Kağan
Mete ile salona geçip oturduk. Okan ortalarda yoktu. Biz de havadan sudan konuşuyorduk. Aniden elektrikler gitti.
"Hay Allah ya. Bu nereden çıktı şimdi? Hangi devirdeyiz. Elektrik kesintisi yaşıyoruz. Ben mutfaktan bir mum alıp geleyim."
"Kanka, abartmasan mı lan? Arıza olmuştur." Yüzünü göremesem de sırıttığını ses tonundan farketmiştim.
Cevap vermeden çakmağımı yakıp yerimden kalktım. Bir kaç adım attıktan sonra kulağımı tırmalayan bir ses ile yüzümü buruşturdum. "Ne oluyoruz lan?"
Okan bir elinde megafon diğer elinde ise fener ile salona girdi. Yüzünde ise Testere maskesi vardı. Yüzüme tuttuğu fenerden gözüm kamaştığı için elimi ışığa siper ederek yüzündeki maskeyi gördüm. "I want to play a game!"
Geriye doğru adım atıp Mete'nin yanına geçtim. Sesten rahatsız olduğum için kulaklarımı kapattım. "Aşkım, delirdin mi? Bırak şu megafonu."
"Olmaz! Sizinle bir oyun oynayacağız."
Mete koluyla beni hafifçe dürttü. "Kanka az önce ne dedi?"
Ters ters yüzüne baktım. "Yaptığı her şey gayet normal geldi de söylediği şeye mi takıldın Mete?"
"Ne bileyim ya. Sevgilin normal değil ki."
"Aranızda fısıldaşmayın!" Okan yine megafona konuştu.
"Okan! Bırak şu megafonu. Seni duyabiliyoruz."
"Tamam aşkı-" Megafona konuştuğunu farkedince sözünü yarıda kesip megafonu indirdi. "Tamam aşkım."
"Hele şükür." Elindeki feneri de yüzümüze tuttuğu için gözlerim kamaşıyordu. "Çek şu feneri de. İyice zıvanadan çıktın sen. Çıkar şu maskeyi de"
"Beni delirttiğin zamanlara say yavrum." Maskeyi kafasının üstüne kaldırdı.
"O kadar prodüksiyon yapmışsın. Hani Testere'nin bisikleti." Mete araya girdi.
Okan pis pis sırıtarak feneri onun suratına tuttu. "Aslında düşündüm ama bisikleti merdivenlerden indiremezdim."
Gözlerimi devirdim ama karanlık olduğu için görmediler. "Aşkım, git şu şalterleri kaldır. Ne yapacaksak aydınlıkta yapalım."
"Olmaz!" Feneri bu sefer benim yüzüme tuttu.
Elimi ışığa siper ederek onu görmeye çalıştım. "Lan saçmalama artık."
"Susun ve beni dinleyin. Evet, sizinle iki oyun oynayacağız."
Kaşlarımı çatarak sordum. "Ne oyunu?"
Fenere çenesinin altından kendi yüzüne tutarak konuştu. "İtiraf ve bedel."
Mete beni dürttü. "Ulan çok korkunç oldu bu."
"Mete salaklaşma. Korku filmi mi izliyoruz burada." Okan'ın yapmak istediği şeyden vazgeçmeyeceğini bildiğim için ne istiyorsa hemen yapmak için sordum. "Aşkım, hadi ne istiyorsan yapalım. Şu oyunu oynayıp bitirelim."
Feneri rastgele duvarlara tutarak konuştu. "He şöyle. Yola gelin." Feneri bana doğru tutup yanıma geldi. "Aşkım sen mum ayarlayabilir misin? Bu fener sıkıcı olmaya başladı."
"Tamam. Hallediyorum." Feneri elinden alıp salladım. "Önümü görmek için buna ihtiyacım olacak. Malum elektrikler yok." Sırıtınca göz devirip yürümeye devam ettim. Mutfaktan aldığım mumlar ile salona döndüm.
Mete mumlar ile birlikte getirdiğim çay tabaklarını görünce sırıttı. "Olum oturduğun eve bak, mumları koyduğun şeye bak."
"Ne var lan? Ne olmuş?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAMIM (GAY) (Texting)
Teen FictionBirbirinden baskın iki karakterin komik , eğlenceli, bazen romantik , bazen erotik ,bazen de garip öyküsü. Kağan : Tanışalı on dakika oluyor. Dokuz dakikadır kavga ediyoruz. Bu benim öyküm birazcık yaralı. Okan : Şarkılı göndermene sokayım. Bak kaf...