Gece odasına gelen Parlas zorla onu öpüp gitmişti. Koca konağa girmişti. Onca adam konağın çevresinde nöbet tutarken uyuyup uyumadığını merak etti didar. Uykusuzluktan gözaltı çökmüş kırmızı elbisesini giyip daha canlı görünmeye çalışmıştı.
Örgü krem salı çıplak kollarını kapatmak için aldı.
Kahvaltıya indi.
"Hazan aradı" dedi Yelda fısıldayarak kardeşiyle dedikodu yapmaya alışmıştı.
Kızın yüzünü görünce diyeceklerini de unuttu.
"Bu ne hal Didar?"
Asım ağa de kızının dağılmış haline baktı.
"A..annem geldi aklıma uyuyamadım gece" en geçerli bahane Asım Ağa'nın da iştahını kaçırmıştı. Türkü yüzünden o da gece dağılmış uyuyamamıştı.
"Şirket'e gelmek iste misin?"
Asım Ağa'nın sorusuyla Didar şaşırdı. Önceki hayatında olmayan olayları yaşıyor bilmediği bilgileri öğreniyordu. Ne kadar habersiz bir hayat yaşamıştı öyle? Hiç birşeye dikkat etmemişti.
"Olur!"
"Bende geleyim baba?"
Yelda evde tek kalmanın korkusu biraz da kıskançlıkla sordu.
"Eyi gel ama orda sorun çıkarmayın bugün ortaklık için soykanlar gelecekler."
Didar tamam dediğine pişman olmuştu bile.
Parlas'ın gelmemesi için dua ederken kafa karışıklığı geceyi düşündü."Ne türküsü manyak mısın sen?"
Parlas keyfi yerinde uzandığı yataktan doğruldu.
"Ne o başkası istediğinde söylüyorsun benim istemem manyaklık mı oldu?"
Didar kafasında sorun olduğunu düşündü ciddi ciddi bu adamın. Evlendiğinde delirmemişti deliydi yani en başından.
Bak bu da yeni bilgi dedi kendi kendine.
"Başkaları gecenin bir vakti yatağıma uzanmış benden türkü söylememi istemiyor Parlas bey!" Diye parladı. Ardından yüksek çıkan sesi yüzünden eliyle ağızını kapadı.
Parlas kıkırdarken kızın tepkisini izledi.
"Yani bunu yapan tek benim öyle mi?"
Ona iltifat mı etmişti? Bu adam manyak! Harbi manyak! Kocasını ilk defa böyle görmenin şaşkınlığı ile olduğu yerde ağzı açık kaldı. Elini ağzından çekmiş işaret parmağını salladı.
"Se..sen ...sen "
Parlas yataktan kalkıp iri bedeniyle camda ki ayın ışığını engellemişti. Didar elinde olmadan korkuyla bir kaç adım çekildi.
"Ben ne?"
Tehlikeli gelen sesi Didar'ın alarmını çaldırdı. Hızla oradan kaçmak için kapıya doğru koştu. Bu ses tonunu tanıyordu. Başına geleceği biliyordu. Kapıyı acacakken sertçe iri el onu tutup çevirdi. Kapı ile Parlas'ın arasında bulmuştu bir anda kendini.
Kalbi korkuyla atmaya başladı. Kabus yetmezmiş gibi bir de gerçek hayatta yaşıyordu.
Korkuyla iri gözlerini açıp karartıya baktı.
"Çığlık ata.."
Tehtiti dudaklarına sertçe kapanan dudaklarla yarıda kaldı.
Eliyle göğüsünü ittirmeye çalıştı. Hatta adamın dudağını bile ısırdı. Metalik kan ağızına geldiğinde hala Parlas onu öpüyordu. Nefessiz kalana kadar öptü. Titreyen bedeni daha fazla dayanamayarak çöktüğünde kucağına aldı kızı.
İtiraz ve çırpınmaları bir işe yaramadı. Yatağa doğru giden adam ona en büyük kabusu yaşatıyordu. O rüya ona bu gece olacakları mı haber etmişti. Böyle olmamalıydı. Önceki hayatında Parlas ona bunu yapamamıştı.
Zihnine gelen yeni düşünceyle çırpınmayı bıraktı. Dondu kaldı.
Önceki hayatında Parlas'la evlenmeden önce tanışmamışlardı ki.
Acaba yaptıkları küçük değişiklikler bildiği geleceği de değiştiriyor muydu.
Parlas artık çırpınmayan küçük bedeni yatağa koydu.
Boğuk sesini duydu "Uslu uslu uyu. Tekrar görüşeceğiz"
Gitti. Böylece gitmişti."Ne oldu kızım iyi misin?" Ezo hanımın sesiyle düşüncelerinden çıktı Didar soru soran bakışları ile baktı yaşlı kadına.
"Ne oldu? Aç değil misin?"
İki saattir tabağında oynadığı zeytini rahat bıraktı.
Dudaklarını yıkamış dişlerini kaç kez fırçalamıştı Didar yine de midesi bulanıyor iğreniyordu temas ettiği yerlerden.
"Aç değilim iştahım yok pek"
Kızın dağılmış hali içini acıttı.
"Bende gelem baba Didar orda beni özler"
Çınarın konuşması yine herkesi düşüncesinden ayırmıştı.
"Sen sus bakıyım okulun yok mu senin?" Miraç kardeşini azarlarken babasından destek almak için baktı.
"Okula gidilecek"
Asım Ağa'nın kısa emri Çınar'ın itiraz edeceği cümleleri yok etmişti.
Abisine kötü bakışlarını attı.
"Didar yalnız hissedersen ara tamam mı? "
Çınarın küçük sorusuna güldü.
"Ararım endişelenme"
Çınar da gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miram'ın kızı
ChickLitGenç bir kızdı masumiyetini çaldılar! Bir kadın oldu. Ve kadındı artık o kara gecede bir çığlık, kaldırıma yağan yağmur. Kadındı ıssız sokaklarda ki hıçkırık sesi Kadındı Beyaz ipekte ki Kanlı leke Kadındı İpe geçirilmiş ölümde ki soğukluk kadındı...