22

497 68 36
                                    

22: ❝He's Gone, I'm Done❞

Flora, tepesinde toplanmış, kendisine dolu gözlerle bakan arkadaşlarına bıkkın bir bağırıp çıkartarak başının altındaki yastığını onlara doğru fırlattı.

"Yapmayın şunu!"

"Öğretmen Park!" diye bağırdı Jisung, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş suratıyla.
Neredeyse Flora'nın sakatlanmasının üzerinden bir hafta geçmesine rağmen yine de onu her gördüğünde ağlamaya başlıyordu.
"Öğretmen Park, sizin sayenizde babama altın madalyamı götürdüm! Size nasıl teşekkür edeceğim?"
Jisung, dramatikçe onun üzerine yığıldığında, Flora göz devirerek onun saçlarını karıştırdı.
"Pikeme sümük bulaştırmayı kesebilirsin."

Jisung, yavaşça ayağa kalktı.
"Ha, üzgünüm..."
O, gergince gülerek kenara çekilirken, Donghyuck ve Bada ise sarkıttıkları alt dudaklarıyla Flora'ya bakıyorlardı.
Flora iç çekerek sakinleşmeye çalıştı, gerçekten arkadaşları ona böyle davranmaya devam ederse oturup sakat olduğunu kabullenerek ağlamaya başlayacaktı.

"Bana acımayı kesin!"

"Acımak değil, sempati duymak diyelim." dedi Donghyuck, gergince gülerek.
Flora ona gözlerini devirdi.
"Kes sesini, sinirlerimi bozuyorsun."
"Sen de benim..." dedi Chenle, aksi bir ifadeyle.
Kollarını göğsünde birleştirmiş, suratını asmıştı.
"... Bizi bu kadar seviyor olman gerekmiyor."
Flora ona doğru elini uzattığında, Chenle tereddütle de olsa elini onun avucuna bıraktı.

"Bak..." dedi Flora, onun elini sımsıkı tutarken.
Gözleri hafifçe dolmuş, suratı solmuştu yine.
"... Taeyong'un size bu kadar yüklenmesinin sebebi bendim ve Jeno ilk defa benden ona yardım etmemi istemişti, Donghyuck ve Mark'ı son kez sahneye çıkmayı ne kadar istediklerini bile bile yarı yolda bırakacak değildim. Sorun değil, sizin için yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim."
Chenle iç çekerek dizlerinin üzerine çöktü ve başını onun göğsüne koydu.

Suçlu hissediyordu ki böyle hissetmesi gereken kişi o değildi. Malûm, kendisi çoktan Arjantin'e bir uçak bileti almış, hatta oraya varmıştı bile.

"Sen bizim için bunca şey yaparken, tüm bunların asıl sebebi öylece çekip gitti. Cidden inanılmaz."

Flora, ondan bahsedildiği an suratını asıyor ve duymamazlıktan gelmeyi tercih ederek başını hastane odasının camına çevirerek dışarıyı izlemeye başlıyordu. Herkes yine öyle yapacağını düşünmüş ve düşünmeden konuşmaması için Chenle'ya gözlerini açarak kötü birer bakış atmışlardı.

Flora ise daha fazla kaçmak istemiyordu... Onun aksine.

"Arjantin'e... Gerçekten gitti mi?"

Daphne'nin yanında sessiz sessiz oturmakta olan Renjun, Flora'nın üzerine dikilen gözlerinden kaçmak adına koltuğa iyice sindi. Başını yavaşça onaylar gibi salladığında, Flora hafifçe gülerek dolu gözlerini tekrar cama çevirdi.

"Vay be... Bu kadar kolaydı demek..."

Mark iç çekerek yanındaki Nabi'nin saçlarıyla oynarken, Nabi kısa saçlarını ondan kurtararak ayağa kalktı.
"Bakın, gerçekten kimse ölmeyecek-"
Donghyuck gözlerini devirerek onun lafını kesti.
"Bunu söylemen bile yeterince korkutucu."
Nabi, gözünün altına parmağını bastırarak aşağı çekti ve ona dilini çıkarttı.
"Sadece Jeno'yla konuşmam için bana para toplayarak Arjantin'e uçak bileti alın diyecektim."

love will tear us apart ➵ lee jeno✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin