Ocak 1987- Giresun
SELAM ŞEKERLERİM. UMARIM HEPİNİZ ÇOK, ÇOK, ÇOK VE ÇOK İYİSİNİZDİR. ZAMANLAMADA BİRAZ SORUN OLSA DA KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM! BU ARADA BİLMEYENLER İÇİN SÖYLEYEYİM: SELMA DOĞAN, BURÇAK DOĞAN'IN ANNESİ. PEKÂLÂ İYİ OKUMALAR. ***********************************
Nereye gittiğimi ve ne yaptığımı bilmeden bir süre öylece yürüdüm.
Mide bulantılarım ve baş dönmem artınca, bir doktora gitmeye karar vermiştim ve doktora gittiğimde hamile olduğumu öğrenmiştim.
Bu, nasıl olabilirdi? Koray'dan hamileydim! Olamazdı! Olmamalıydı! Ama olmuştu işte.
Koray'dan 2 aylık hamileydim. Bunu Alp'e nasıl açıklayacaktım? Hayır, ben aldatan fahişelerden değildim.
Koray'dan önünde sonunda hamile kalacağımı biliyordum. Koray ile yeni evlenmiştik.
1 yıl bile tam olmuyordu. Koray... Ben onu böyle tanımamıştım. Evliliği çok.. Çok farklı zannetmiştim.
Koray'ı çok farklı tanımış ve sevmiştim. Aslında o hiçbir zaman sandığım gibi biri olmamış.
Evlendiğimiz günden beri eve bir çok kadın getirdi. Buna neden mi göz yumuyordum?
Çünkü başka çarem yoktu. Boşansaydım, ailem beni eve geri almayacaktı.
Onlar çok.. İlkel insanlardı. Koray ile evlenmeseydim belki de şu an istemediğim ve henüz tanımadığım bir adamla evlendirilmiştim.
Evet, töre. Töre! Hayatta nefret ettiğim ve korktuğum en büyük kelime.
Doğrusu Koray'ı tanıyıp da evlenseydim yine aynı kapıya çıkıyordu. Evlenmek.
Asla tam olarak düşündüğüm gibi bir eylem değilmiş meğerse. Hayatımda bir kez kendimi düşündüm ve sevildiğimi zannederek Koray ile evlendim.
Şimdi düşününce keşke kendimi hiçbir zaman düşünmeseymişim. Töre ile evlenmek daha mantıklı geliyor şimdi.
En azından benim seçimim olmayan biriyle hayatımı geçirecektim. Ama şimdi.. Şimdi insanların kaç yüzü olduğunu saymaya çalışıyorum. İğrençler!
Koray da sevgi bulamayınca Alp ile tanışmıştım. Ancak şu saatten sonra hayatımdan silinecekti. Hayatımda artık Alp diye bir şahıs kalmayacaktı.
Yalnızca Koray, ben, fahişeler ve 2 aylık bebeğim.. Hayatımdaki rol dağılımı bunlardan ibaretti.
Alp'i aradım. Gerçeği bilmek onun da hakkıydı. Her ne kadar beni enkaz altında bırakacak ve zarar verecek olsa da.. Hakkıydı. "Alo?"
Derin bir nefes aldım ve başladım. "Alp, seninle mühim bir şey konuşmam gerekiyor."
Sesi endişeli geliyordu.
"Selma, sen iyi misin?"
Hayır. "Değilim. Lütfen.. gelir misin?"Gel de, vedamızı gerçekleştirelim. "Tamam. Neredesin?"
Etrafıma bakındım ve adresi söyledim.
10 dakikaya kadar burada olacağını söyleyip oldu.Ne diyeceğimi bilmediğim dakikaların ardından, karşıdan gelen Alp'i fark ettim.
Soğuk terler döktüğüm 1 saat sonrası, Alp ile ayrıldık.
Doğal olarak Alp, beni bir daha görmek istemediğini söyledi.
Ona kızamazdım, kızmıyordum. Kim olsa aynısını yapardı.
Kim karnında başka birinin çocuğunu taşıyan evli bir kadınla ilişkiye girmek isterdi ki?
Tanrı'ya isyancı değildim. Alp'e isyancı değildim.
Hayır, bana bu haberi veren doktora da isyancı değildim. Tüm öfkem yalnızca kendimeydi.
Neden? Neden Koray ile evlenmiştim? Neden Koray ile evlendikten sonra başka bir adamla ilişkiye giriyordum?
Bir fahişe miydim? Ah Tanrım! Olamaz! Bir fahişelik mi yapmıştım? Tanrım sen affet!
Asla ama asla amacım bu değildi. Yalnızca..
Sevgiye muhtaçtım. Lanet olsun ki aptal sevgiye muhtaçtım.
Ah, böyle olmaktan nefret ediyordum. Koray'dan ve getirdiği kadınlardan nefret ediyordum.
Ne yapmam gerekiyordu? Alp' den de ayrılmıştım.
Koray ile konuşmalıydım. Evet, tek yapabileceğim şey buydu.
En son yapmak istediğim şeyi yaptım ve Koray'ı aradım.
Bundan sonra güzele doyduğumu farz etmekten başka yapacak hiçbir şeyim yoktu. Hiçbir şey...
Kaderin güvenilmez kollarına bıraktım kendimi. ************************************EVET, ŞEKERLERİM BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELMİŞ BULUNMAKTAYIZ. HAFTAYA SALI GÜNÜNE KADAR KENDİNİZE ÇOK ÇOK İYİ BAKIYORSUNUZ. TABİİ PATAKLANMAK İSTEMİYORSANIZ.P UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR. BANA VE KARAKTERLERİN HAYATINA ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM HEPİNİZE. SİZİ ÇOOOK, ÇOK, ÇOK VE ÇOK SEVİYORUM. ÖPÜLDÜNÜZZ!...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN:KUM TANESİ
Novela JuvenilDerler ki; zaman her şeyin ilacıdır. Bu söze inancım eskisi kadar güçlü değil.O gün, onu kendi ellerimle yurt dışına gitmesi için diğerleriyle birlikte taksiye bindiren bendim. Ama içimde yeşermeye başlayan umutlarımla gönderdim ben onu. O günün;...