7

692 84 14
                                    

7: ❝Practise Hard❞

"Daha çok esne." dedi Flora, bacaklarını öne uzatmış, ayaklarına bile dokunamayan Jisung'a doğru.
Park Jisung, ayaklarına yalnızca parmaklarını değdirmeyi denediğinde bile acıyla bağırarak geri çekildi.
"Olmuyor!"

Flora ona gözlerini devirdi ve yalnızca çocuğun sırtına oturarak onun öne uzanmasını sağladı.

Bu da Park Jisung'un acı dolu çığlıklarının yanında ısınan Huang Renjun'u sağır etmesi için yeterliydi.

"Tanrı aşkına kes bağırmayı, liflerin kopacak falan değil, yeterince ısındın. Biraz sonra geçer." dedi Renjun, 180 derece açtığı bacaklarıyla sağa ve sola doğru esnerken.
"Acaba bizim kadar esnemek zorunda olsa ne yapacak?" diye mırıldandı, kollarını yere koyarak yüz üstü yatan Daphne, bir anda bacaklarını başının üzerinden geçirerek omurgasını esnetmeye başlarken.
Onun yanında normal normal kollarını esnetmekte olan Lee Donghyuck ona yüzünü buruşturdu.

"Tanrım, yaratık gibisin."

Tek bacağını başına doğru çekerek esneten Chenle, Jisung'un üzerine oturmuş, onu zorla esneten Flora'ya baktı.
"Koreografiyi daha yapmadın, sadece bir taslağın var, değil mi?"
Flora başını sallayarak onu onayladı.
"Koreografiyi bitirmem için Nabi'nin ilk önce müziği bana teslim etmesi lazım." dedi, saçlarını karıştırarak.

"Ya kızım istediğin normal bir şey değil ki, gelmişsin imkânsızı istiyorsun benden! Aynı anda hem baleye, hem jazza, hem hip-hopa uymasını istemen zaten delice, bir de kalkmışsın 'Rumba'ya da gitmesi lazım, Bada'yı ne yapacağız?' diyorsun. Sen kafayı mı yedin?" diye bağırdı Nabi, önündeki nota taslaklarını öfkeyle yere atarken.

Flora ona ifadesizce bakmaya devam etti. Nabi hırslı, zeki kızdı, şu an büyük ihtimalle beynindeki çarklar sıkışıp kalmıştı ve hiçbir şey düşünemiyordu. Flora, onun öfkeden deliye döndüğünü biliyordu fakat yapacak bir şeyi yoktu, Nabi'nin bunu yapabileceğini çok iyi biliyordu ve onu zorlamaktan başka şansı yoktu.

"Sakin ol ruh hastası..." diye mırıldandı Mark, onun yere attığı kağıtları toplarken.
Hepsini düzelterek onları geri pratik odasının bir köşesindeki, Nabi'nin masasına koydu.
"... Bütün hepsini tek bir şarkıda birleştirmek zorunda değilsin, remix yapabiliriz. Eğer iyi bir geçiş efekti verebilirsen herhangi bir sorun olacağını sanmıyorum."
Nabi alayla güldü ve sakinleşmeye çalışır gibi saçlarını karıştırdı.
"Yıllardır müzik yapıyorum Mark, enayi değilim, ben de biliyorum iyi bir remix yapıp başımdan savmayı. İyi değil, en iyisi olsun istiyorum." dedi, içinde bir anda yanmaya başlayan hırs yüzünden hafifçe titrerken.
Tek elini yumruk yaparak yanındaki masaya geçirdi.

"Öyle bir şey yapayım ki, insanlar siz her şeyinizle dans ederken bile benim müziğime hayran olmadan geçemesin, yaparken mahvolayım fakat işim bittiğinde ortaya çıkan şey benim en büyük gururum olsun istiyorum!"

Mark, karşısındaki kıza şaşkınca bakakaldı. Nabi'nin ne kadar hırslı ve çalışkan bir kız olduğunu çok iyi biliyordu fakat şu an karşısındaki kız, onun tanıdığı Nabi'den çok farklıydı. Gözleri alev almış gibi bakıyordu, alt dudağı ağlamaya başlayacakmış gibi titriyordu. Mark onun masada otururken arada kafasına vurarak 'Çalış, üret, çalış!' diye mırıldanıp durduğunu fark etmişti, bu da şu demekti;

En az onların ulusalları kazanmayı istediği kadar Nabi de onları ulusallara taşımak istiyordu.

"İstiyorsan..." dedi Mark, onu daha da hırslandırmak için.
Kızın alnına bir fiske attı.
"... Yap o zaman."

love will tear us apart ➵ lee jeno✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin