Okan
Kağan ile sarılarak televizyon izlemeye dalmıştık. Kafamı Mete'ye çevirdiğimde uyuyakaldığını gördüm. Kağan'ı dürtüp Mete'yi işaret ettiğimde gözlerini devirerek sırıttı. Tekrar televizyon izlemeye döndük ama iki dakika sonra yerimizde doğrulup birbirimize baktık. Aynı anda bağırdık.
"Ayşegül!"
Yerimden sıçrayıp Mete'nin tepesine dikildim. Kağan da ortalığı toplamaya girişti. "Kalk lan kalk! Sevgilin gelecek. Berduş gibi zıbarmış yatıyorsun." Hiç tepki vermeyince omzundan tutup dürtükledim. Uyanmayacağını anlayınca masanın üzerine bıraktığı içindeki buzların bir kısmı erimiş olan buz torbasını alıp Mete'nin boynunun açık kısmına savurdum.
"Ulan, soğukmuş bu." Mete yerinden sıçrayarak kalktı. Refleks olarak ıslanan tişörtünü çekerek doğruldu. Gözündeki morluğun hâlâ orada geçmediğini farkettiğimde yüzümü buruşturdum.
Kollarımı göğsümde bağlayarak alaycı bir gülümseme ile yüzüne baktım. "Ayşegül daha gelmedi. Sen de malak gibi yatıyorsun. Şu kıza mesaj at sonra da banyoya gidip yüzünü gözünü toparla."
Aniden ayağa kalkıp hiç bir şey demeden koşarak salondan çıktı. Arkasından bağırdım. "Ayşegül'ü ara!" Ama beni duyup duymadığından emin değildim. İç geçirip Kağan'a yardım etmeye başladım.
***
Yaklaşık on dakika sonra kapı çaldı. Kapı sesi ile üst kat merdivenlerini tepinerek inen Mete'nin ayak seslerini duyduk. Yerimizde toparlandık. Kapıyı Mete'nin açacağını düşünerek yerimizden kalkmadık ama dört beş dakika sonra kapı tekrar çaldığında Kağan şaşkın şaşkın bana bakarak dudaklarını büzdükten sonra kapıyı açmaya gitti. Ben de Mete'nin kapıyı açmaya giderken merdivenlerden yuvarlandığını düşünerek arkasından gittim. Kapının önüne geldiğimizde Mete kapı deliğinden bakıyordu.
Arkasından seslenirken kollarımı göğsümde bağladım. Gözlerimi devirerek "Açsana ulan kapıyı."
Yerinde sıçrayarak arkasına döndü. "Şşşt! Evde olmadığımızı düşünürse çalar çalar gider."
Kağan dayanamayıp Mete'yi çekiştirdi. "Salak mısın olum? Biz kızı buraya kapıda dikilip dursun diye mi çağırdık. Çekil şuradan."
Kağan kapıyı açınca koyu saçlı, buğday tenli ve 165 boylarında bir kızla karşılaştık. "Nerede o sahtekar?"
Sağa solu gözümüzle taradıktan sonra arkamıza baktık. Mete arkamıza saklanmıştı. Önünden çekilince Ayşegül ile karşı karşıya kaldı. "Aşkım..." Kaşlarını kaldırıp şirin görünmeye çalıştı.
Ayşegül çantayı aniden kafasına geçirip Mete'yi paralamaya başladı. "Seni yavşak, seni düzenbaz, seni piç kurusu. Beni aldatırsın he!"
Mete önüne eğilip kendini korumaya çalışırken üzerimdeki şoku atlatıp Ayşegül'ün kollarına sarıldım. Kağan ise Mete'yi yerden kaldırdı.
"Kız dur! Önce bir dinle."
Kızı çekiştirmeme rağmen çantayı sallıyordu. "Bırak geberteceğim onu. Adi pislik!"
Mete kendini toparlayıp açıklamaya yapmaya çalışıyordu. "Aşkım bildiğin gibi değil. Vallahi şaka yaptık."
Kağan araya girdi. "İyi bok yedin Okan. Kız buraya Mete'yi yolmaya gelmiş. Hiç mi anlamadın tavrından?"
Bir yandan Ayşegül'ü zapt etmeye çalışıyordum. "Aşkım nereden bileyim. Beni de kandırmış zilli."
Biz kendi aramızda konuşurken Ayşegül hâlâ Mete'yi dövmeye çalışıyordu. Dayanamadım ve yüksek sesle bağırdım. "Yeter! Ayşegül seni bıraktığım an rahat durmazsan seni vestiyere asarım. Sabaha kadar orada asılı kalırsın." Sessizlik oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAMIM (GAY) (Texting)
Fiksi RemajaBirbirinden baskın iki karakterin komik , eğlenceli, bazen romantik , bazen erotik ,bazen de garip öyküsü. Kağan : Tanışalı on dakika oluyor. Dokuz dakikadır kavga ediyoruz. Bu benim öyküm birazcık yaralı. Okan : Şarkılı göndermene sokayım. Bak kaf...