-13-

739 54 28
                                    

Ceylan Kartal

Elimi yüzümü yıkadım ve yüzümün kızarıklığının geçmesini bekledim. En son geçince de tuvaletten dışarı çıktım.

Sınıfa girmeyi düşünmüyordum, bahçeye doğru ilerledim. Öylece bahçeye doğru yürürken, koşturan bir grup beyinsiz beni itekleyerek önüme geçtiler ve sayelerinde dengemi kaybettim. "Fuck" diye bağırmasam daha iyiydi.

Tam yeri öpecektim ki biri kolumdan tutup düşmemi engelledi. Ama normal bir şekildeydi, şükür ki. Daha fazla yakınlaşmayı kaldıramam. Düzgün bir şekilde bıraktı kolumu, baktığımdaysa Barlas'dan başkası değildi.

Yüzüme iyi misin der gibi bakıyordu "İyiyim iyiyim sağol" diyip elimle omuzuna vurdum hafifçe. "Dışarı mı çıkıyorsun?" dedi bende başımla onayladım.

Sonra yürümeye başladık, okul bahçesine çıktık. Öylece konuşmadan yürüyorduk, bir baktım karşıda dünki şerefsiz pezevenk Mert ve arkadaşları.

Ay ben bu çocuğu sikerim, onun yüzünden sinirlerim daha da bozulmuştu. Öyle olduğunu düşünmiyecekseydim bile o öyle diyince Atiyle Jansetin sevgili olduğunu hatta iğrenç şeyler yaptıklarını düşünmüştüm.

Neyseki Ati öyle bir şey olmadığını söylemişti. Şaka gibi ya Janset'le arasında hiçbir şey yokmuş. Bu düşüncenin kafamda dolanmaya başlamasıyla salak salak sırıtmaya başladım.

Barlas "Noldu ya?" diyip güldü. "Ne ne oldu" dedim bende. "Bir anda sırıtmaya başladın da" dedi gülümseyerek. "Yok şey aklıma komik bir şey geldi de ondan" dedim geçiştirerek.

"Hı anladım. Şöyle oturalım mı" dedi kenardaki bankı göstererek. "Olur" diyip oturdum.

Öyle bahçedeki insanları seyrediyorduk, bir grup dışardaki basketbol sahasında maç yapıyordu. "Off berbatlar berbat" dedim yüzümü ekşiterek.

"Kimler?" dedi Barlas anlamadığı için, bende kafamla onları işaret edip "Şu maç yapanlar, hepsi aşırı saçma oynuyorda" dedim. "Sen basketbol'u baya bir seviyorsun sanırım he, hem baya profesyonel oynuyorsun" dedi gülümseyerek.

"Sevmek ne kelime hayatım basketbol olmuş benim be Barbo, ama evet çok uzun bir süre profesyonel olarak takımda oynadım Almanya'da" dedim sırıtarak. "Vay be. Bu arada Barbo lakabını baya sevdim" diyip güldü. "E iyi bundan sora Barbo derim sana" dedim.

Öyle yüzüme bakıp gülümserken elini yüzüme attı ve gözümün önüne gelen saçımı arkaya itti. Şaşırdım tabi ama bir şey demedim, anlamayarak yüzüne bakınca da "Şey kusura bakma ya, öyle gözünün önüne gelince refleks olarak yaptım" dedi. Ben de bir şey olmaz der gibi elimi salladım.

Sonra öyle etrafa bakarken Ati'nin karşı banklarda Emre' ve Fırat'la oturduğunu hatta bu tarafa hoş olmayan bakışlar attığını gördüm. E ama Ati yani, napıyosun?

Salar mısın Barlası ama ya. Benim de ona baktığımı görünce kafasını çevirdi, e dengesizmisin ya, Allah allahh.

Bize doğru gelen basket topuyla bakışlarımı Ati'den çektim ve ayağa kalkıp topu tuttum. Bu arada Saha baya çaprazımızda falan.

Ordaki çocuklardan biri bana doğru bakıp "Atar mısın?" diye bağırdı. Ben de potaya baktım, çok da uzağımda değildi bir kaç adım atıp zıpladım ve topu potaya doğru attım.

Tabii ki girdi, bu benim için en kısa mesafe falandı zaten. Gireceğini biliyordum zaten. Topu ordan potaya soktuğumu görenlerin hepsi şok oldu.

Görenler arasında bir iki saniye sessizlik oldu. Bu arada ben de topu atıp geri Barbo'nun yanına oturdum. Ardından "Oooo" lamlar falan başladı.

Yolu Yok, Ati242Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin