1

3.8K 180 105
                                    

1: ❝Re-Unit❞

"NE DEMEK DANS KULÜBÜ BU YIL ULUSALLARA KATILMAYACAK?"

Şaka mı bu?

NCity Güzel Sanatlar Lisesi'nin yeni öğrencisi Park Jisung, dehşet dolu bir ifadeyle bağırdığında, ondan biraz uzaktan başka bir ses yükseldi.

"Dans Kulübü ulusallara katılmayacak mıymış?"

Tıpkı Park Jisung gibi birinci sınıflardan Yoon Bada, şok olmuş yüzü ve öfkeyle sıktığı yumruğu yüzünden elinde buruşan başvuru formuyla Dans Kulübü'nün kapısına doğru ilerledi.

Karşısında duran iki çocuktan uzun boyuna rağmen daha genç duran başını salladı.

Jisung yıllardır bu okulu kazanmak için çabalıyordu. Her şeyini vermiş, uyumadan, yemeden çalışmış ve tam üç yılını harcamıştı fakat onun liseyi kazandığı yıl, lanet olası kulüp tüm faaliyetlerini durduruyordu öyle mi?

Park Jisung, alayla güldü.

O kadar kolay olacağını hiç sanmıyordu.

Dans Kulübü'nün camdan kapısının önündeki masada oturan Zhong Chenle, ayaklarına sargı bezi sarmaya devam ederken, onlara bakmaya tenezzül bile etmedi.
"Lee Taeyong, Johnny Seo ve Nakamoto Yuta mezun oldu, Dans Kulübü üç ana dansçısını da kaybetti..." diye mırıldandı, işi bittiğinde ayaklarına balet ayakkabılarını geçirirken.
Ayağa kalkarak kahverengi saçlarını alnından geriye itti.
"... Kulüp çoktan dağıldı, yerinizde olsam denemezdim bile."

"Bu kadar basit olmamalı!" diye bağırdı Jisung, öfkeden dolmaya başlayan gözleriyle.

Elleri sımsıkı birer yumruk hâlini almıştı. Boğazına bir şey takılmış gibi yutkundu ve bir nefes verdi.

"Babamın hiçbir ulusal yarışmada temsil edemediği bu okula altın madalya kazandıracağıma dair ona söz verdim!" diyen Jisung, yumruk yaptığı ellerinden tekini havaya kaldırdı.
Babası bir zaman NCity'nin en iyi dansçılarından bir tanesiydi, ta ki sakatlanana kadar. O günden sonra dans hayatı tamamen biten adam, bir daha asla okulunu hiçbir yarışmada temsil edememiş ve okuluna bir ödül kazandıramamıştı. O da evlendiğinde ve oğlu olduğunda onu dansa yöneltmeye çalışmıştı ve şanslıydı ki Jisung'ta dansa karşı doğuştan bir yetenek vardı.

Babasına söz vermişti, asla onu yarı yolda bırakmayacaktı. Komşusu Bayan Kim'in küçük bale salonunda, sımsıkı sardığı bilekleriyle ağlayarak pratik yaptığı gecelerin boşa gitmesine izin vermeyecekti.

"Asla pes etmeyeceğim!"

Zhong Chenle, birkaç saniye onu süzdü. Demek babası bu okuldan mezundu, niye kulübü bu kadar kafaya taktığına şaşırmamak gerekirdi.

Omuzlarını silkerek kulüp odasının camdan kapısını açtı.

"İşin yoksa uğraş dur."

Jisung, onun öylece içeri gidişini engellemek için ellerini onu tutmak ister gibi öne uzattı.
"Efendim, hayır! Durun!"
Jisung'ın elleri yüzüne kapanan kapı yüzünden yavaşça cam kapıya yaslandı.

"Hiç olmazsa denedin." diye mırıldandı Yoon Bada, sarı saçlarını omuzlarından geriye iterken.

Jisung, üzgünce bir iç çekti ve başını önüne eğdi.
"Babama sözümü tutamadığım sürece ne anlamı var ki?" diye mırıldandı, sıkıntıyla.
Bakışlarını kıza doğru çevirdi çevirdi. Sarı, uzun saçları beline uzanıyordu, ön dişleri bir tavşan kadar uzun, yüzü de en az bir o kadar sevimliydi. Yine de yüzü oldukça asılmıştı.

love will tear us apart ➵ lee jeno✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin