Ceylan Kartal
Akşam babam gelince, dediğimiz gibi dışarıda yiyecektik. Deniz kenarında güzel bir restoranta gittik. Antalya cidden güzel bir yerdi. Yemeklerimizi falan sipariş ettikten sonra, babamla Ufuk konuşmaya daldılar. Biz de Annem ben İrem güzel güzel sohbet ediyorduk.
İrem "Ben size bir şey söyleyeceğim" dedi hafif gülerek. "Söyle güzelim" dedi Annem tabii. "Şöyleki, biz bir iki haftalığına gelmedik buraya. Abimin buradaki işleri uzun sürecek ve ben de üniversite'yi burada okumayı çok istiyorum. İşin özü, biz temelli olarak geldik" dedi bir anda. Tabii ben şok.
Bir Ufuk'un bir onun suratına baktım şaşkın şaşkın "Bak şakaysa ağır ödetirim, ciddimsiin?" dedim heyecanla. "Evet, annemler de yakında gelecekler. Ama daha var tabii onların gelmesine. Okul işlemlerini halledicez abimle. Abimin İstanbul'da zaten evi vardı. İşi için git gel yapacak sürekli. O yüzden bana da ev bakıcaz. Öyle yani" dedi gülümseyerek.
"AAAAA ciddilerr ciddilerr" diyip boynuna atladım İrem'in. "Temelli burdasınızzz ağlıcamm şimdi mutluluktann" diyip zıpladım.
"Evet evet" dedi o da gülerek. "Bi dk ne evi ya, biz boşuna mı buradayız?" dedi Annem kızar gibi. "Ay evet İrem, benim odamda ikimiz kalırızzzz" dedim zıplayarak.
"Demi baba?" dedim heyecanla "Tabi kızım yaa, delirdin mi sen? Bizde kalırsın. Vay be Cadoloz kız kardeşim sonunda Türkiye'ye geri dönüyo he?" dediğinde hepimiz güldük. "Yaşasın bee" dedim tekrardan. Herkes bu halime gülüyordu.
✨
Bu sefer gözlerimi İrem'in sesiyle açmıştım. "Uyan Kuziii, okula geç kalacaksın" diye dürtüyordu. "Kalktım ya kalktım" diyerek kalkıp saate baktım.
"Lan annemde sende niye yapıyonuz lan bunu. Geç kalmıyorum lan geç kalmıyorumm" diyerek tuvalete gittim. İrem de arkamda kahkaha falan atıyordu.
✨
Giyinip hazırlanmıştım, evden dışarı çıktığımda kapıda Barlas'ın beklediğini görünce yüzümde bi gülümse oluştu ve "Günaydın" diyip yanına gittim.
"Günaydınn" dedikten sonra yürümeye başladık. İki de bir bana doğru dönüp bir şey söyleyecek gibi oluyordu ama sonra kafasını geri çeviriyordu. Ben de bu haline sırıttım ve "Bir şey mi diyeceksin Barlas?" dedim. Ben öyle diyince şaşkın bir ifadeyle yüzüme baktı ve sonra da yanakları kızardı. Lan sakin ol. "Y-yo bir şey demiyecektim" dedi.
"Peeki. Ee nasıl gidiyor hayat" diyince ben gülümsedi. "Daha iyi" dedi. "Yani, seni tanımadan önceki hayatıma göre daha iyi" dedi gözlerimin içine bakıp. Bunu demesi nasıl desem çok hoşuma gitti çünkü biliyorsunuz buraya gelene kadar o kadar çok arkadaşım olmamıştı. Ben de ona gülümseyip "Şey ne diyeceğimi bilemedim, çok mutlu oldum" dedim.
Bir süre konuşmadan yürüdük ve ben aklıma gelen şeyle "Barlas dün ben gittikten sonra tam olarak ne oldu?" dedim yüzüne bakarak. Yüz ifadesi değişti ve ciddileşti. "Bir şey olmadı ya" diyerek daha hızlı yürümeye başladı.
"Barlas bu olmamış haliyse yanii, sallama istersen" diyerek durdurdum. "Söyler misin? Ne oldu?" diye diretince "Tamam ya, çok bir şey olmadı ufak bir kavga çıktı o kadar" dedi.
"Kimle kim kavga etti" diye sorduğumda "Yani Ceylan kimle kim olacak. Biz ve o aptal çocuk öyle işte" diyip konuyu kapattı.
Ufaktan bir Ati için endişelenmedim değil tabi. Umarım bir şeyi yoktur. Zaten okula gelmiştik. Sınıfa girdiğimde gözüm direk Ati'yi aradı ama yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolu Yok, Ati242
FanfictionAtilla arkasını dönüp resimdeki küçüklüğümü göstererek "B-bu sen misin?" dedi. Anlamayarak suratında baktım "Evet benim" dediğimde dudakları şaşkınlıkla aralandı. Ardından dudaklarında küçük bir tebessüm belirirken fotoğrafı işaret edip "Bu fotoğra...