13

541 67 32
                                    

13: ❝Snow❞

"Tamam, kes şunu!"

Jeno, bir anda müzik çaların fişini çekerek Flora'yı durdurduğunda, genç kız ağrıyan sol bileğini sallayarak ona döndü.
"Sorun ne?"
Jeno sıkıntılı bir iç çekti ve ellerini saçlarından geçirerek ona baktı.

Senin için endişeleniyorum.

"Bana kafayı yedirtiyorsun. İstediğin kadar dans etmemiş ol, senin gibi birisi asla bu kadar kötü olamaz. Dönüşlerin yarım, üst vücuttaki her bir hareket kusursuz olmasına rağmen ayak hareketlerinde batırıyorsun, solaksın fakat bir anda her şey için sağ tarafını kullanmaya başladın, sol ayağının üzerine düşmek yerine sağ ayağına ağırlığını vermeye çalıştığın için dengeni kaybederek sarsılıyorsun. Kesinlikle berbatsın fakat en berbat hâlin bile benden daha iyi..."
Çatık kaşlarla kollarını göğsünde birleştirdi.
"... Senden nefret ediyorum." diye homurdandı huysuzca.

Flora, şaşkın bakışlarla ona döndü. Jeno'nun solak olduğunu bilecek kadar ona dikkat ettiğini bilmiyordu ve bu onu şaşırtmıştı. Suratında ufak bir gülümseme belirdi.

"Sol bileğimde sıkıntı var..." dedi, sakin bir ifadeyle.
"... Geçen gün bileğimi burktum ama basit bir şey, sorun yok. Yine de üzerine yüklenmek istemiyorum."
Jeno tek kaşını kaldırarak bir ona, bir de bileğine baktı.
"Şişmiş, Flora. Gerçekten sorun olmadığına emin misin?"

Flora, olduğu yerde donakaldı. Eğer Jeno gerçekten bir sıkıntı olduğunu fark ederse asla o sahneye çıkmasına izin vermezdi, Taeyong'un aksine böyle bir şeyi asla yapmazdı. Flora sakatlandığı o günü çok iyi hatırlıyordu, Taeyong onu her şeye rağmen sahneye çıkartmıştı fakat onun bizzat eğittiği Jeno, böyle bir şeyi asla yapmazdı. Belki de Taeyong bu yüzden ondan bu kadar çok nefret etmişti.

Jeno var olduğu sürece asla Flora onu övmeyeceği için.

"Ne demek şişmiş?" diye huysuzlandı Flora, çatık kaşlarla.
Sakin olmaya çalışarak sertçe onun omzuna vurdu ve Jeno'nun acıyla bağırarak omzunu tutuşuna hafifçe güldü.
"Ödem değil. Kilo aldım."

"Nereden bilebilirim aptal, lokmalarını mı sayıyorum?" diye bağırdı Jeno ona doğru, hâlâ omzunu tutarken.
"Elin çok ağır."

"Özür..." diye mırıldandı Flora, kayıtsız bir ifadeyle.
Gözleri duvardaki saati buldu. Biraz sonra okul neredeyse bitecekti ve o ikisi hâlâ bir şeyler yememişlerdi, dans kesinlikle sizi tamamen kendisine isteyen, bencil canavarın tekiydi.
"... Yemek yiyelim."
Jeno, ona başını salladı ve odanın bir köşesine bıraktığı siyah kapüşonluyu üzerine geçirdi. Onun aksine yalnızca bir tişörtle dışarı çıkmaya yeltenen Flora'yla, Jeno ona gözlerini devirdi.

Gerçekten aptalın tekisin, öyle değil mi?

"Hırkan yok mu aptal, nereye gideceksin öyle?" diye mırıldandı Jeno, ona sorar gibi tek kaşını kaldırarak.
Flora elini 'boşver' der gibi salladı.
"Yukarıda bırakmışım. Yalnızca kantine gideceğiz, bir şey olmaz. Çok terledim zaten."
Jeno ona alayla gülerek inanamaz gibi bir ifadeyle baktı.
"O yüzden üzerine bir şey giymen gerek zaten, cidden bazen beyninin olmadığını falan düşünüyorum." diye homurdandı Jeno, üzerindeki kapüşonluyu çıkartırken.

Jeno'nun kapüşonlusu, doğrudan Flora'nın suratına fırlatıldığında, Flora gözlerini devirerek ona kapüşonluyu salladı.

"Ya sen ne olacaksın?"

Jeno, ona alayla güldü ve Donghyuck'un aşağıda bıraktığı kazağını salladı.

"Senin aksine hâlâ çalışan bir beynim var, merak etme..." dedi, ona göz kırparak.
"... Giy şimdi şunu, yukarıda kapılar açıktır."

love will tear us apart ➵ lee jeno✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin