Bölüm 18

498 29 0
                                    

Akif ağa halim ağanın ortaklık işinde şirketten bilgi çalacak bilgiler yunus ağaya verilecekti. Anlaşmadan caymaması için yunus ağa akif ağanın kızını kuma olarak almış onun borçlarını ödemişti. Depoda çalınan mallar geçmişte farklı sonuçlanmıştı.
Serkan ve Miraç yağan kurşunlara kurban gitmişti.
Şimdi tek kurban Yasindi.
Kızın zampara ile evliliğine biraz üzülse de yunus ağa dan daha iyi olduğu ortadaydı.
Onu şaşırtan Yunus ağaya verilen kızın yasini sevdiğini söylemesiydi.
Parlas'ın çözümü sayesinde yunus ve Akif ağa birbirine düşman olacaktır. Yunus özellikle yasinden nefret edecekti.
Karışıklık bir süre onların bir şey yapmaya çalışmasına engel olur bu sırada Didar da çoktan çocuğuna hamile kalıp bu yerden kaçar giderdi.
Evlilik onu zincirleyen bir şeydi. Mümkünse zincirlenmeden annesi gibi oğluyla istanbulda hür yaşardı (!)
Mutluluk içten içe onu ele geçirirken Parlas'ın ona haber vermesini bekledi.

Telefon elinde yatağında tedirgin bir şekilde bekliyordu. Parlas'ın evlenmeden onunla birlikte olmama fikrine kapılmasını engellemek adına makyaj masasına geçti.
Hiç kullanmadığı far paleti ve diğer makyaj malzemelerini döktü masaya keyifli bir melodi mırıldanarak hırkasını çıkarıp attı. Tek kişilik dans gösterisiyle makyaj masasına dönüp gözlerine takılan gri farı sürdü. Makyajı bittiğinde kıyafetini çıkardı. İnce derin göğüs dekolteli geceliği giyip makyaj masasında ki uzun siyah küpelere eli gitti.
Taksa mıydı?
Alkış sesiyle irkilerek yanında ki örtüyü alıp aşırı açık olan bedenini örterek arkasını döndü.
Korku yerini rahatlamaya bıraktı.
"Seni bekliyordum"

***
Parlas yeni oyuncağının odasına girdiğinde hiç beklemediği bir manzara ile karşılaştı.
Küçük tilkisi keyifli bir mırıltıyla makyaj yapıyordu.
Soyunup kendini küçücük kumaş parçasına sarmasını hatta takı ile bakışmasını her detay onu şaşırdı.
Bu kadar çok onu istiyor muydu?
Onu her gördüğünde yüzünde ki hafif korku ve meydan okuyan ifade dokunuşundan rahatsız olduğunu gösteren vücut dili neden bu gece bunların hiç birini göster miyordu?
Kaçırdığı bir nokta olduğunu bağıran mantığına rağmen görsel şölenden etkilenmediğini söyleyemezdi.
Varlığını göstermek için şovunu alkışladı.
Onunla tanıştığında beri her şeyi onun istediği gibi yapmıştı.
Onun kendisine karşı olan nefretinin sebebini öğrenmek istiyordu.
Fakat elde ettiği sonuç?
Kolları açık bir şekilde onu mu bekliyordu?
Evlenmeden birlikte olmayı çok rahat kabul etmişti.
Onun için biriyle yatmak basit bir şey miydi? Daha önce kaç kişiyle birlikte olmuştu?
Bulduğu oyuncak kırık çıkmıştı. Yüzünde ki hafif gülümsemeye rağmen kalbi kızgınlıkla doldu.
Biri bu oyuncakla zaten oynamıştı(!)
Ve başkasının attığı oyuncak için iki haftasını ayırmıştı.
Kızın teslimiyeti iğrençti.
Tüm hevesi isteği hızla kayboldu.
"Ne o sıkıldın mı oynamaktan?"
Alay dolu sözleri kulağına ulaştığında onunda kendisinden ondan iğrendiği kadar iğrendiğini hissetti.
O halde neden?
Neden hevesle kendini kollarına atıyordu?
Ne amaçlıyordu?
Hayatında hiç bu kadar anlamadığı biri olmamıştı. Duyguları net ancak istekleri farklı. Neyi amaçladığını bile çözememişti.
İstediği şeyler daha yeni tanıdığı insanlar hakkındaydı. En son ki olay bile en çok kendi şirketi için yararlı sonuçlanmıştı.
Onu sarsmak ne istediğini ne amaçladığını sorma isteğini bastırdı.
"Bu kadar hevesli olduğunu fark edememek benim hatam"
Dudakları duygularından ayrı şeyler söyledi.
Didar üzerinde ki örtüyü bir anda bırakıp tüm bedeninin çıplaklığını gözler önüne serdi.
"ödülün burda"
***
Parlas'ın isteksizliği onu korkuttu. Hızla ilerleyerek içinde ki nefreti ve midesinde ki kusma isteğini bastırıp dudaklarını dudaklarına sürttü.
"bedenin..." gözleri ahlaksız bir şekilde kabaran pantolonun kaydı.
"senden daha dürüst"
Bu kışkırtma yeterli olmuş muydu?
Didar cevap beklerken sertçe bileğinden tutulup yatağa fırlatılmıştı.
İlk günden daha acı veren geçmiş hayatında ki deneyim onu karşıladı. Bedeninde ki eller kabaydı.
Tenini inciterek seviyordu.
Dudakları boyun çukuruna oradan köprücük kemiğine gelip sertçe kemirdi.
Derisinin yırtılıp kanadığına emindi Didar.
Üzerinde ki ağır baskı nefes almasını güçleştirdi.
Nane kokulu sıcak nefesi boynunu yalayıp geçti.
"Bu geceyi unutma"
Sesinde hiç bir duygu yoktu hayvani güdüler dışında hızla elleri ile gasp ettiği göğüslerinin birini dişleyip emdi.
Bu adam sevmesini hiç bir zaman öğrenememişti.
Poyraz senin için dayanıyorum oğlum diye düşündü Didar iradesini sağlamaştırarak.
Bacaklarının arasına giren sancı keskin acıyla geldi.
Didar dudaklarını ısırarak çığlık. atmamak için kendini tuttu. Beyninde yankılanan kelime barizdi.
"Acı verici!"
Titreyen bedenini önemsemeden üzerinde hareket etti.
Gece boyunca vücuduna morluklar bırakarak devam etti.
Didar onu hiç durdurmadı.
Mümkünse bunun son gece olmasını diledi. Hamile kalmalıydı.
Tekrar aynı acıyı yaşamak istemiyordu.
Yatakta cansız manken gibi muamele gördü. Bir kez bile dudaklarını öpmeden defalarca yapan adama öpmediği için minnettar oldu.
Sımsıkı yumdu gözlerini. Sonunda dayanamadığı acıdan bayıldı.
Sabah uyandığında yüzünde Kurumuş göz yaşlarıyla tek başına yatağında yatıyordu.
Vücudu dayak yemiş gibi ağrıyordu. Odada ki terli koku midesini bulandırdı.
Pencereyi açıp odayı havalandırdı gözleri kanlı çarşafa kaydı.
Morluklarla kaplı baldırını makasla kanattı pamuklu pjamasının arkasıyla sildi.
İç çamaşırına hafifçe bulaştırdı.
Onları yatağa atıp rahat siyah boğazlı kazağı ve gri dar yüksel bel pantolonu giydi.

