10

545 72 21
                                    

10: ❝Team Work❞

"Bak şimdi, bu şarkının adı Sorry For Winning, gayet neşeli ve eğlenceli bir şarkı..." dedi Na Jaemin, yanındaki Lee Nabi'ye doğru.
Şarkıdan sözleri çıkartarak sadece enstrümantal kısmı bıraktı ve şarkının üzerine ikinci bir şarkı ekledi.
"... Bu da adını unuttuğum bir animenin giriş müziğiydi, çok takılma, sonuç olarak iç karartıcı ve korkutucu. İkisini birleştir ve ortaya çıkan şey, sen nasıl bir şey istersen ona dönüşsün, hangisini duymak istiyorsan onu duyarsın."

Nabi, kocaman açılmış gözleriyle ona döndü.

"Bu... Dahiyane!" diye bağırdı, suratında kocaman bir gülümseme belirirken.

"Yok canım, daha neler..." diye mırıldandı Jaemin, kıpkırmızı olmuş suratıyla.
Heyecanla arkasında duran ve kardeşi Flora'yla kendisini izleyen Daphne'ye baktı.
"... Duydun mu? Dahiyane olduğunu söyledi!"
Daphne, onun çocuksu tavırları yüzünden hafifçe güldü ve başını onaylar gibi salladı.
"Duydum, duydum."

"Kim bu avanak?" diye sordu Mark, Flora'ya doğru fısıldayarak.
Flora kaşlarını imalı bir bakışla kaldırdı.
"Daphne'yle az önce tanışmışlar, buz pateni yapıyormuş. Eğer müziğe yardım ederse Daphne onun koreografisini yapacağına dair söz vermiş." dedi, dudaklarını büzerek.
Mark kaşlarını çatarak, hâlâ şarkıyla uğraşan Jaemin ve Nabi'ye baktı.

O kadar yakın oturmak zorundalar mı?

"Tek yapman gereken iki ayrı şarkı yapmak." dedi Jaemin, tekrar Nabi'ye dönerek.
Nabi onaylar gibi başını salladı.
"Merak etme, o basit. Bir bale müziğinin üzerine gitar ve elektronik tarzda bir müzik eklerim. Elimde birkaç şey vardı, onları kullanabilirim. Benim asıl sinirimi bozan Rumba'yı nasıl ve nereye ekleyeceğim." dedi, çenesini sıvazlayarak.
Jaemin omuzlarını silkti.
"Flora koreografiyi yaptıktan sonra Rumba olan kısımlara ufak bir bas ve Latin müziği ekle gitsin." dedi, rahatça.
Nabi, yamuk bir gülümsemeyle ona döndü.

"Avanak falan ama kafa basıyor."

"Hey!" diye bağırdı Jaemin, ona surat asarak.
"Emin ol iltifat ediyor." dedi Flora, Jaemin'e doğru.
Jaemin onaylar gibi başını salladı.
"Fark ettim, biraz hakaret ederek seviyor sanırım."
Nabi 'peh'ler gibi bir ifadeyle ona baktı.

"Ben insanları sevmem, insanlar da beni sevmez. Sevgi gösterdiğim yok."

"Emo." dedi Mark, gözlerini devirerek.
Daphne onu başını sallayarak onayladı.
"Depresif velet."
"Psikoloğa gitmeyi bıraktı mı bu yine?" diye sordu Flora da onun gibi.
Mark onaylar gibi başını salladı.
"Büyük ihtimalle psikoloğu onu bırakmıştır, en son rehberliğe gittiğinde hocayı ağlatmıştı." dedi, Nabi'ye onaylamaz bakışlar atarak.

Nabi onlara orta parmağını gösterdi.

"Hepiniz odamdan defolun yoksa şu lanet müziği asla tamamlayamayacağım." dedi, huysuz bakışlarını onlara çevirerek.

"Müzik odası ne zamandan beri sana ait?" diye sordu Mark, ona tek kaşını kaldırarak.
Nabi, soğumuş, Mark'ın saatler önce getirdiği kahvesinden bir yudum aldı.
"Burayı benden başka kullanan yok, sence?"
"Kızı rahat bırak, yine kafana kornoyu yiyeceksin yoksa." dedi Flora, göz devirerek Mark'a kolunu atarken.
Mark, Flora'nın çaktırmadan ağzına bastırdığı eli yüzünden boğuk ve anlaşılmaz bir şeyler söyleyerek sustuğunda, Nabi ona orta parmağını gösterdi.

"Siktir git."

"Yeni tanıştığın insanların yanında kibar ol!" diye azarladı Daphne onu, tek elini Jaemin'in omzuna koyarak.
Jaemin, anında kıpkırmızı olarak Daphne'nin omzunda duran eline baktı. Suratında bir sırıtış belirmiş, gözlerinde hayranlık duyduğu her hâlinden belli olan bir şimşek çakmıştı.

"Siktirip gider misin lütfen?" diye mırıldandı Nabi, sorar gibi tek kaşını kaldırarak.
"Bu nasıldı?"

"Boşversene, biz gidiyoruz." dedi Daphne, ona gözlerini devirerek.

"Koreografiyi yapmaya başladım, olmazsa sen şarkıyı verdikten sonra tekrar düzenlerim ama yine de belki fikir almak istersin diye taslağı bırakıyorum ve eve uyumak üzere defoluyorum." dedi Flora, uykulu gözlerini ovuşturarak cebinden çıkartırdığı bir kağıdı onun masasına koyarken.
"Bye!"

O dördü, Nabi'yi içeride yalnız bırakıp odadan çıktılar ve yavaş adımlarla aşağı kata doğru yürümeye başladılar.

"Eve gidince çaldırın, olmazsa Jaemin sizinle eve kadar gelsin." dedi Mark, onlara el sallayarak.
Daphne sorar gibi ona baktı.
"Sen gelmiyor musun?"
Mark 'cık'layarak kaşlarını kaldırdı.

"Şu ruh hastasını bırakıp gidemem, eve o saatte gidemeyeceğinden değil, birisi bir şey yapmaya kalksa karşısındakini doğduğuna pişman eder de... Yine de aklım onda kalacak."

Flora, imalı bir ifadeyle başını salladı.
"İyi. Görüşürüz."
Mark ona şirince gülümseyerek el salladı.
"Bana öyle bakma yelloz."
Flora ise sadece sahte bir gülümsemeyle ona öpücük atmıştı.

"E... Eve bırakayım?" diye mırıldandı Jaemin, gergin olduğundan olsa gerek tuhaf tuhaf gülerken.

Flora iç çekerek o ikisine baktı.

"Tanrım... Üçüncü tekerlek olmak çok zor olacak..."



love will tear us apart ➵ lee jeno✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin