Bervan'ın yaptığı şey kimsenin beklemediği bir olaydı. Abisi için düşünüyordu onu annesi. Nermin yengesi eğer hamile olmasaydı bir kaç aya varmaz Serkan için isteyeceklerdi Bervan'ı. Bu yüzden olsa gerek Nermin'in alışması ve Serkan'ın yabancılamaması için hep gelirdi Bervan ziyarete.
Demek ki gelirken Zafer'i sevdi diye düşündü Hazan. Gönül işte sevdin mi gerisini düşünmüyor. Tekrar Miraç'ı hayal etti. Onunla son zamanlar yaptığı telefon görüşmeleri mesajlar kısa bakışmalar aklına gelince yanakları ısındı.
"İyi geceler güzel bakışlım"
Miraç'ın attığı mesaja tekrar baktı. İç çekti. Yelda gibi Bervan gibi o da kavuşur muydu Miraç'ına.
"Hazan büyüdü artık"
Kulağına ismi gelince kapıya yaslandı Hazan. Annesinin sesiydi duyduğu.
"Ağam sinirlenme de konuşak ne var Yasinle baş göz etsek bizim kızı"
Yasin mi! Nasıl olur? Korkuyla atan kalbinin tuttu Hazan. Evlenemezdi Yasinle.
"İçeri geç Eşe"
Halim ağa'nın yorgun sesi duyuldu. Ardından yatak odalarının kapısı kapandı. Hiç bir şey duyamadı Hazan.
Endişeyle telefonu alıp Yelda'ya msj attı.
"Yelda , annem beni Yasin'e vercek!"
Attığı mesaja aniden dönüş oldu.
"Bekle ne diyon sen ne vermesi Yasin de kim?"
Belliydi Yelda Said'le msjlaşıyordu yoksa bu saate kalmaz uyumuştu o tembel kız.
"Miraç 'a haber edeyim mi bir şey yapsın"
Miraç daha ona teklif etmemişti ki evlilik lafını hiç duymamıştı dudaklarında şimdi ne diyecekti.
"Abime birşey deme işler daha kötü olur dur Didar'ı uyandırayım."
Gelen mesajla yüreği hoplarken yatağa oturdu Hazan. Kendi içinde güzel olsun istiyordu herşeyin.Kapı çaldığında Didar'ın yorgun sesi duyuldu.
"Kim?"
"Didar aç kızım kapıyı niye kilitledin? Acil mesele var!"
Bir süre ses gelmedi odadan. Yelda sıkılarak fısıltıyla konuştu.
"Ne gene uyudum deme Hazan'la ilgili!"
Odadan takırtılar geldikçe sabırsızlandı Yelda.
"Ne yapıyorsun kızım babamlar duymadan aç şu kapıyı."
Nefes nefese kalmış Didar'ın sesini duydu sonunda.
"Bekle giyiniyorum sıcak diye üzerimde birşey olmadan yatıyordum."
Yelda sanki görmüş gibi kızaran suratıyla fısıldadı.
"Sapık mısın kızım sen?"
Neyse ki bir süre sonra açtı kapıyı Didar.
"Ne olmuş Hazan'a?"
Saçları dağılmış kıyafeti desen omuzundan askılığı düşmüş geceliği ile duruyordu karşısında.
Kıpkırmızı olmuş Yelda'yı görünce sabahlığına elini attı giydi."Anlat" dedi yatağına otururken. Yelda yatağa yan gözle bakıp oturmaktan çekindi onun yerine tekli koltuğa geçti.
Didar Yelda'nın hareketine gülerek eşlik etti.
"Koltukta uyuyakalmıştım"
İğne batmış gibi zıpladı Yelda hızla yatağa gelip oturdu.
"Yanlış hatırladım uyku mamuru affet yatağımda yatıyordum." Yelda yerinden aniden kalkarken Didar kıkırdadı.
"Otursana kızım"
Yelda pes edip yatağa oturdu.
"Ne olmuş bakıyım Hazan'a?"
Soru utana sıkıla oturan Yelda'yı tekrar moduna çevirdi.
"Ay sorma Yasin diye bir adamla evlendirmeyi düşünüyormuş eşe hanım"
Didar kaşlarını çatıp odada ki dolabına baktı.
"Yaa... Öyle mi? Hazan ne diyor bu işe?"
Didar'da ki garipliği fark etmeyen Yelda konuşmaya devam etti.
"Ne desin tabiki hayır !"
İç çekti.
"Biliyorsun sevmiyor ki Yasin kimse o adamı kim sevmediği ile evlenmek ister? Bende dedim bekle Didar'la konuşayım sana döncem."
Didar kaşlarını çattı.
"E ben ne yapayım Yelda? Eşe hanım mantıklı bir kadına benziyor annesi ile konuşsun sevmiyorum desin"
Yelda Didar'ın omuzuna vurup yılın safı ödülünü kazanmışcasına baktı.
"Annesi diyorum babasına derken yakalamış Hazan sen beni dinliyor musun Didar? Burası İstanbul'a benzemez. Sence annesi fikrini önemseyecek olsa önce Hazan'a sormaz mıydı?"
Didar haklısın der gibi kafasını salladı.
Aklına gelen fikirle sırıttı.
"Ee Parlas abisine sorsun"
Yelda öksürükleri ard arda geldi.
"Delirdin mi kızım sen uykunu mu alamadın herkesten önce abisi öldürür onu."
Didar kıkırdayıp Yelda'nın omuzunu okşadı.
"Tamam tamam sakin olsun şöyle ona birşeyler düşüneceğim."
