Didar Yelda'nın isteme olayından beri elinde sim kartı çöpte kırık telefonu ile yatağında uzanıyordu.
Şimdi istese de kimseye ulaşamıyordu.
Ekrem amca ile konuşamıyor.
Parlas'a yapıp yapamayacağını soramıyordu.
Sinirle sim kartı çekmeceye koyup yattı.
Bu adamla daha evlenmeden tanıştı tanışalı maddi zararları bile artmıştı. Önce en sevdiği geceliği sonra telefonunu...
Ah bide onu hatırlatıyor diye atacağı mavi eşarbı Parlas'a vermişti telefon yerine.
Parlas'ın gözünde ilk tanıştıkları gün ki eşarp bir tür hoşlantı anlamına gelirken Didar için çöpe atacağı abisinin ona aldığı ilk hediyeydi.Sabah Hatice ve Ayşe'ye kahvaltı hazırlamaya yardım etti. Yelda yerinde duramıyordu.
"Bir dur kızım Allah aşkına bu kırdığın kaçıncı bardak" Hatice'nin yakınmasına dil uzattı Yelda.
"Nazar çıktı nazar Hatice hanım"
Ayşe de gülüp ortaya şen bir atmosfer çıkardı.
"Nazar diye diye bardak kalmadı evde." Yakınması da eksik değildi Hatice'nin.
"Acım ben ya" diye mutfağa giren Çınara göz kırptı Didar.
"Getirirler ağam az dayan" diye yanıtladı onu.
Çınar Didar'ın ona ağam demesi yüzünden olsa gerek önceki öpücük aklına geliyordu. kırmızı suratla tekrar kaçtı mutfaktan.
Yelda kıkırdayıp Didar'ı dürttü.
"Uğraşma su çocukla seni ne zaman görse utanıp kaçıyor"
Didar da çınarın utangaç tavırlarına güldü.
O gün onu yanağından öptüğünden beri böyleydi.
Kahvaltı masası şen şakrak hazırlandı.
Asım ağa sessizce Didar'a baktı.
Didar da babasına kaçamak bakış atıp Yemeğine döndü.
Eve bir atla gelen haberci hariç herşey normaldi aslında.
"Bu ne Şenol?"
Avluya giren yardımcısı elinde siyah bir atla yürüyordu.
"Asım ağam Halim ağalar yolladı."
Atı avluya sokup köşeye çekti ağaca bağladı.
"Niye yolladılar ki?" Dedi Eşe hanım.
Şenol müjdeyi kahkahalarla verdi.
"Didar hanımın dediği çıktı. Serkan Ağa'nın eşi hamileymiş bu da hediye "
Didar hariç kadınlar çılgıt atıp sevinirken onun gözleri attaydı.
Parlas ben alırım demişti.
Belli ki o almıştı.
"Adını ne koysak" diye atıldı Yelda.
Didar'sa kaldığı sürede Asım ağa ile küs olmanın yararlarını zararlarını karşılaştırmış yangınına serpilen su yüzünden gözlerini Asım ağa'ya dikmişti.
"Babam koysun"
İlk adımı Didar atmıştı. Asım ağa da kızının barışma isteğine göz gezdirerek "Poyraz olsun" demişti.
Elinde ki bardak yere düşmüş boş bir ifadeyle bakmıştı Asım ağa'ya Didar nedendir sonradan akmıştı incileri gözlerinden.
Asım endişeyle kaşlarını çattı.
"Beğenmedin mi?"
"Yok yok baba çok beğendim" dedi yüzünde zoraki yerleştirmeye çalıştığı gülümsemeyle. Kırılan bardak kimsenin umrunda değildi.
"Sen konuştuğundan sevindi beklemiyordu baba" dedi Yelda'da durumu yanlış yorumlayarak.
Asım duygusal kızına sıcak bir tebessüm göstererek elini uzattı.
"Öp o halde babanın elini"
Didar içi alev alev öptü babasının elini sarıldı sıkıca ona.
Poyrazı o öldüğünde ne yapmıştı? Üşümüş müydü? Ağlamış mıydı?
Poyrazı çağresiz annesini de suçlamış mıydı. İsmini mühürlediği duyguları yaka yaka çıktı en doruğa.
"Küs olmaz baba kız " dedi Ezo hanım olaydan memnun.
Didar babasından ayrıldığında göz yaşlarını sildi. Yerine geçti.
Kalbinde ki acı konuşmasına izin vermiyordu.
"Asım ağam akşama gidelim Halim ağalara söyle de kutlayalım."
Ezo hanım sevinçle ortaya atladı.
"Olur ya olur. Onlar isteme işine de yardım etmişlerdi baba" dedi Miraç aklında güzel gözlü sevgilisi vardı. Belli mi olur bu sefer doğru düzgün görürdü onu.
Asım bey kafasını sallayarak keyfi yerinde ayrıldı masadan.
Kahvaltı masası toplandı. Temizlik yapıldı. Didar tüm bu süreçte evle uğraştı düşünmemek için. Sonunda dayanamadı odasına çıktı ağladı.
Oğlu için yas tuttu.
Kavuşmak istiyordu canına kanına Poyraz'ına.Ağlarken telefon sesiyle oturdu yatağına. Küçük masa da yeni telefon ona bakıyordu.
Bu da nereden çıktı?
Merakla aldı eline beyaz telefonu.
Gönderen kişinin ismi yanında kırmızı küçük kalple kaydedilmişti.
Parlas!
"Atı beğendin mi?"
Mesaja nefretle baktı. Telefonu parmaklarının boğumu beyazlanıncaya kadar sıktı.
Gücü olsa da parçalara ayırsa.
"Merak etme oğlum annen seni alıp gidecek. Geçmişte ki şikayetleri de ödetecek" kendi kendine bir yemin verdi Didar.
Parlas'ın mesajinı yanıtlamadan koydu bir süre kenara. Kıyafetlerini değiştirdi.
Akşama Halim ağalara gidecekti. Nermin'in hamile olmasını kutlamak için.
Gelin giderken zorluklar yaşadığı o evde misafir olarak ağırlanmak için gidiyordu.
Geçmiş anılarını tozlu raflardan çıkardı.
Bervan!
Evde Parlas'ı ona kışkırtan diğer bir insan. Halim ağa'nın yiğeni. Başta serhatla evlenmek için uğraşmış sonra da Parlas'ı istemiş kavuşamamıştı. Eğer hamilelik haberini duyduysa akşama oda damlardı ailesiyle.
Sevgili kuması acaba kiminle evlenmeli..
Acımasız gülüş dudaklarında ortaya çıkarken ne yapacağını düşündü. Boş durmayacaktır illaki. Bir şeyler değişmişti elbette ancak bazı şeyler değişmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miram'ın kızı
ChickLitGenç bir kızdı masumiyetini çaldılar! Bir kadın oldu. Ve kadındı artık o kara gecede bir çığlık, kaldırıma yağan yağmur. Kadındı ıssız sokaklarda ki hıçkırık sesi Kadındı Beyaz ipekte ki Kanlı leke Kadındı İpe geçirilmiş ölümde ki soğukluk kadındı...