ADAMIM (GAY) (Texting)

05

Kağan : Adamım?

Okan : (görüldü)

...

Kağan : Görüldü mü yiyorum?

Okan : Efendim.

Kağan : Neden böyle davranıyorsun?

Okan : Nasıl davranıyorum?

Kağan : Off Okan. Canımı sıkma ya. Derdin ne senin? Öptüm diye mi bu tavır.

Okan : Canın istedi diye beni öpemezsin BİSEKS Kağan.

Kağan : Saçmalıyorsun koçum. Biseksüel olmamı neden vurguluyorsun? Ben öptüm sen de karşılık verdin. Senden elektrik almasaydım seni öpmezdim herhalde.

Okan : Lan ne elektriği. Ne dedim ki ben sana?

Kağan : Samimi ve sıcaksın. Hem beni yakışıklı buluyorsun. Ben de seni tatlı ve zeki buluyorum. Zeki erkeklerden hoşlanırım.

Okan : Adam iki dakikada çözdü bizi. Evlenelim mi?

Kağan : Sen benden de hızlısın. Olur. Ne zaman?

Okan : Bir de ne zaman diyor.

Kağan : Sen ne zaman istersen yavrum.

Okan : Allah'ım sen beyin hücrelerime sahip çık. Beyin hücrelerim öldü Kağan.

Kağan : Beyin hücreleri ölmüş birine ne diyebilirim ki?

Okan : Lan güldürme 😂😂😂

Kağan : Bayılıyorsun bana. Kabul et.

Okan : Tamam cıvıma. Güzel öptün kabul ediyorum.

Kağan : Ohh sonunda.

Okan : Yani ters yapmış olabilirim ama hoşuma gitti.

Kağan : Dökül adamım bana böyle.

Okan : İyi tamam😒

Kağan : O suratı yalarım.

Okan : Yala

Kağan : Oha. Alttaki sinyal veriyor.

Okan : Edepsiz herif 😂😂

Kağan : Bendeki etkini gör.

Okan : Adamı hipnoz ederim ben.

Kağan :Egona sokayım.

Okan : Gerçekleri söylemek ego olmuş.

Kağan : Bazen senden nasıl hoşlandığımı düşünüyorum. Bu ego fazla.

Okan : Hoşlanan çok aslanım. Hoşlanma istersen.

Kağan : Kim hoşlanıyor senden?

Okan : Sana ne 😁

Kağan : Ne demek bana ne?

Okan : Kendine gel lan. Sevgilimsin sanki.

Kağan : Doğru ben niye tribe girdiysem.

Okan : Sana sormak lazım.

Kağan : Neredesin?

Okan : Fakültedeyim.

Kağan : Ben de geliyorum oraya. Gelince işin yoksa oturalım mı biraz?

Okan : Olur. Gelince yaz.

***

Kağan

Kampüse girip fakülteye yöneldiğimde iyice heyecanlanmıştım. Ona ilgim her geçen gün artıyordu. Fakültenin önüne gelince mesaj attım. Hemen cevap vermişti. Beklemeye başladım. Biraz sonra fakültenin çıkışında onu gördüm. Beni görünce yüzünde bir gülümseme belirdi. İçimi bir heyecan kaplamıştı. Yanıma ulaştığında yutkundum.

"Naber?" dedim heyecanımı bastırmaya çalışarak.

"İyiyim adamım. Senden?" dedi.

"Adamım? Sen demezdin bunu. İyiyim ben de. Nereye gidelim?"

"Tabir hoşuma gitti. Bize gidelim. Yani bana. Senin için sorun olur mu?"

"Yani şey. Yoo neden olsun ki?" Heyecanlandığımı o kadar belli ettim ki , tüy dikmediğim kalmıştı. Yüzüne yerleştirdiği tatlı gülüşünden öpmemek için kendimi zor tuttum.

Yolu bilmediğim için onu takip ettim. Bir metrobüs durağına gelmiştik. "Bindin mi hiç metrobüse?" diye sordu.

Her yere araba ile gidip geldiğim için metrobüse binmek nedir bilmiyordum. Heyecandan unuttuğum şey şimdi aklıma geldi. "Kafa kalmadı ki bende. Benim araba okuldaydı. Biz niye buraya geldik?"

"Arabanın olduğunu söylemedin ki. Neyse geldik artık." dedi.

Dudaklarımı bastırarak omuzlarımı silktim. Sırıttı. Her gülüşü , tebessümü ya da sırıtışı içimde bir şeyleri hareketlendiriyordu.

Durak çok kalabalıktı. Alışık olmadığım bir ortamdı. Okan ise ortamı yadırgamıyordu. Sessizliği bozmak için konuştum. "Hep böyle kalabalık mı?"

"Yani genelde." O sırada yaklaşan bir metrobüs ile öne atıldı. "Hadi gel buna bineceğiz." Ben bir kaç saniye ona bakakalmıştım. Aniden bileğimden yakaladı. "Gelsene hadi."

Kendimizi kalabalık metrobüse attık. Nefes alacak alan bile yoktu. Bunun bana en büyük avantajı ise Okan ile dip dibe durmam oldu. Benden 5-6 cm kısa olduğu için yukarıdan bakıyordum ona.
Metrobüs ilerledikçe her duraktan birileri biniyordu. Bu durum daha da işime geliyordu. Okan ile iyice yakınlaşmıştık. Gözlerimi dudaklarından alamıyordum. Bazen kafasını sağa sola çevirse de o da gözlerini yukarı kaldırarak bana bakıyordu. Adem elması bazen aşağı yukarı gidip geliyordu. Yutkundukça onun da heyecanlandığını hissediyordum. Göğüslerimiz birbirine değdikçe içim kıpır kıpır oluyordu.

Metrobüs yine durdu. Yine birileri bindi. Biz iyice yaklaştık. Alt tarafım onun bacağına değince gözlerin açarak bana baktı. "Kağan! Çek şunu!"

Tepkisi çok komikti. Ani bir kahkaha attım. "Özür dilerim. Ama etkileniyorum senden."

"Tamam neyse." Kafasını yana çevirerek güldü.

Gülüşü o kadar güzeldi ki içimden bir şeyler koptu. "Bunun için de özür dilerim."

"Ne?" Eğilip dudaklarına bir buse kondurdum. Bunu şimdi yapmasam çok pişman olacaktım. İçimde kalmasın diye yapmıştım. Etrafımızda bunu görenlerden sesler yükseldi. Yaşlı teyzelerin "terbiyesiz" nidalarını alkış tutan bazı genç kızların tatlı tepkileri takip etti. O ise utancından karşımda kıpkırmızı olmuştu.

***

Uzun zaman olmuş bölüm atmayalı 😁 umarım beğenirsiniz.