür etti.
"Essek sıpası abla demiyor ki Didar'a"
Duraksadı annesinden gelen alışkanlıkla "babası hariç " dedi.
Kısa bir sessizlikten sonra dörtlü gülmeye başladı.
"Anneme söyleyeceğim abi anamı eşşek ettin!"
Miraç omuz silkti.
"Ezo hatun duysa ne dicek o da bana eşşek oğlu eşşek babası hariç diyecek"
Hazan da samimi sohbette katılıp gülmeye devam etti.
İçten içe gelin gelme isteği artıyordu. Sadece Miraç için değil. Bu iki kızı da çok sevmişti.
Biliyordu sevdiği adamın herşeyi güzeldi. Ailesi bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miram'ın kızı
ChickLitGenç bir kızdı masumiyetini çaldılar! Bir kadın oldu. Ve kadındı artık o kara gecede bir çığlık, kaldırıma yağan yağmur. Kadındı ıssız sokaklarda ki hıçkırık sesi Kadındı Beyaz ipekte ki Kanlı leke Kadındı İpe geçirilmiş ölümde ki soğukluk kadındı...