Bir süre kararsız bir şekilde baktı.
"Yarın Nermin yengesine söylesin durumu."
Yelda gözlerini iri iri açtı baktı.
Didar bugün heç eyi değildi. Hala İstanbul kafasındaydı anlaşılan.
Didar sıkıntıyla iç çekip Yelda'nın telefonunu elinden aldı.
Hızla numarayı ara tuşuna bastı.
"Alo Hazan?"
Saçını düzeltip volta attı odada.
"Tamam anladım sakin ol önce. Şimdi yarın ilk iş git Nermin yengene söyle durumu"
Bir süre sessizlikten sonra.
"Hayır çıldırmadım sana da bir kinim yok Hazan. Nermin Yasini hiç sevmiyor dün söyledi bana."
Kıkırdayıp konuşmaya devam etti.
"Orasını boşver sen . Dediğimi yap Nermin yengene söyle. O yardım eder sana biz de bir şeyler düşüneceğiz. Git yat artık geç oldu."
Telefonu Yelda'ya uzattı.
Tatlı bir gülümseme eşliğinde onu tutup yatağından kaldırdı.
"Çıplak yattığım yere oturuyorsun" Yelda hızla uzaklaşırken büyüyen gülümsemesinde yorgunluk izleri belli oldu.
"Onu yatıştır. Telefon hala açık uykum var yarın düşünür buluruz bir şey. Nermin de akıllı kadındır yardım edecektir."
Kapı dışına yavaşça çekilen Yelda'nın yüzüne kapı kapandı.
"Hadi iii geceler. Çok sıcak soyunup uyuyacağım."
"Nasıl uyuyacaksan uyu bana ne !" Diye çemkiren Yelda'nın ardından odadaki büyük dolabın kapağı açıldı.
Parlas takım elbisesinin üzerinde ki görünmeyen tozları silkerek çıktı.
"Çıplak uyumak?'
Tek kaşını kaldırıp Didar'a baktı.
"Fena fikir değil"
Didar kızaran suratıyla öfkeli bir şekilde yatağına oturdu.
"Hazan'ı ona verecek misin?"
Parlas hafif bir sırıtmayla baktı.
Cebinde ki küçük hediye paketini çıkartmak için fırsat bulamamış geldiğinden beri işler çok tuhaf ilerlemişti.
"O zamparaya kardeşini verecek misin diye soruyorum?"
Didar bu sefer öfkesini ve nefretini gizleyememişti. Başta Yasinle Parlas'ı kullanarak oynamak istiyordu ama işin ucu nasıl olduysa Hazan'a dokunmuştu. Allah'tan Yelda Miraç hakkında konusmamıştı. Ağızından kaçıracak diye kalbi bir tarafından atıyordu odaya girdi gireli Didar'ın.
Kızı elinden geldiğince hızlı postalamak için Nermin'i bile Parlas'a açık etmek zorunda kalmıştı.
"Zampara mı?"
Parlas eğlenen gözlerine rağmen düz bir ifadeyle sordu.
Didar sarı saçlarını toparlayıp başının üstünde topuz yaptı. Bir yandan da Parlas'a cevap veriyordu.
"Elbette Nermin söyledi. Bervan gibiymiş abisi de. Bervan hem sana hem abine hoşafı icirebildiğine göre..." Kaşlarını çattı.
"Dur bir dakika o hoşafı herkese içirdi o zaman Yasin de level atlamalı Zamparalıktan"
Didar'ın düşünceli hali Parlas'ın yatağına oturup onu kendine çekmesiyle son buldu.
Anında dudaklarına yapışıp ne hırçın ne de sakin sayılabilecek bir öpücük verdi.
"Hadi biraz uzanalım"
Yatağa çekip kızla birlikte uzandı.
Didar'ın kalbi çığlık çığlığa bağırıyordu sana dokunmasına nasıl izin verirsin. Beyni ise en azından depo olayı ve Hazan'ın durumu geçene kadar suyuna git diyordu.
İkilem içinde tedirgin bir halde robot gibi uzandı. Hiç bir uzuvunu kıbırdatmaya cesaret edemedi.
"Didar.."
Gerginlikten kapattığı gözleri ismini kulağına fısıldadığında açıldı.
"Benimle sınırlarımı test etmek için oynama" kulak memesini emip sertçe dişledi.
"Bu sana ilk uyarım."
Yataktan çıkıp giden adamın ardından baktı Didar.
Onu Yasin hakkında maşa olarak kullandığını fark etmiş olmalı. Ya da depo olayı için yahut Hazan mı?
Yaptığı hangi icraatı fark etmişti şimdi bu adam?
Didar düşüncelere dalarken ilginç bir şeyi daha fark etti. Keyifle kıvrıldı dudakları.
Bu hayatta Parlas'ı bir çok yönden kullanıyordu. O ise sadece birini yakalamıştı.
Özellikle onu dolaba sokmasına izin vermesi elinde olmadan güldürdü Didar'ı.
Kim dolabında bir öcü var dediğinde yalan söylemiş olurdu ki? Dolabında öcü hatta bir katil saklanmıştı Didar.
Yılın olayını yapmıştı ancak kimse bunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miram'ın kızı
ChickLitGenç bir kızdı masumiyetini çaldılar! Bir kadın oldu. Ve kadındı artık o kara gecede bir çığlık, kaldırıma yağan yağmur. Kadındı ıssız sokaklarda ki hıçkırık sesi Kadındı Beyaz ipekte ki Kanlı leke Kadındı İpe geçirilmiş ölümde ki soğukluk kadındı...