Yolu Yok, Ati242

-3-

Ceylan Kartal

'20.01.2004'

'Yavaş yavaş okuluma da sınıfıma da alışmaya başladım. Atilla sayesinde artık sınıfla da anlaşmaya başladım.

Atilla benim için çeviri yapıyordu. Onu çok şeviyorum, çünkü o benim buradaki ilk arkadaşım. Ve Türk, onun sayesinde her şey çok güzel. Onu çizdiğimde çok beğenmişti, ben de onun için bir tane daha çizdim ve ona hediye ettim. Çünkü ilk çizdiğimi veremezdim, olmaz o anlıktı, hatıra o.

Bu aralar Atilla ismimi şöyleyemiyor. Sinir oluyorum ama çok sevimli olduğu için kızamıyorum. Bana 'Celan' diyor. Ama benim adım CEYLAN. Of ya sinirlendim.

Bana yavaş yavaş Almanca kelimeler öğretmeye başladı. Mesela 'ich liebe dich' = Sen benim en iyi arkadaşımsın' demekmiş. Öyle dedi ve sadece ikimize özel olduğunu söyledi. Yani sadece en iyi arkadaşlar birbirine söylermiş.

Of ama beni mahfetti Atilla, rezil etti beni. 'fick' demek merhaba demek dedi. Ben de inanmıştım tabii ki de.

Nereden bilebilirdim ki ayıplı kelime olduğunu. Gidip sınıftaki çocuklara fickk dedim. Bende çok salağım, ama nerden bilebilirdim ki.

Sonra çocuk sinirlenip beni ittirdi ve yere düştüm. Canım çok acıdığı için de ağladım. Sonra Atilla geldi ve o çocuğu dövdü. Atilla ne kadar aptal da olsa, o benim kahramanımm.'

Evet, aslında uyuyacaktım fakat uyku tutmadı ben de kalkıp küçüklük günlüklerimi okumaya devam ettim.

Ah küçük Ceylan çok salakmışsın, minik Atilla beni büyük kandırmış. Bir çok kelimeyle hem de ama zeki çocukmuş valla.

Fick'i de merhaba diye tanıtmazsın be çocuk.
Peki 'ich liebe dich' i "Sen benim en iyi arkadaşımsın" diye öğretmesi. - seni seviyorum demek- Ah Atilla ah, bir insan küçükken bu kadar zıpır olabilir mi ya.

Küçükken ki en iyi arkadaşımdı o. Neyse sonra taşınmak zorunda kaldık ve bir daha da ondan haber almadım.

Ben bunları düşünürken uykum gelmişti ve uyuyakalmışım.

Oysa daha günlükleri okuyacaktım.

Alarmımın sesinden korkup yataktan düştüm. Ahh klasik ben, şu yataktan düşmeyi artık aşmalıyım. Sinirle yerden kalktım ve tuvalete gittim.

Dişlerimi fırçalayıp, yüzümü yıkama jeliyle yıkadım. Budur, yüzüm tertemiz, canım cildim seni çok seviyorum. Odama gittim ve bir yandan telefonumdan şarkı açıp bir yandan da giyinmeye başladım.

Oversize siyah, üzerinde kartal olan bir tişört. Altına ise siyah bir eşofman giymişyim, üzerime ise siyah kot ceketlerimden birini. Bir de babamın geçen aldığı bereyi.

Kulaklığımı kot ceketimin cebine koyup, spor çantamı da omuzuma aldıktan sonra tamamen hazırdım. Canım kahvaltı yapmak istemiyordu, annemle babam kahvaltı yapıyorlardı.

Annem'i ve Babam'ı öptüm "Bugün kahvaltı yapmak istemiyorum, nolur zorlamayın çünkü yemek istemiyorum" dedim yalvarır bir ses tonuyla.