"Arkadaşlığa yaraşır biçimde örnek kişilik taşıyan nadir insanları bulman dileğimle."
EVEEET,YİNE BİR SALI GÜNÜ VE YENİ BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.NE OLDU,BİLİYOR MUSUNUZ? TAM YAZMAYA BAŞLAYACAĞIM SIRADA YENİ BÖLÜMÜ TEMİZE YARIM ÇEKTİĞİMİ FARK ETTİM. BEN DE DEDİM Kİ O ZAMAN YAZDIĞIM KISMI WATTPADE GEÇİREYİM,GERİSİNİ DE TEMİZE ÇEKTİKTEN SONRA YAZARIM. HİKÂYE ASIL ŞİMDİ BAŞLIYOR. UMARIM BEĞENİRSİNİZ.YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI ESİRGEMEZSENİZ ÇOK SEVİNİRİM. İYİ OKUMALAR... ************************************
Güneş, bana düşmanmış gibi yüzümde belirene kadar uykunun huzurlu kollarındaydım.
Diğerleri gibi, annemin beni öperek veya başımı okşayarak uyandırmasını istesem de bunun olanaksız olduğunu söyleyen mantığımı dinledim ve istemeden yattığım yerden doğruldum.
Bugün günlerden Pazartesiydi, yani yeni okulumda ilk günüm olacaktı.
Hiç heyecanlı değilim, deseydim yalan söylemiş olurdum ancak içimdeki tarifsiz korku dalgası heyecanımı bastırıyordu.
Acaba yeni okuluma alışabilecek miydim? Derslerine, hocalarına, ortamına ya da?
Doğrulduğum yerden kalktım ve dolabın karşısına geçtim. Ne giymeliydim?
Siyah tekli zinciri olan şortumu ve yazı baskılı salaş tişörtümü aldım elime.
Çabucak bunları üstüme geçirdim ve saçımı taradım. Tepeden bir topuz yaptıktan sonra hafif bir makyaj yaptım ve telefonumu da kulaklığımla çantama koyup, aşağı indim.
Makyajdan kastım, hafif bir rimel, cildimi ortaya çıkaracak toprak tonlarında bir allık ve aynı tonlarda bir rujdu.
Odamdan çıkmadan önce kendime boy aynasından bakmıştım ve hiç de fena değildim.
Mutfağa geçtim ve kahvaltı hazırlamakta olan Suna Anneye "Günaydın," dedim.
Her zamanki sevecenliğiyle bana karşılık verdi. Bir şeyler yememe fırsat yoktu bu yüzden ayakkabılarımı giymek üzere kapıya çıktım.
Hava mükemmeldi. Aşırı soğuk olmasa da esiyordu. Askılıktan siyah deri ceketimi aldım ve siyah converselerimi giydim.
Suna Anne, her zaman yaptığı gibi geldi ve bana 'hoşçakal' deyip, öptü. Çıkmadan önce ise,
"Bir iki lokma bir şey yeseydin yavrum," demeyi de ihmal etmedi.Ah Suna Anne ah! Anne hissi uyandırıyorsun içimde.
Selim Abi arabayı hazırlamış, beni bekliyordu. Onu daha fazla bekletmedim ve arabaya bindim.
Yarım saatlik yolumuz İstanbul trafiği yüzünden bir saate çıkarken ben kulaklığımı takmış slow müziklerimi dinliyordum.
Aslında kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerdim ancak aralarında en sevdiğim tür slowdu.
Selim Abi arabayı durdurduğunda, gelmiş olduğumuzu anladım ve kulaklığımın tekini çıkarıp arabadan indim.
Araba hızla uzaklaşırken, ben çevremi süzüyordum.
Bahçe, eski okulumun iki katıydı. Öğrenciler her tarafa dağılmış, gülüp eğleniyorlardı.
Ne yapacağımı bilemediğim kısa bir sürenin ardından merdivenleri çıktım.
İçerisi bahçenin aksine oldukça küçüktü. Burada kaybolmazdınız, ancak yine de buralara oldukça yabancı olduğumdan kayıt işlemlerini yapan müdür yardımcısının odasını bulamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN:KUM TANESİ
Roman pour AdolescentsDerler ki; zaman her şeyin ilacıdır. Bu söze inancım eskisi kadar güçlü değil.O gün, onu kendi ellerimle yurt dışına gitmesi için diğerleriyle birlikte taksiye bindiren bendim. Ama içimde yeşermeye başlayan umutlarımla gönderdim ben onu. O günün;...