Tüm bunları yaparken otuzdan fazla inleyip duraksamıştı.
Acı vericiydi. Ancak kıyafet giymesi kırk dakka sürmüştü. Hızı kaplumbağa gibiydi.
Yatağa oturup bağırdı.
"Hatice abla!"
Beş dakika sonra odaya giren kadına utanarak baktı Didar.
"Özür dilerim gece hasta olmuşum pijamayla yatağa geçmiş."
Boynu eğik güçsüz kızın utangaç haline güldü Hatice.
"Bende bir şey oldu sandım kızım olur öyle şey"
Eliyle Didar'ın kolunu sıvazladı.
"Ah..."
Didar yüzü acıyla bükülmüş bir şekilde açıkladı.
"Ben hasta olduğumda çok sancım olur Hatice abla yerimden kımıldayamam öyle ki ağrı kesici var mı evde?"
Hatice hanım çarşafları hızla toparlayıp yenisini serdi.
"Sen yat hele ben sana güzel bir karışım yapacağım bir şeyin kalmaz"
Odadan kirli çarşafla çıkan Hatice hanımın ardından Yelda içeri girdi.
"Noldu kız Didar?"
"Sorma Yelda içimde üçüncü dünya savaşı çıktı ağrım felaket bana bir ağrı kesici bulur musun?"
Yelda kıkırdadı.
"Valla kaçarın yok Didar evde kimse kolay kolay ilaç içemez hep Hatice abla karışım yapar ama korkma tadı kötü olsa da ağrıyı dindirir"
Didar bağırmak istiyordu. Adet sancısı değil dayak yedim bildiğin gece bacaklarım arası göğsüm kollarım..
Tüm vücudum ağrıyor!
Allah rızası için biriniz ağrı kesici getirin!
Tabiki her düşündüğünü söyleyemezdi.
"Ben kahvaltı hazırlayım sen biraz uzan."
Giden Yelda gittiğinde odaya başını uzatan çınar imdadına yetişti.
Hayat kurtarıcı meleği gibi gülümsedi küçük çocuğa.
"Çok mu ağrıyor Didar?"
"hıhı" çocuk gibi mızmızlandı Didar.
"Çınar bana ağrı kesici bulur musun?"
"Yapcam!"
Eliyle güven verici bir şekilde göğüsüne vurup odadan ayrıldı.
Bu evde ona gerçekten yardım eden tek kişi bu çocuktu.
Duygusal bir şekilde arkasından baktı.
Yirmi dakika sonra Elinde karışım dolu bardakla hem Hatice hanım hem Ezo hanım gelmişti.
" Eh... Çınar bana ağrın olduğunu deyince Hatice'nin karışımından yaptıydım"
Hatice hanım kıkırdadı.
"Bende yaptım Ezo hanımağam hepsini içse de zararı olmaz ağrı çoksa daha iyidir"
İlk başta iğrenç tadıyla bir bardak karışım ona ihanet eden iyilik meleği yüzünden ikiye çıkmıştı.
Didar kaderine isyan ederek iki bardak karışımı içmek zorunda kaldı.

***
Parlas tüm gün öfke nöbeti geçiriyordu.
"Bu ne biçim hazırlanmış!" elimde ki dosyayı sekreterin yüzüne fırlattı.
"Kovulmak istemiyorsan git yeniden yap!"
Serkan şaşkın şaşkın öfkesini kaybeden kardeşini izliyordu.
Şirkete geldiğinden beri tuhaf bir ruh hali içindeydi.
"istersen bugün izin al"
Zaten bu öfkeyle iş yapmaktan çok yıkacak gibiydi.
Parlas abisine düşmana bakar gibi baktı.
"Her ota boka izin mi alacağım"
Sesinde ki alay ona karısı için sürekli aldığı izinleri hatırlatıyordu.
İçten içe dua etti Serkan.
"Baba lütfen çabuk gel!"

Miram'ın kızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin