Annem...Yıllarca benim bir yalanla mı hayatıma devam etmeme göz yummuştu?
EVEEEET,AŞKLARIM! ÇİKLET VE UYUZA ARA VERMEMİN ASIL SEBEBİ,ZAMAN:KUM TANESİ ADLI KİTABIMA ODAKLANMAMDI. VE BU YÜZDEN DE AKLIMDAKİ SÜPER BÖLÜMLERİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İÇİN BURADAYIM.KEYİFLİ OKUMALAR :) BU ARADA,SİZİ ÇOK SEVİYORUMM.. ************************************
Dışarı çıktığımızda, Burçak'a ısrarım sonucu 'Short Black Cafe' yi tarif etmiştim.Zor da olsa kabul etmişti ve şu an buradaydık.Burayı özellikle seçmiştim.
Doruk'un işkencesini ayrıntılarıyla hatırlayıp,ondan sonsuza kadar nefret etmek için...
Ayrıca Burçak ile Buğra'yı da tanıştıracaktım,bundan iyi sebebim olamazdı.Bu,kafamızı dağıtmamız için güzel bir yoldu.
"Burçak,seni şimdi bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum."Merakla bana bakan çelik mavisi gözleri cevabını belirtse de o,başka bir soruyu dillendirdi.
"Hangi arkadaş?"
"Bahsetmiştim sana.Buğra ile.Onunla tanışmanı istiyorum.Hem uzun zamandır görmemiştim onu.Özledim."
Kaşları çatılırken gözleri üzerimdeydi.
"Öyle mi?"
Hevesle başımı sallarken,bir şey fark ettim.
Bir dakika! Kıskanmış olabilir miydi? Kıskanıyor olma ihtimali neydi?"Evet özledim.Ne var bunda?"
İstemsizce gülümsedim ve çelik mavisi eşsiz gözlerine baktım.
"Kıskandık sanki.."
Umursamazca omuz silkti.
"Hayır.Neden kıskanacağım? Yalnızca...Bu Buğra denen arkadaş, ne zaman gelecek?"
"Birazdan burada olur.Pekâlâ. Kıskanmıyorsan...Sorun yok,"
derken suratımda oluşan aptal gülümsemeye engel olamadım.Şimdi şimşekler çakıyordu beynimde. Burçak'ın notu gördüğünde sınıftan çıkması,Doruk'u bayıltana kadar dövmesi...Hepsi kıskançlığındandı...
Burçak Doğan,bizim Burçak...beni kıskanmıştı...Hem de deli gibi...Ve bu beni sebepsizce sevindirdi.
Yüzümdeki aptal gülümsemeyi solduran ve beni pembe bir rüyada olmadığıma acımasızca inandıran, Burçak'ın sesi oldu.
"Kardeşimin bu kadar değer verdiği,görmeyince özlediği çocuğu merak ettim doğrusu.Bakalım dediğin kadar var mıymış..."
derken gözlerime meydan okurcasına bakmaktaydı.Kendimi toparladım ve aynı gözlere beklediği bakışları gönderdim.
"İyi çocuktur Buğra. Ne istediğini bilir."
O an bakışlarla öldürme imkânım olsaydı Burçak çoktan ölmüştü.
Zira şu an öylesine sert bakıyordum ki sanki onu orada un ufak edebileceğime kendimi inandırmaya çalışıyordum...
Kendi tepkime kendim anlam veremeyerek, gözlerimi çelik mavi gözlerden çektim.
O tanıdık sesi duyduğumda, zamanlaması mükemmel olan sevgili Buğra'ya verdim tüm dikkatimi.
Olması gereken de buydu.Buraya geldikten dakikalar sonra Buğra'ya mesaj atıp acil buraya gelmesini söylemiştim.
Tabii Buğra her zamanki gibi gelmişti.Gelip günler öncesinde yapmış olduğu gibi yanağımdan öpücük aldıktan sonra,Burçak'ın gizlemeye çalıştığı -başarısız- öfkeli bakışlarına aldırmadan kucaklaştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN:KUM TANESİ
Fiksi RemajaDerler ki; zaman her şeyin ilacıdır. Bu söze inancım eskisi kadar güçlü değil.O gün, onu kendi ellerimle yurt dışına gitmesi için diğerleriyle birlikte taksiye bindiren bendim. Ama içimde yeşermeye başlayan umutlarımla gönderdim ben onu. O günün;...